1 AK Parti’nin Ruhuna Fatiha

AK Parti’nin Ruhuna Fatiha

0

Bakmayın, tabelasında hâlâ öyle yazıyor ama artık Ak Parti diye birşey kalmadı, ruhuna bir Fatiha okuyabilirsiniz.

Bundan sonra Erdoğan varsa parti var; Erdoğan yoksa parti filan yok… Erdoğan tek adamlığını ilk önce kendi partisinde başlattı, iki yıl sonra da Türkiye’ye el koymaya çalışacak.

Kimdi bu partiyi beraberce kuranlar? İlk ağır toplar? Abdullah Gül, görevini yaptı, köşesine itiliverdi. Davutoğlu? Seçim kazanmış başbakan, sevsinler onu, artık sesi sedası çıkamayanlardan. Bülent Arınç; sahi ya, nerelerde? Ali Babacan mı dediniz? Ortalıkta gören var mı? İdris Şahin veya Burhan Kuzu? Onlar da miadlarını doldurmuşlar listesinde. Son kullanım tarihlerini geçirmişlerin listesi oldukça kabarık.

Kala kala bir Binali Yıldırım, bir de Mevlüt Çavuşoğlu kaldı vesselam. Ama onların da pek fonksiyonları yok, Erdoğan’ın emir subayları olmaktan başka görevleri kalmadı.

O kadar ki sıra şimdi belediye başkanlarına geldi. İstanbul’da Kadir Topbaş, Düzce’de Mehmet Keleş istifa ettirildi. Melih Gökçek uzatmaları oynuyor ama onun da eli kulağında, orası da temizlenecek.

Size getirilen açıklama ne? Metal yorgunluğu! Haydi canım sen de… Gül, Davutoğlu veya Arınç postalandığında metal yorulması mı vardı? Gökçek sülalesini zengin ederken metal sağlamdı da şimdi uslu ve sadık çocukları oynarken mi metal katlandı?

Erdoğan aslında küplere binmiş durumda. Anayasa değişikliğine gidilirken yeni başkanın iki turlu sistemle seçilmesi tercihinin kendisine kurulmuş tuzak olduğuna inanıyor. Tek turlu sistem olsaydı en fazla oyu alan başkan olabilecekken şimdi birinci veya ikinci turda % 50’yi geçmesi lazım. Uzun lafın kısası, korku dağları sarmış, kendini güvence altına almak istiyor.

Bunun için çare ne? Anahtar mevkilere gelecekleri, varlıkları kendine bağlı adamları atamak, azıcık sivrilmişleri, Erdoğan olmadan da yaşayabilecekleri uzaklaştırmak. Kağıt üzerinde güya hükümet var ama esas çekirdek kadro neredeyse aile içi. Milli içgüvey Berat Albayrak bugün Binali Yıldırım’dan güçlü. Eğitim sistemi yavaş yavaş Bilal Erdoğan’ın çeşitli vakıfları ile yönlendiriliyor.

Peki AK Parti ve teşkilat buna ne diyor? Açılan kadroları görenlerin bir kısmı ellerini ovuştururken ağır topların hepsi bu konumdan rahatsız. Ama kimse sesini çıkartabilecek durumda değil.

Nedeni basit. Ak Parti ağır topları içinde o zamanın saygıdeğer Fethullah Hoca’sı ile ilişkisi olmamış bir kişi bile yok. Yani biri eğer biraz sıkıntı yaratırsa bir telefonla hayatı kararacak. Bu kişiler Erdoğan’ı tanıyan kişiler; kendini korumak için eski dostlarını hiç çekinmeden harcayabileceğini çok iyi biliyorlar, yakın tarih böyleleri ile dolu. Hukuk, bağımsız savcılar, adil mahkeme mi dediniz? Onlardan kalmadı, isterseniz Silivri veya Maltepe verelim…

Eğri oturup doğru konuşalım. Zeytinyağı onun yanında halt etmiş, Erdoğan her konumda su üstüne çıkmayı, her durumdan faydalanmayı şahane beceriyor. Fethullahcılığın pastasını yedi, şimdi de üstündeki kirazın tadına bakıyor.

AK Parti iktidarı ilk döneminde Fethullahçılar iyi eğitim görmüş, diplomalı kadrolarken Tayyipçiler genellikle belediyelerden gelmiş vasıfsız kişilerdi. Beyaz yakalılar Fethullah, mavi yakalılar Erdoğan…

2002-2012 döneminde Fethullahçı kadro AK Parti kurmaylarını oluşturdu, tramvayı beraberce hareket ettirdiler. Bu kadro olmasaydı Erdoğan’ın 2000 yılından sonraki tüm seçimleri kazanması herhalde imkansız olurdu.

Aralarında anlaşmazlık çıkınca bu kadroları temizleme, etkisiz hale getirme mecburiyeti doğdu, Allah’ın lütfu 15 Temmuz darbesi imdada yetişiverdi.

Şimdi de oh-oh-oh, ne güzel, nur topu gibi bir OHAL’imiz oldu, sıra pastanın kirazına geldi. Sesini çıkaran FETÖ’den içerde. Kaç yıl sonra iddianamesi hazırlanır, kaç yıl sonra davası başlar, o bile belli değil. Atı alıp Üsküdar’ı geçmeye alışıldı bir kez…

Böyle bir konumda AK Parti’nin kendini yenilemesi, kulislerin dışında sesini çıkarması söz konusu bile değil. Şimdilik varsa yoksa 2019 seçimleri.

Daha sonra da zaten partiye ihtiyaç filan da kalmayacak… Buyurun şimdiden AK Parti’nin ruhuna bir Fatiha…

 

İbrahim Çakıroğlu

yorum

Yorumlar kapalı.