1 TOBB Başkanı FETÖ’cü mü?

TOBB Başkanı FETÖ’cü mü?

0

Ankara’da TOBB Başkanını tanıyan, biraz da siyaset bilen birine bu soruyu sorarsanız sorun alacağınız yanıt şudur;
“15 Temmuz’dan önce TOBB Başkanını aynı anda, hem Erdoğan hem de Gülen arasa, TOBB Başkanı önce Gülen’in telefonuna cevap verirdi.”

Bu tespit doğrudur. Taa Kayseri’deki günlerinden kumpas ile TOBB Başkanı seçilmesine, Ankara’da İ. Melih Gökçek-Sinan Aygün- Zafer Çağlayan ile birlikte yapılan arazi alımlarından FETÖ’ye parsel-parsel arazi aktarılmasına, FETÖ’nün Bakanlıklardaki gizli işlerinin takibine kadar her konuda TOBB Başkanı ile FETÖ işbirliği vardır.

Esasında, FETÖ’ne en çok yardım eden kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.
FETÖ’nün elini öpen o!
FETÖ’den sürekli destek isteyen o!
TV canlı yayınında FETÖ’ye minnet-şükran-bağlılık ifade eden o!
FETÖ’ne darbe yapacak kadar “Devlet Gücü” enjekte eden o!
Tam 11 sene FETÖ’nü devletin koynunda saklayan yine o!

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Anayasaya bağlı olarak görev yapan Cumhuriyet Savcıları bu gerçeği görmezden gelip, gariban insanların hayatlarını karartmakla meşgulken, ülkede hukuk askıya alınmışken, demokrasi dilim-dilim doğranırken, ülkede at izi it izine karışmışken, kimin FETÖ’cü, kimin Badem’ci olduğu beni hiç ilgilendirmiyor. Hepsi aynı menzilin yolcusu nasılsa!

Eğer Cumhuriyet Savcıları TOBB Başkanının FETÖ’cü olup olmadığını merak ediyorlarsa, öncelikle Seyfullah Genç-Burhan Güneş-Tevfik Bilgin-Halil Can-Yaşar Küçükçalık adlı kişilere sorsunlar.
Adresleri TOBB Başkanında olan bu kişiler yurtdışına gittilerse, TOBB Başkanvekili Halim Mete’ye sorsunlar! Halim Mete, kim kaç defa Pensilvanya’ya gitti, neler verildi, neler yapıldı, hepsini bilir…

TOBB Başkanı, hadi çık ortaya “Ben FETÖ’nü tanımam, hiç görüşmedim, de!”

LOZAN, NERENİZE BATTI?
Bu lafın benzerini zamanın Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir söylemişti;
“Çınar ağacının dalı nerenize battı Sayın Hükümet. S.ktirin gidin” demişti.
Erdoğan bu sözler için dava dahi açamamıştı!
İşte bu Erdoğan, şimdi “Lozan’ı bize zafer diye yutturdular, bunun neresi zafer” diyebiliyor!

Lozan’dan aynen Erdoğan gibi rahatsız olanlar var. Bunların kim olduğuna bakınca, Türk Milleti’nin karşısındaki ittifakı net olarak görmek mümkün.
Bu ekibi Sayın Arslan Bulut yazdı! Kendisine teşekkür ediyor ve aynen bir daha yazıyorum;

ABD;
Amerikan Ordusu, Lozan’ın yıldönümü olan 24 Temmuz 2002 de, Türkiye’yi işgal senaryosuyla, “Bin yılın meydan okuması-2002 adlı tatbikat yaptı.
ABD halen Lozan’ı Parlamentosunda onaylamamış bir ülkedir!

AB;
AB, Lozan’da kabul edilen gayrimüslim azınlıklar dışında, Kürtleri-Lazları-Çerkezleri azınlık kabul ederek, Lozan’ı tanımadığını açıkça söylemektedir.
AB’nin lider ülkelerinden Almanya ve Fransa yetkilileri her fırsatta şu sözü tekrar etmektedirler; “Lozan’da bir KÜRT Devletinin kurulmamış olması, büyük hatadır!”

Patrikhane;
Bartholomeos; “Türkiye’nin AB’ye üyeliği, Anadolu’da önceden var olmuş Hıristiyan toplumlarının yaşadığı bölgelerde yeniden Hıristiyanların yaşamasına izin vermelidir. Biz de o zaman tüm kiliselerimizi yeniden ayine açarız” demişti!
Bu cümledeki Hıristiyan yerine “Müslüman”, kilise yerine “Cami” kelimelerini koyun ve İstanbul’dan az nüfusu olan Yunanistan’da söyleyin bakalım!
Hadi Bin Ali, söylesene!

Barzani;
Kuzey Irak Anayasasının giriş bölümünde, “Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı ilk defa Wilson prensipleri ile kabul edilmiştir. Sevr Antlaşmasının 62-64 no lu maddeleri Kürtlere kendilerini yönetim hakkını vermiştir. Biz Sevr’i kabul ederiz, Lozan’ı değil” denmektedir! Barzani, Erdoğan’ın en kıymetli dostlarındandır.
Türkiye bir yana, Barzani bir yana! Damat, Kuzey Irak’ın petrolünü nakledip milyon-milyon dolarları istiflesin de, Barzani ister PKK’yı korusun, beslesin, ister “Kürt Devleti” için ABD ve İsrail’le anlaşsın, Badem için hiç sorun olmaz!

Ermenistan;
29 Ocak 2015 te BM Genel Sekreterliğine verilen bildirgede, Türkiye’de “Ermenistan ve Kürdistan” devletlerinin kurulmasına olanak tanıyan ABD Başkanı Wilson prensiplerine ve Sevr Antlaşmasına dikkat çekildi!

Bunların hepsi Lozan’a karşı ve aynen Erdoğan gibi düşünüyorlar.
Türk Milleti bu gerçekleri görmeyip, hala uyumaya mı devam edecek?
Ne dersiniz?

 
Rifat Serdaroğlu, 05 Ekim 2016

 

yorum

Yorumlar kapalı.