Seni Reis diye baş tacı etmişler, ağlasam mı gülsem mi, bilemiyorum.
Şu tepeden baktığın aşiret reisi Barzani var ya, yıllardır almış, seni parmağının ucunda oynatıyor, senin burnun Kaf Dağlarında, farkında bile değilsin, farkına vardığında da iş işten geçmiş oluyor.
Adamın Irak Federal veya bizim deyişimizle Merkezi Hükümeti ile yığınlarca sorunu var, yıllardır da vardı. Her seferinde bu sorunlardan sıyrılmak için seni kullandı, sen de sazan gibi her atılan oltaya takılıverdin.
Biz iç piyasada yedirmesi kolay olsun diye buraya Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) diyoruz ama Barzani oraya Irak Kürdistanı adını takmış, her tarafta, seninle olan yazışmalarında bile bu ismi kullanıyor. Üstelik bu yeni bir şey de değil. Erbil’deki Türkmenler, çevredeki Arap köyleri filan onun için detay; yıllar öncesinden beri Barzani göstere göstere oraları zorla kürtleştiriyor, işi eski nüfus ve tapu kayıtlarını imhaya kadar bile götürüyor.
Senden tepki? Ne tepkisi, tam tersine. Adam 2014’de köşeye sıkışmış, memur maaşlarını ödeyemeyecek halde, sana bir gel-gel yapıyor ve Kuzey Irak petrollerini sana sattırıyor, parasını da Irak’a yollamıyor, senin izninle Halk Bankası’nda tutuyor.
Bu şekilde, Aralık 2014’de Merkezi Hükümetle eli biraz daha güçlü olarak masaya oturabiliyor. Yapılan anlaşmaya göre günde 550.000 varil petrol ihraç edebilecek, gelirin % 17’si IKBY’ye verilecek.
Olmuyor tabii, milyar dolar beklediği yerden yarısını bile alamıyor. Adam senden kurnaz, yine bir olta atıyor. Şubat 2015’de kendisine 500.000 milyon dolar borç veriveriyorsun… Daha önceki petrol satışları kaçak, Halk Bankası’ndaki paralar uluslararası kriterlere göre kara para, senin dediğin dedik, kestiğin kestik. Barzani bıyık altından gülüyor tabii.
2014’de kendisi Habur gümrük kapısından konvoyu ile karşılanmış, el üstünde tutulmuştu. 2016 daha da ihtişamlı. Ankara’ya uçak ve devlet başkanı olarak karşılanma. Ve senin ofisinde bizim Türk bayrağının karşısına konulmuş Kürdistan bayrağı! Eh yani, adam almış seni kafaya, bayrağını bile çektirmiş resmi konuta…
Bunların karşılığında sen ne elde ettin? PKK Irak’tan dışarı mı atıldı, Irak’ta Süleyman Şah Türbesi’ni mi koruyabildin, Güney sınırımızı güvenceye mi alabildin? Ağız kalabalığına gerek yok, aldığın, tek cümle ile hava cıva. Hatta tam tersi, başımıza yığınlarca dert.
Bu referandum olayı… Sende jeton belki yeni düştü ama Barzani bunu yıllardır söylüyor, kimseden sakladığı bir şey değil ki!
Şimdi ne yapacaksın bakalım? Barzani Berzeni mi olacak? Adam sayende istediğini aldı, yarın bağımsızlığını ilan etmeyecek ama ilk adımını sağlam atmış oldu. Merkezi Hükümet ile daha güçlü olarak kıran kırana pazarlığa oturacak. Arkasına zaten Amerika’yı da almış, sen istediğin kadar “eyyy” çek, sesin bizim sınırlara kadar, ötesinde takan yok.
Irak sınırında askeri tatbikat. Yine kendi % 50’ne dönük algı operasyonu. Barzani, senin karşına ek bir nöbetçi dikmeye bile gerek görmüyor. Irak’a mı gireceksin? 10 kilometre girsen tüm dünya karşında, Türkiye’yi çökertirsin.
Sınır kapılarını mı kapatacaksın? Bizim ihracatın % 6’sı Irak’a. Senin yandaşlar da oralara yığınlarca yatırım yapmış, daha paralarını alamamışlar. Libya’da bir darbe yeyip homurdanmışlardı, ikinci darbe de buradan olur.
Güney-Doğu’da yüzlerce şirket buraya ihracat yapıyor, binlerce kişi buradan geçiniyor. Yüzlerce TIR’in tek işi bu. Haydi kapat sınırları. Parayı basınca Barzani ihtiyaçlarını başka yerden de alır, sen de Güney-Doğu’yu ayağından vurmuş olursun.
Bu ne biliyor musun? Aslı HBB sendromu ama yine ben nezaketi elden bırakmayayım, HŞBB sendromu, Her Şeyi Ben Bilirim Sendromu diyeyim. Reis, dik dur eğilme filan dendikçe tamamen gaza geldin; analiz yoksunu, vizyonsuz, tarih bilgisiz danışmanları etrafına topladın, sonuç ortada.
Şu dış politikamıza bakıver, güya uyanık geçiniyorsun ama kim gelirse seni kullanmış, kim gelirse istediğini elde etmiş. Suriye’ye sen girmişsin, 3 milyon Suriyeli de Türkiye’ye. BOP eş başkanı demişler, etrafında dost kalmamış. AB üyeliği göstermişler, vizesiz girişe fitsin, yakında bazı eski bakanların oralara vize ile bile gidemeyecekler.
Seni suya götürmüş, susuz getirmişler, haberin yok.
İbrahim Çakıroğlu