Yıl 2012 Peşmerge Kerkük ün 20 km yakınında yığınak yapıyor.
Barzani, “Bizden koparılan kutsal topraklarımızı savunmak ve geri almak için her ferdimiz her an hazır olmalı.”
2016 Barzani “Özellikle artık Irak ve Suriye’de birlikte yaşamın imkanı yok, bu sebeple bu ülkelerin haritalarının yeniden çizilmesi gerekir.”
2016 İsrail Adalet Bakanı Shaked:
”Tüm gücümüzle Kürt Devleti nin arkasındayız.”
Bugün peşmerge Irak Şiileri ile Musul için çatışıyor. Şiilerin arkasında İran ve dolaylı olarak Rusya var.
IŞİD Irak şiilerine saldırdı. IŞİD Irak Türkmenlerine saldırdı. IŞİD Suriye Şiilerine saldırdı. IŞİD YPG ye saldırdı. Sadece peşmergeye saldırmadı. Bölgedeki her güç yıpratılırken Peşmerge adeta kenarda güçlendirildi. Günlük petrol geliri 430 milyon dolar. Ancak Kerkük ve Musul u elinde tutabildiği taktirde.
Son bir aydır bağımsızlık ilanı için İngiltere başta bir çokları ile dirsek temasında.
Harita Barzani nin resmi sayfasında 18 Ocak 2016 da yayınlandı. Şekil basit. Ana hedef Akdenizden başlayıp Türkiye’nin Güney ve doğusunu içine alarak İran’ın batı sınırını kapsayan bir yarım daire ile körfeze kadar inmek. Böylece Türkiye ve İran’ın Araplarla tüm sınır bağlantısı kesilecek.
İşte burada son bir pürüz vardı. Bayır bucak Türkmen bölgesi. İşte bu yüzden Türk ile Kürt birbirine düşman ve kan davalı edildi. İşte bu yüzden Türk milliyetçiliği faşistlik ithamı altında baskılanırken, Kürt milliyetçiliği sosyalist uydurması ile canlandırıldı.
Hikayeyi hatırlayalım:
MİT TIRları Bayırbucak Türkmenlerine silah ve cephane taşıyordu devlet sırrı ifşa oldu.
Silah ve cephane taşımaktan vazgeçildi mi? Hayır. TIRlar gitti. Artık durduran da yoktu. TIRlar gitti IŞİD ilerledi. Bayırbucak Türkmenleri Türkmen dağında mevzisini almış İstiklal savaşından kalma toplarla bölgesini korumaya çalıştı.
Derken devreye Rusya girdi. Başladı Esad karşıtlarını bombalamaya. Önce Türkmen dağı bombalanıyor denildi. Arkasından sınır ihlali. Rus uçağı indirildi.
Bu sefer Putin çıktı IŞİD in petrolünü satıyorsun dedi.
Birileri NATO ya Sam amcaya koştu. Önce kendi sorunun dediler. Bir daha gitti birileri. Bu kere NATO üyelerinin Avrupa kanadı sığınmacı Suriye lileri sınırlarında tutacaksın dedi.
Tam bunlar konuşulurken Türkmen dağı düştü.
E hani TIRlarla silah cephane Türkmenlere gitmişti?
TIR şoförleri acemiymiş. Herhalde adresi bulamadılar.
Türkmendağı düşerken başbakan Cenevre de Suriye nin paylaşılması toplantısındaydı. Oysa burada paylaşım çoktan bitmişti.
Başbakan döndü açıklama yaptı. Eve işe aşa bakacağız. Özetle evlendireceğiz, karnınızı doyuracağız, iş vereceğiz. Eh tabii ki bizlerde susacağız….
Ulusal basın sadece düştü dedi. Ak seçmende tıs yok. Filistin için İsrail kapılarında bayrak yakanlar Türkmenler için iki kelime bile yazmadılar.
Muhalif cephenin vatansever kanadında da ses yok. Çünkü orada savaşanların Türkmenler olduğuna inançları yok. Bir çeşit IŞİD uzantısı olarak bakıyorlar.
Ak seçmen ise tavrı ve refleksi belli. Talimat gelmedikçe susup beklerler. Uygur Türkleri olayında olduğu gibi.
Sahi bu gün ne oldu? Çin eziyet etmekten vaz mı geçti? Yoksa daha ramazan ayına zaman mı var?
Uzun sözün kısası Türkmen dağı düştü. Bir ülkenin soydaşlarına sahip çıkmak için en doğal hakkı kullanılmadı. Millet sessizliğe büründü. Ne oradaki direniş ne de dağın düşmesi dillendirilmedi. Hatırlamalı Kobani için bu ülkenin yarısı olaylar yaşamıştı. Türkmen dağı için tek bir ses çıkmadı.
Bahçeli görevini eksiksiz yaptı. Belli milliyetçilerin halinden.
Aslında orada düşen Türkmen dağı değil, Türk’ten kopartılan toprağımız, Türk’ten kopartılan insanımız. Yani Türkiye nin Güney ve doğusu düşmüş oldu.
Öyleyse hep birlikte susuyoruz ve kabulleniyoruz.
Türkmen dağı feci bir şekilde düştü. Yerine ihtimal ki Kuzey Suriye Kürt bölgesi kurulacak. İki Kürt bölgesi birleştirilecek. Güney doğu da AKP nin her ne hikmetse bastıramadığı ayaklanmalar şiddetlenecek. İhtimal ki kurulan yada kurulma aşamasında olan yeni Kürt devletinden destek militan gelecek. Bir şekilde yurdumuz bizler ağzımızı bile açamadan bölünecek.
Görmüyoruz susuyoruz ve kabulleniyoruz. Türkmen dağı düştü.
Mehmet Ali Ersoy
