Haziran seçimleri için şimdiden sondajlar ortalarda dolaşmaya başladı, seçim tarihi yaklaştikça da herhalde daha fazlasını okuyacağız.
Okuduğumuz sondajlar hep « şu parti Türkiye genelinde şu oranda, bu parti bu oranda » şeklinde. Halbuki…
Halbuki aksine inansak bile Türkiye seçim sistemi hakkinda çoğumuzun bilgisi yok. Örneğin bizim sistemimizle Türkiye genelinde % 30 almiş bir parti ilk parti olacak kadar milletvekili çıkartabilirken % 35 oy toplamış diğer partinin ikinci parti olmasi mümkün!
Diğer önemli unsur, anahtar illerde %3-4’lük oy kayması ile milletvekili sayılarının çok değişebileceği.
Diğer bilinmez ise doğal olarak HDP’nin % 10 barajini aşıp aşamayacağı.
İlk baştan milletvekili sayısının ne şekilde belirlendiğini inceleyelim. Türkiye 85 seçim bölgesine ayrılmış durumda (81 il, ama Ankara ve İzmir’de ikişer seçim bölgesi, İstanbul’da ise 3 seçim bölgesi bulunmakta). Bu 85 seçim bölgesinden toplam 550 milletvekili çıkacak.
Her bölgede hangi partinin kaç milletvekilliği kazandiği d’Hondt metoduna göre belirleniyor. Bu metodda « geçerli oy sayısı » o seçim bölgesinden çıkacak milletvekili sayısına bölünüyor. Örnek olarak Balıkesır’i alalım. Burada, 2011 seçimlerinde yuvarlak hesap 750.000 geçerli oy kullanılmış. Balıkesir 8 milletvekili çıkaracak..
Her partinin aldığı oy sayısı, sırasıyla 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8’e bölünüyor. Burada A partisinin %45 (337.500 oy), B partisinin %25 (187.500 oy), C partisinin %15 (112.500 oy), D partisinin %10 (75.000 oy), diğer partilerin de %5 oy aldığını varsayalım. Ortaya çıkan tablo şöyle :
Bölü 1 | Bölü 2 | Bölü 3 | Bölü 4 | Bölü 5 | Bölü 6 | Bölü 7 | Bölü 8 | Milletvekili | |
A | 337.500 | 168.750 | 112.500 | 84.375 | 67.500 | 56.250 | 48.214 | 42.188 | 4 |
B | 187.500 | 93.750 | 62.500 | 46.875 | 37.500 | 31.250 | 26.786 | 23.438 | 2 |
C | 112.500 | 56.250 | 37.500 | 28.125 | 22.500 | 18.750 | 16.071 | 14.063 | 1 |
D | 75.000 | 37.500 | 25.000 | 18.750 | 15.000 | 12.500 | 10.714 | 9.375 | 1 |
Buradaki rakamlar, en büyükten en küçüğe doğru sıralanıyor : 337.500 (A partisi), 187.500 (B partisi), 168.750 (A Partisi), 112.500 (A ve C partileri), 93.750 (B partisi), 84.375 (A partisi) ve 75.000 (D partisi). Yani seçim sonucunda A partisi 4, B partisi 2, C partisi 1, D partisi 1 milletvekili çıkarmış oluyor.
Eğer D partisi, Türkiye genelinde %10 barajını geçememişse sıradan çıkartılıyor, daha sonraki en büyük rakam olan 67.500’e geçiliyor (A partisi), milletvekili sayısı A partisi için 5, B partisi için 2, C partisi için 1 oluyor.
Her milletvekili için B partisine gerekli oy sayısı (187.500/2) 93.750 iken, A partisi için bu rakam daha düşük : D partisi %10 barajını geçerse (337.500/4) 84.375, geçemezse (337.500/5) 67.500! Sonuç : D partisi 10 barajini geçemezse, A partisi B partisinden (337.500/187.500) % 80 daha fazla oy almisken çikardigi milletvekili sayisi (5/2) % 150 daha fazla !
İstanbul gibi her seçim bölgesinin 30’a yakın milletvekili çıkardığı yerlerde bu hesap daha da hassas. O bölgedeki %2 gibi bir oy kayması bile milletvekili dağılımını önemli bir şekilde etkileyebiliyor.
Türkiye seçim haritasının başka bir özelliği daha var. « Türkiye geneli », milletvekili sayısı için anlamsız bir kavram. Örneğin CHP Güney-Doğu illerinde yok sayılır. CHP’nin Güney-Doğu’da oylarını ikiye, üçe katlamasi bile, bu illerden milletvekili çıkarması için yetersiz. Buna karşılık aynı miktardaki « ek oyu » Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Mersin gibi illerden almasi halinde tablosuna fazladan 10 milletvekili yazmasi işten değil. Bu ek oy miktari ise «Türkiye geneli» hesabı ile %2-3’ler…
85 seçim bölgesinin 35’inde oy kaymalarının pek fazla bir önemi yok, başka bir deyimle %7-8’lik oy kaymaları olmadiği sürece bu seçim bölgelerinde bundan önce hangi parti ne kadar milletvekili çıkardıysa aynı sayıyı çıkaracak. Buna karşılık 50 ilde % 2’lik oy kayması bile önemli. D’Hondt sisteminde gördük, bu küçük oynamalar (BDP’nin % 10 barajını aşıp aşmama konusu bir sonraki yazımızda incelenecek, ama buradaki analizde direk olarak etkisi yok) en son milletvekilinin dağılımında etkili.
2011 seçimlerine göz atınca da görüyoruz ki AKP son sıradan 47, CHP 23, MHP 10 ve BDP (bağımsızlar) 5 milletvekilliği almış. Dolayısı ile oy kaymaları karşısında en riskli pozisyon AKP’nin. İl temelinde analiz yapılırsa en şanslı parti MHP, anahtar illerde % 3’e yakın ek oy MHP için 10 ek milletvekili anlamında. CHP ve MHP’nin çıkartacağı ek milletvekilleri AKP’ye kayıp yazarken AKP’nin ek milletvekili çıkartması halinde bunlar genellikle CHP’den olacak (kaynak: www.demokrasidenetcileri.org ).
BDP’nin % 10 barajı altinda kalması halinde, % 2’nin altındaki bir oranda oy kayması ile CHP veya MHP’nin ek bir milletvekili çıkartabilecegi iller aşağıdaki tabloda :
İl | CHP | MHP |
Adana | 1 | |
Ankara 1 | 1 | |
Bilecik | 1 | 1 |
Gaziantep | 1 | |
İstanbul 2 | 1 | |
İzmir | 1 | |
İzmir 2 | 1 | |
İstanbul 2 | 1 | |
Kars | 1 | |
Kayseri | 1 | |
Kırıkkale | 1 | |
Kırşehir | 1 | |
Kütahya | 1 | |
Manisa | 1 | |
Mersin | 1 | |
Nevşehir | 1 | |
Niğde | 1 |
Özet olarak 2015 seçimlerinde milletvekili dağılımının değişmesi için Türkiye’nin genelinde veya AKP’nin kalelerinde büyük bir depreme gerek yok. Anahtar illerde % 2-3’lük bir oy kayması meclis aritmetiğini çok değiştirebilecek.
BDP’nin parti olarak seçime girme kararının etkileri bir sonraki yazımızda. Çünkü bu tek başına meclis aritmetiğini alt üst edebilecek boyutlarda.
İbrahim Çakıroğlu
( Devamı: https://turkiye.net/siyaset/alternatif-bakis/oylar-ve-secim-sisteminin-sonuclara-etkisi-2/ )