1 Turnusol Kağıdı

Turnusol Kağıdı

0

Darbe girişimi bastırıldı, hainler cezalandırılacak, demokrasiyi kurtardık, bundan sonra önümüz açık ve daha birçok yorum, gözlem, gerçek veya asparagas haber… Ne kadarı doğru, ne kadarı çarpıtılmış, ne kadarı gelecekte yanlış olduğu ortaya çıkacak yalnızca bugünün doğrusu, şu anda kimse buna cevap verebilecek durumda değil.

Dünyamızda artık hiçbir sey sonsuza kadar gizli kalmıyor. 20-30 yıl sonra arşivler açıldığında kim ne yapmış, merak eden görecek. Iyi de bu ancak tarihçileri tatmin edebilecek bir konum. Halbuki atı alanın köprüyü geçmiş olmasını istemiyorsak bugün eldeki verileri değerlendirmek, sağlıklı karar almak zorundayız. Hiç değilse bizi idare ettikleri söyleyenlerin böyle yapması lazım.

Bunun için en iyi yöntem düz mantık. Bilhassa sosyal medyadaki senaryolara kulaklarını tıkayıp, oy verdiğimiz partiyi unutup, mümkün olduğu kadar akla dayanan, nötr, mantıklı analiz.

İlk soru, bu adamlar bu darbeye neden girişti? Tabii ki iktidara el koymak için, dolayısı ile soruyu biraz daha açayım. Bu adamlar darbe girişimine başarısız olacaklarını bilmelerine rağmen girişmiş olabilirler mi?

İlk veri : bu adamlar hain, ama ne DAEŞ fedaileri, ne de ülkenin en salakları. Kurmay olabilmiş subaylar, generaller, astsubaylar. Bu adamların hiçbiri, bıraktım kendi hayatlarını, tüm sülalelerinin geleceğini başaramayacaklarını bildikleri bir darbe için riske atmazlar.

Bu ancak bir durumda söz konusu olabilir. Darbeciler hemen darbeye girişmezlerse başlarına birşey geleceğini hissetmiş veya öğrenmişlerdir, battı balık yan gider yaklaşımıyla hareket etmiş olabilirler.

Burada da düz mantık işletelim. Bizim orduda 40.000 subay, 100.000 astsubay var. Darbeciler ise %5! Üstelik en kritik yerdekiler veya üst kademe değil. Arkalarına takabilecekleri tankçı, piyade, komando pek yok, öyle ki askeri liselerden bile daha 18’ine girmemiş çocukları görevlendirmişler. Haydi diğer birlikleri tatbikat, polise destek, teröre karşı işlem diye yollara çıkardılar, ama ertesi sabah ne olacak? Bu askerler bir gün sonra “eh ne yapalım, kader utansın“ deyip bu darbecilere itaate mi geçecek? Polisi ne yapacaklar?

Elini çabuk tutmazsa başına kötü şeyler geleceğini bilen intihar darbesi yapmaz, pasaportunu alır, gidebildiği ülkeye kapaği atar.  Sabahın 3’ü için planlanan darbe akşam 21’e alınmaz, en kötü olasılıkla bir başka güne ertelenir. Ne de olsa YAŞ 16 Temmuzda değildi.

Özet olarak “başlarına gelecekleri öğrendiler, son kozlarını oynadılar“ sonucunu çıkarmak çok riskli bir analiz. En büyük olasılık, başarılı olacaklarına inandıkları için bu deliliğe kalkıştılar.

Burada hemen ikinci soru devreye giriyor : yukarıdaki gözlemlerde değişen birşey yok, elleri bu kadar zayıfken hangi nedenle başarılı olacaklarına inanmış olabilirler ki? Iki şık : ya “biz bu işi oldu bittiye getirelim, kimse sesini çıkartamaz“ diye düşündüler, ya da birileri “siz başlayın, gerisini bizden sorun“ diye bunları manipüle etti, gaza getirdi.

“Oldu bittiye getirmek“ yine en büyük olasılık değil. Bunun için Genelkurmay başkanı olmasa bile en kritik yerdeki generallerin bunlarla hareket etmesi lazım. İstanbul en büyük şehir, buranin komutanı darbecilere karşı. Tamam F-16 ve helikopterler, oraya buraya atilan bombalar ama saha kontrolünü elde tutmadan oldu bitti de mümkün değil. Kendilerini hemen destekleyecek kara kuvvetleri birlikleri, yüksek rütbeli subaylar ellerinde yok.

O zaman en mantıklı analiz, bu darbecileri birilerinin manipüle etmiş, kendilerine güvence vermiş olması. Olayların gelişmelerine bakıyoruz, eğer varsa bu güvence vermiş olan parmağını oynatmamış. Tekrar yazayım, böyle birşey söz konusu ise, demek ki güvence verenin asıl niyeti bu adamları darbenin başarısız olacağını bile bile gaza getirmiş olması. Yani başarısız bir darbe girişimini arzu etmiş olması.

İki ayrı soru : kim ve neden? Bu manipülasyon ordunun içinden olamaz, böyle birşey olsa en azından Erdoğan ve Genelkurmay başkanı daha etkin bir şekilde koruma altına alınırdı. MİT? Adamların ilk bomba yağdırdıkları yerlerden biri MİT, bu da olmaz. Kendini MİT görevlisi olarak tanıtan çakma MİT’ciler? Bu adamlar yıllardır her tarafa sızmış, kimin kim olduğunu bilmeyecek kadar salak değiller. AKP’den bir kısım? Bu da olmaz, AKP içinde hoşnutsuzluk saklanamayacak seviyelere çıkmış olsa da buradakiler ancak koltuk değneği olur, kimse onların verdiği güvenceyle yola çıkmaz. Muhalefet? Ancak komedi filmlerinde olabilecek birşey. Geriye kim kalıyor? Hangi kurum bilmiyorum ama USA.

Peki USA niye Türkiye’de başarısız bir darbe girişimi ister? Türkiye’yi bölmek, çünkü müslüman ülkesiyiz ve benzer paranoyak açıklamaları bir tarafa bırakalım. Türkiye’nin AB’ye kabulü için en sağlam destek USA’dan. Türkiye’nin olmadığı bir coğrafyada İsrail’in konumu daha zorlaşır. Türkiye’nin karıştığı bir ortamda USA’nin Orta-Doğu sorunu tavan yapar vs.

Bugün Amerika’nın en önemli dış sorunu Suriye, Esad düşündükleri gibi kısa zamanda gitmedi, hâlâ orada. Pandora kutusunu açıp bir de başlarına DAEŞ derdini aldılar. Çesitli nedenlerle Amerika’nın Suriye’ye, örneğin Irak’ta olduğu gibi yığınlarca asker göndermesi söz konusu bile değil. DAEŞ’in ise yalnız havadan bombalarla ortadan kaldırılması imkansıza yakın, mutlaka sahada asker lazım. Bu iş bölünmüş Suriye halkı veya PYD ile olamıyor, sayıları yetersiz. PYD bizim sınır boyunca işgal ettiği yerleri elinde tutabilmek için bile Irak’tan gelen peşmergelere ihtiyacı var, ülkenin içine girip etkin olarak savaşması imkansız.

Amerika’nin baskısıyla Erdoğan şimdiye kadar birçok kez bizim ordunun Suriye’ye müdahale etmesini istedi ama buna en büyük direnç yine bizim ordudan geldi. Başarısız bir darbe girişimi sonrasında ordunun aynı direnci göstermemesi, gösterememesi muhtemel. Amerika, Rıza Sarraf dosyası ve hiç değilse bunun kadar önemli başka dosya nedeniyle Erdoğan’a daha da fazla baskı yapabilecek konuma gelmiş durumda. Yani Erdoğan bu kez orduya “haydi Suriye’ye“ emrini uygulatabilir.

Tarihe not düşelim. Gelecek bahar sonundan önce bizim ordu Suriye’ye girerse, arşivlerin açılması için 20 yıl beklemeye gerek yok, turnusol kağıdı elimizde, kimler içeriden ve dışarıdan Türkiye’yi kendi çıkarlarına alet edip Orta-Doğu bataklığına itiyormuş, anlayacağız.

 

İbrahim Çakıroğlu

 

yorum

Yorumlar kapalı.