Yine aynı oyun, yine aynı taktik…
Erdoğan önemli bir hamle yapacağında bunu başka bir torba kanun içinde saklayıp, ortaya tartışılacak başka bir konu çıkarma hususunda doktora tezi bile yazabilir. Ama kabahat biraz da bizde: bunu birçok kez yaptı, biz ise hâlâ aynı tuzağa düşüyoruz…
Şu andaki ana konu ne ? Başkanlık sistemi! Diktatörlüğe adım adım, tek adamlığa soyunmak veya her gücün bir tek elde toplanması…
Peki, başkanlık sistemi geçerse Erdoğan, başbakanlık döneminde yapamadığı neyi yapabilecek? Neyi yapamıyordu ki başkanlık sistemini istiyor ?
Başkanlık sistemi tartışmaları arkasında esas geçirilmek ve bu arada gözden kaçırılmak istenen « dar bölge seçim sistemi » !
Eğer bu sistem kabul edilirse, her vilayet ortalama 3 milletvekili içeren bölgelere bölünecek. Baraj filan yok, burada bu milletvekilleri, söz konusu dar bölge içinde en fazla oy alan partiler arasında paylaştırılacak. Dört parti düşünelim, A partisi % 45, B partisi % 25, C partisi % 15, D partisi % 10 almış, geri kalan % 5’de diğer partiler arasında dağıtılmış olsun. Buna göre A ve B partisi % 25’erle birer milletvekili çıkaracaklar, son milletvekili için geri kalan oylara bakılacak. A partisinin hâlâ % 20 oyu var, B partisi sıfırlanmiş, C partisi % 15’le karşıda. Son milletvekilliği yine A partisine gidecek, C ve D partileri sıfır milletvekili çıkaracak !
Bu sistem geçerse, Güney-Doğu’da HDP yine parsayı toplar, 40’dan fazla milletvekili çikarir. Türkiye genelinde CHP bugünkü skorunu korur mu, o bile belli degil. MHP ezilir gider, HDP’nin gerisine düşer ve AKP çoooook rahat bir çoğunluk sağlar…
Ama kesin bir şey var: iki seçim dönemi sonunda Türkiye’de, biri tamamen yöresel olarak topu topu üç siyasal parti kalir, MHP ortadan kalkar!
Bugün Erdoğan’ın yaptığı güya ince hesap bu. MHP oylarının AKP’ye daha yakın oldugunu, MHP oylarının AKP’ye kayacağını düşünüyor! 2015’i nasıl olsa garantilemiş, 2019’u da bu şekilde garantilemeyi planlıyor. Başka bir deyimle bu başkanlık sistemi adı altında yapılmak istenen MHP oylarına hold-up (soygun) yapmak ve CHP’yi kıyı kentlerine hapsetmek!
Daha sonra CHP istediği kadar muhalefet yapsın, atı alan Üsküdar’ı geçmiş, HDP ile duvar pası yaparak istediği golü atma olanağına kavuşmus olacak…
Hodri meydan, dar seçim bölgesi yerine « iki turlu (aşamalı) » seçim… Türkiye 500 seçim bölgesine ayrılır, her bölgede ilk turda % 50 + 1 oy alan aday ilk turda seçilir; kimse bu orana erişememişse en fazla oy alan iki aday ikinci tura kalir ve bu turda kim daha fazla oy almişsa seçilir. Buna ek olarak da 50 aday (kontenjan adayları) Türkiye genelinde en az % 2 oy almış partiler arasında paylaştırılır.
İki turlu sistemi uygulayan ülkelere bir göz attığımızda en önemli unsurun, adayların parti meclisi tarafından atanmış kişiliksiz ve sönük adaylar olmadığını görüyoruz. Partisi tarafindan aday gösterilmedi mi ? Kendine güvenen gidip bağımsız olarak aday olup çatır çatır meclise giriyor.
Diğer önemli unsur : kimsenin seçilme garantisi yok! Bakan da olsa, başbakan da olsa. Seçmenine hizmet götürmeyene bedava mama yok…
Haydi, yumurta kapıya dayanmadan…
İbrahim Çakıroğlu