Bakıyorum, ağzın kulaklarında, elin kornadan ayrılmıyor, caddeleri, meydanları meskan eyledin… Sözüm, artık ortalıkda pek kalmadı ya, gerçek demokratlara, bayrağını Türkiye’ye inandığı için eline alıp çoluk çocuk yollara dökülenlere, darbeden gerçek olarak nefret edenlere değil. Takke-entari etrafta dolaşanlara, türk bayrağının yanında Suudi Arabistan bayrağı sallayanlara, bana kendi yaşam tarzını kabul ettirmeyi kafasına koymuşlara…
Üzgünüm molla, yine herşeyi birbirine karıştırdın. Bu darbeyi sen mi bastırdın zannediyorsun? Bugün neredeyse üniformasına tüküreceğin silahli kuvvetler içinde canı pahasına çarpışanlar olmasaydı ne olurdu biliyor musun? Bireysel olarak tankın önüne koşan, üstüne çıkanlara helalinden selamlar; ama sen ancak sürü halinde toplanınca sesi çıkanlardansın. O akşam da bekledin, daha sonra yine sürü halinde ortaya çıktın, o da millet tankı tüfeği etkisiz hale getirdikten sonra.
Şansı olmadığı için o bölüğe düşmüş, ne olduğunu bilmeden tankı ile bir taraflara gönderilmiş, teslim olmuş mehmetciğin üzerine yürüdün. Eline kemer alip dövmeye, sopa alip linçe kalkıştın. Tekmeledin, vurdun, ezdin. Sana yuh diyeceğim ama zaten kafan basmıyor, anlamazsın.
Daha sende jeton düşmedi, bir sakinleş, kafanı çalıştır. Bu darbe girişimi bildiklerinden değil. Dur, dur, anlatacağım. Bu darbeye soyunanlar kim? Laikler, Atatürkçüler, neredeysa beddua okuyacağın okumuşlar mı? Yoo, düne kadar senin yanında olan sizinkiler değil mi? Hemen kendini geriye çekme, onlar entari giymiyorlardı ama ayni yolun takiyecileri değil miydiniz?
Yanıldığın başka bir konu daha var. Bana birşey olmaz, ben ne fetocuyum, ne darbeci. Cemaat ile de işim olmaz. Ama sen arkana baktın mı?
Bu Cemaat orduya, polise, yargıya, bakanlıklara, her tarafa sızmış. Özel okullar, dersaneler, yurtlar açmış, buralardan yığınlarca kişi geçmiş, bir taraflara yerleşmişler. Kimi devlet dairesine, belediyeye girmiş, kimi imam, öğretmen,avukat olmuş, kimi de kendine başka iş tutmuş. Şimdilik girip sızamadıkları ter yer AKP ve teşkilatı! Mümkün mü? Bir dur, soruyu tekrar oku. Beraber aşındırdıkları yollar, içtikleri sular filan… Hatırlarsan Reis bile “ne istediler de vermedik ki“ diye ağzından kaçırmıştı. Tamam mı? Böyle bir ortamda Cemaat’in AKP’ye bırak sızmayı, teşkilatın her seviyesinde tekke açmış olmaması mümkün mü?
Bakma sen bugün sırtının sıvandığına. Yarın bu sızıntılar da ayıklanacak. Senin direkt olarak Cemaat ile ilişkin olmayabilir, ama emin misin senin tarikat liderinin aynı kaptan su içmediğine? Sana vaaz veren imamın cemaatci olmadığına? Sana “haydi toplanın, allahuekber, şuraya gidiyoruz“ diyenin Cemaat’ten talimat almadığına? Senin işvereninin Bank Asya ile ilişkisi olmadığına? Cemaat finansmanı ile kurulan yerlerle sıkıfıkı ticaret yapmadığına? Sana güleryüz gösteren belediyedeki adamın oraya Cemaat tarafından getirilmediğine?
Arkanı dayadığın hırbo içeriye alınırsa ne diyeceksin? Unutma, bunlar kamyon dolusuydu ve şimdi ya ayıklanacaklar, ya da sesleri solukları çıkamayacak.
Darbenin başarısız olmasındaki en önemli unsurlardan biri, senin hiç sevmediğin televizyon kanalları oldu. Reis’in “halk meydanlara“ çağırısını ilk yayımlayanlar kim? 15 Temmuz akşamı en fazla izlenen kanallar, en fazla göz atılan gazeteler hangileri? Neymiş? Hür basın herkese lazım olurmuş!
Gördün işte. Cemaat beraber yola çıktıklarını meğer aldatıyormuş. Merak etme, seninkiler de öyle. Geriye bir dön bak; din tacirlerinde ihanet, yanındakini çok kolay satma, sizin bu takımın fıtratında.
Sakalını bir sıvazla, nereye gelmek istediğimi söyleyeceğim. Hukuk, anlamazsın diye açayım, kanunlara göre karar veren, yaşı kurudan ayıran, sürü kafası ile hareket etmeyen mahkemeler yarın herkese daha da lazım olacak. Yani aklını başina al, bak fetocular kendilerini yenilmez zannedip bir halt ettiler, başlarına geleni gördün; ayağını denk atmazsan senin başına da bunlar gelebilir.
İbrahim Çakıroğlu
