1 En Kısa Dönem

En Kısa Dönem

0

Eğer AKP oylarındaki düşüş durdurulabilirse, 7 Haziran’da seçim yapılır!

AKP tarafından gizlenen “Ekonomik Çöküş” patlarsa, kimse 7 Haziran’da seçim beklemesin! Benim tanıdığım Erdoğan, savaş çıkarır yine de aleyhine sonuçlanacak bir seçim yaptırmaz…

Seçimin yapıldığını farz edelim. Yeni Meclis, tarihe “En kısa dönem görev yapan Meclis” olarak geçecektir. Çünkü Türkiye’yi bu çökmüş-kokuşmuş sistemle, tek adam diktalarıyla yönetmek artık mümkün değildir.

Kartlar yeniden karılacak, yeni siyasi yapılanmalar ortaya çıkacak, Şeriat özlemcileri ve Kürtçü-Bölücülerle anladıkları dilde hesaplaşılacak ve Türk Milleti gönlündeki siyasi partilerle kucaklaşacaktır.
Önümüzdeki günlerde bu düşüncelerimizi sıkça paylaşacağız.

Gelelim mevcut partilerden Lâik Cumhuriyet- Demokrasi-Türk Devleti karşıtı “TEK ADAM” partilerine ve onların Milletvekili aday listelerine;
Bu sistemde aday olanın “hangi partiden aday olursa olsun” seçilecek yere konmayınca şikâyet etmeye, ağlayıp sızlanmaya hiç hakkı yoktur.

Parti içi demokrasinin kırıntısının dahi olmadığı partilerden, kendilerine ve ülkeye demokratik davranış bekleyenler her şeye müstahaktırlar.

Hadi beraberce bakalım;

Erdoğan Partisi; (EP)

Bu partinin ne olduğunu anlamak için, manşetlerini Bilal Oğlan’ın attırdığı havuz medyasından Akşam Gazetesinin 08 Nisan Çarşamba günkü manşetine bakmak şarttır. Ne diyor başlık; “BAŞKANLIK LİSTESİ…”
“Lafın tamamı aptala anlatılır” demiş atalarımız!
Bu başlık, Erdoğan Partisi’nin Milletvekili listesini belirlerken, Melih Gökçek’in Ankara’ya diktiği “Robot Heykeli” gibi “Robot Milletvekili” istendiğinin kanıtıdır. Aranan robotlar bulunmuştur.
Erdoğan, Beştepe’den emredecek, EP Milletvekilleri anında yerine getirecektir!

Öcalan Partisi; (ÖP)

Bu parti, kendi gerçek yüzünü ve niyetini Türk Milletinden saklamak için, değişik kesimlerden ilginç kişileri aday gösterdi! “Konu mankeni” olarak kullanılacak bu enteller ve LGBTİ bireyler seçimden sonra (ÖP) tarafından derhal çöpe atılacaklardır.
Sinemacı Sırrı ’nın senaryosunu yazdığı filmde başrol, abisi Öcalan’ın komutanlarından olan, parlak çocuk Demirtaş’a verilmiştir. Öcalan’ın postası Demirtaş bu seçimde barış isteyen, kardeşlikten dem vuran, sürekli yumuşak mesajlar veren bir taktik izleyerek, insanları aldatmaya çalışacaktır.

Öcalan Partisi eğer barajı geçmek istiyorsa, Şanlıurfa’dan Milletvekili adayı yaptıkları Dilek Öcalan’ı evinden dışarı çıkarmamalıdır!
Apo ’ya etek giydirsen aynen Dilek kızımız gibi olacak! Ha Apo, ha Dilek yani! Saklayın onu, bakkala bile gitmesin!

Bu iki partinin de, bunların belirlediği Milletvekillerinin de, Türk Milletine hizmet etme, proje üretme, inşa etme, gelecek hazırlama, çağdaşlık konularında hiçbir etkinlikleri yoktur. Sahiplerinin çıkarları, bunlar için her şeyin önünde gelir. Türk Tarihi bunlardan bahsetmeyecektir bile…

Yazıyı tamamlayalım;

Bu iki partiye ve sahiplerine bakınca, geçmişte yaptıklarını irdeleyince,
Türk Milletinin bunlara oy vereceğine asla inanmıyorum. Yoğun propaganda ve basın etkilemesiyle, profesyonelce gerçekleştirilecek algı yöntemleriyle, Türk Milletinin kafasını karıştırıp oylarını almak isteyeceklerdir.

Kafası karışanlara önerim aşağıdaki “GERÇEK HAPLARINDAN” derhal birer adet almalarıdır.

-Kafası karışıp da Erdoğan’ın Partisine oy vermek isteyen kişi, tok karnına şu hapı almalıdır;

  • Kemal Kılıçdaroğlu veya Devlet Bahçeli Başbakan olsaydı, Türk Devletinin göz göre-göre soyulduğu, milyarlarca dolarımızın buharlaştığı 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olayları olur muydu? Bu çirkin olayların binde biri dahi olsa, Kılıçdaroğlu veya Bahçeli, olayların üstünü kapatırlar mıydı?
  • Kılıçdaroğlu veya Bahçeli Başbakanlığında, Müslümanların sadaka paralarının dolandırıldığı DENİZ FENERİ e.V olayı gerçekleşseydi, yüzyılın yardım soygunu denilen bu olayın üstü kapatılabilir miydi?
  • Kılıçdaroğlu’nun çocukları, gemi filoları- medya grupları- bir defada
    100 MİLYON DOLAR bağış alan vakıflara sahip olabilir miydi?
  • Bahçeli’yi aylık kirası 60 BİN TL olan evde otururken gören bir Allahın kulu
    var mı? (Erdoğan’ın Bakanı M. Güler’in işsiz oğlu, böyle bir evde oturuyor ve aylık 60 BİN TL kira veriyordu!)

-Kafası karışıp, 54 BİN insanımızın katili, 400 MİLYAR DOLARIMIZIN hırsızı Öcalan’ın, partisine oy vermeyi düşünen düşüncesizler ise, derhal şu hapı almalıdırlar;

  • Bir evladı yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu bilen analar-babalar, lütfen bu katil sürüsünün öldürdüğü on binlerce genci düşünün!
  • On binlerce gencin hayatına mal olan bu uyuşturucu kaçakçısı çeteyi düşünün!
  • ”Yoğunlaştırma Evi” denen yerlerde, Öcalan tarafından önce ırzına geçilip sonrada acımasızca öldürülen Kürt kızlarını düşünün!

Düşünün ve vicdanınız el veriyorsa gidin oy verin…

 

Zulme karşı çıkmayan, sesiz kalan unutmasın ki, o da zulme ortak olmuş demektir…

Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Nisan 2015
Rifat Serdaroğlu

 

 

yorum

Yorumlar kapalı.