Bugün hâlâ Türkiye’nin bir cumhuriyet olduğuna inanan kaldı mı? Bunun için en azından işlevi olan bir parlamento, bağımsız bir yargı, görevlerinin başında bakanlar gibi olmazsa olmazlar lazım. Bunlar da artık Türkiye’de sizlere ömür.
Daha başkanlık sistemine geçilmedi, normal şartlarda hâlâ parlamenter sistemdeyiz, ama gerçek öyle mi?
Uzun uzun anlatmaya gerek yok herhalde. Erdoğan anayasa ve kanunları hiç göz önüne almadan Türkiye’yi bir aile şirketi haline getirmedi mi?
Son örnek: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Sağlık Bakanı Fatma Betül Sayan tartışıyorlar, hatta iş ağız dalaşına kadar gidiyor. Böyle bir konumda devreye girmesi gereken kişi başbakan değil mi? Binali Yıldırım’ı ortada gören var mı? Fatma Betül Sayan kimi arıyor? Emine Erdoğan! Resmi hiçbir sıfatı yok ama Tayyip’in karısı. Emine Erdoğan kimi arıyor? Berat Albayrak! Tayyip’in damadı… Albayrak Soylu’yu arıyor. Soylu sonuna kadar haklı ama elinden bir şey gelmiyor ki, biri bakan, diğeri milli damat!
Şu havuz medyası var ya, hani bazı yandaşlardan toplanan paralarla kurulan, THY gibi yerler de satın almasa, resmi ve yarı resmi kuruluşlar reklam vermese satışları ile ayakta kalması imkansız gazeteler… Bunlara başlık ve içerik talimatlarını, kuruluşlara reklam emirlerini veren kim? Serhat Albayrak! Tayyip’in damadının ağabeyi! Hangi sıfatla? Ne sıfatı yahu, adam aileden, daha ne olsun?
Trump ile resmi görüşmeye gidiliyor, konu Suriye. Masada ilgi sahasına girmemesine rağmen bulunanlardan biri kim? Berat Albayrak! Milli damat!
Bayraktar’lar İHA ve SİHA’ları üretiyor. Denemeler sırasında gözlemci olarak tabii ki bizim askerler var, ama yanlarındaki sivil kim? Bilal Erdoğan! Tayyip’in oğlu! Burası Disneyland ya, gidip çocuk biraz eğleniversin tabii… Bu gibi yerlere girebilmek, askeri sırları öğrenmek için akreditasyon lazım, ama Bilal’e gerekmiyor!
Haydi size bir soru. Bizim Milli Eğitim Bakanı kim? İsmet Yılmaz. FETÖ’nün yurtlarına ne oldu diye soruyorsunuz, cevap yok. Meğer çoğu TÜRGEV’e devredilmiş. Şu bizim TÜRGEV canım, Bilal Erdoğan’ın vakfı işte… Ama Bilal’in de hakkını yemeyelim; TÜRGEV çok fazla göze batmaya başlayınca bir de Nur Eğitim ve Kültür Vakfı kurulmuş, bazı okul ve yurtlar da buraya devredilmiş. Bu vakıf kimin? Çok düşünmeye gerek yok, Berat Albayrak’ın tabii…
Parlamentoya Başbakan Binali Yıldırım geliyor, takan yok. Berat Albayrak ileriden görünüyor, tüm AKP’lilerde ceket ilikleme yarışı. Yahu adam eninde sonunda Enerji Bakanı, ama onlar işin doğrusunu biliyor, milli damat devlet mekanizmasında ikinci adam. Tayyip’in damadı, Tayyip’in sırdaşı, Tayyip’in sağ kolu.
Bu iş o kadar ileriye gitmiş durumda ki, Erdoğan bir dış seyahate gidince, eğer kendisi ile o da bu seyahate gitmemişse, Türkiye’deki en yetkili kişi Berat Albayrak oluveriyor. Bir sorun olduğunda ilk aranan veya başbakan dahil bakanları arayıp gerekirse azarlayan ama aslında böyle hiçbir yetkisi olmayan damat!
İşin suyunu bile çıkardılar. Dışişlerindeki gelenek, genel kural, kim olursa olsun yabancı mercilerle yapılan görüşmelerin tutanak altına alınması. Tayyip Trump ile görüşüyor, yanında dışişlerinden bir tek Çavuşoğlu var, o da bizimki yabancı dil bilmediğinden, yalnızca tercümanlık yapıyor. Ama kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlık, verilen ödünlerin bilgisi kimsede yok, tutanak filan hiç yok zaten. Türkiye Tayyip’in çiftliği ya, ne gerek var!
Herhangi bir konu… Tayyip muhtarlara konuşuyor, fikrini söylüyor. Ertesi gün bürokratlar bunu emir olarak algılamış, göze girmek için gereken değişiklikler hemen başlıyor. E be insaf kardeşim, bugünkü konumda cumhurbaşkanının bu konularda talimat verme yetkisi bile yok, kanunlar için Millet Meclisi diye bir yer var, ama içi boşalmış, boşaltılmış, göstermelik…
İşin en acı tarafı ne, biliyor musunuz? Tayyip veya Berat Albayrak kanunların kendilerine vermediği yetkileri tepe tepe kullanıyorlar ve bunu kimse yadırgamıyor! Avrupa veya Kuzey Amerika ülkelerinden birinde bunun onda birini yapsalar millet sokaklara dökülür, savcılar seferber olur ve bunu yapanlar cezalarına katlanırlar.
Bizde ise birisi saltanatını ilân etmiş, ses çıkaran yok. İşte size milli ve yerli kafa, yağcılar takımı. Etek öpmek, ceket iliklemek geçerli akçe; onurlu, omurgalı olmak unutulmuş değer.
Atıp tutmakta üstümüze yok. “Konu Türkiye ise gerisi teferruat”… mış. Konu işte bal gibi Türkiye. Türkiye’nin bugünü, yarını ve yarından sonrası. Erdoğan’ın şartsız şurtsuz peşinden gidecek tayfası % 30 bile değil, Türkiye’nin aile şirketine dönüştürülmesini onaylamayanlar çoğunlukta. İlle de yumurta kapıya gelince mi?
İbrahim Çakıroğlu