1 Çete

Çete

0

Bilenler bilmeyenlere anlatsın demek var ama araştırma yapmayı pek sevmeyen bir toplum olduk, en iyisi hatırlatmak.

Siz işveren olsanız işe alacağınız biri için bile kimin nesidir diye merak etmez misiniz? Örneğin muhasebeci olarak başvurmuş bir kişinin daha önce çalıştığı yerden tomarlarca parayı çalmış olduğunu bilseniz bu kişiyi işe alır mısınız? Veya atölye şefi olarak daha önce berber çıraklığından fazlasını yapmamış birini?

Devlet işleri daha da ciddi olması gerekirken niye böyle değil öyleyse?

Ak Parti Sivas milletvekili Mustafa Açıkalın. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan beri yanında. “Zimmet, bilet kalpazanlığı, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanıyordu, milletvekili yapıldi, dokunulmazlığa kavuştu.

Ak Parti Kayseri milletvekili Adem Baştürk. O da “belediyede kurulan teşekkülün kurucularından olmak, irtikâp, zimmet, ihalelere fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak, özel evrakta sahtekarlık ve kamu kurumlarını dolandırmak”tan yargılanıyordu, milletvekili oldu, kurtuldu.

Ak Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin. “Zimmet, bilet kalpazanlığı, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak”. Sağ olsun sonradan yetişen dokunulmazlık.

Bir dönem Çalışma Bakanı olan Ömer Dinçer. “Nitelikli zimmet, sahte belge, ihaleye fesat karıştırmak”… Ayrıca daha sonra da akademik kariyeri için yabancı bir bilim adamının yazısını kendi makalesiymiş gibi gösterdi, yakalandı, özür diledi. Cezası : ÖSYM başkanlığına atandı! Sonra da burada nasıl oluyor da bu sınavlarda bu kadar hile yapılıyor diye şaşıyoruz!

Ak Parti’den Veysel Eroğlu. “Nitelikli zimmet, sahte belge, ihaleye fesat karıştırmak ve görevi kötüye kullanmak”. Yine milletvekilliği, yine dokunulmazlık.

Örtülü ödenek sorumlusu Maksut Serim. Hani şu Erdogan’ın Belediye Başkanlığı sırasında Vakıflar Bankası’nda şube müdürü olup belediye adına sahte hesap açan kişi. Sahte resmi belge düzenlemekten TCK’nın 342/1 maddesi gereğince 2 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmış, ama hükmün açıklanması ertelenerek hapise atılmamıştı. Bugün milyarlarca liranin akibeti bu kişiye teslim edilmiş! Adam hesabını vermesi gereken işlemlerde sahtekarlık yapmış, siz buna denetimi olmayan paraları vermişsiniz!

Uzun yıllar Maliye Bakanlığı yapan Kemal Unakıtan. “Dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, zimmet, naylon fatura, hayali ihracat, vergi ve gümrük kaçakçılığı, emniyeti suistimal, resmi mercilere yalan bilgi vermek, bankalar kanununa muhalefet” gibi konularda suçlamalar vardı, bakanlık imdadına yetişti. Suçlamalara bakınca kendisine tabii ki Maliye Bakanlığı yakışırdı, ne de olsa iyi bildiği işler.

Haydi biraz da gülelim. TÜBİTAK bünyesinde 2005’de Kamu Sertifikasyon Merkezi kuruluyor. Buranın görevlerinden biri diplomaların geçerli olup olmadığını kontrol etmek. Başkanı Hasan Başaran. Başaran’ın OTDÜ Bilgisayar Mühendisligi ile Yüksek Lisans diplomaları meğer sahteymiş, tutuklanıyor!

Başaran daha önce de aynı sahte diplomayla 7 yıl boyunca Kocaeli Belediyesi Kent-Kont şirketinde müdürlük yapmış!

Aksilik bu ya, yanına uzman olarak aldığı Cevdet Aydın’ın da diplomaları sahteymiş. O da tutuklanıyor.

Herhalde etrafta diplomalılar azalmıştı, daha sonra ne olur ne olmaz düşüncesi ile örneğin TÜBİTAK’a bağlı Ulusal Akademi Ağ ve Bilgi Merkezi’ne müdür yardımcısı olarak Hayvanat Bahçesi’nde görevli Mustafa Sancar’ı getirdiler. Hiç değilse diplomalıydı!

Binali Yıldırım ise su altından saman yürütenlerden. Erdoğan Belediye Başkanıyken İDO genel müdürü yapıldı. Akrabalarına Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri adında bir şirket kurdurup İDO büfe işletmelerini usulsüz olarak buraya verdi. Foyası meydana çıkıp hakkında sahtecilikten soruşturma tehlikesi oluşunca daha sonraki Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından görevden alındı. Ama denizciliğin tadına varmıştı bir kez, bugün Uzak-Doğu kumarhanelerinde boy gösteren oğlu birden bire bir filo sahibi oluverdi.

Erdoğan’ı mı merak ettiniz? Meclis Başkanlığı’nda bekleyen 3/122 ve 3/127 esas numaralı dosyaları vardı : “görevi ihmal, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak”. İETT’de sahte bilet bastırarak milyarlarca liranın buharlaştırıldığı dönem. Bu paralar hâlâ bulunamadı!

Bu yalnızca balığın baştan kokması değil. Suçlamalar hep aynı, hepsi birbiri ile ilişkili. Hepsi aynı yollardan geçmiş, birbirlerini hep kollamışlar. Bildiğiniz çete metodu… Bu kişiler için iktidar politikanın da ötesinde, ilk baştan dokunulmazlık anlamında. Birbirlerine mahkumlar, anca beraber, kanca beraber… 

Sonrası zaman aşımı, siz sağ ben selamet.

 

İbrahim Çakıroğlu

 

Kaynak : Ergün Poyraz’ın Siyah-Beyaz Kitap yayınevi tarafından yayınlanmış “Diplomasız” adlı kitabı.

yorum

Yorumlar kapalı.