Aşağıda Muharrem İnce’nin bugün attığı iki tweet.
Bir gazeteci, ona haksızlık etmiş.
M. İnce de Tayyip Erdoğan ağzıyla ona cevap vermiş.
Yakıştı mı?
Biz de seviniyorduk:
Şair bir CB adayımız var,
Aşk, sevgi nedir bilen,
“Evlatlarım, öğrencilerim, kardeşlerim” diyen,
“Ben hesap veren bir CB olacağım” diyen,
“Beni eleştireceksiniz” diyen,
Terbiyeli, nüktedan, esprili, zeki,
Rakibini tebrik eden, onları ziyaret eden,
Mazlumların yanında, hayvansever,
Öğretmen, baba, örnek insan…
Böyle mi cevap vermeliydi?
Yoksa “Fuat Uğur, sizi bu iftiralarınızı ispat etmeye davet ediyorum ve olayı yargıya taşıyorum” dese mi daha iyi olurdu?
Kibarca, medenice.
Ha evet, bir de:
“Haddini bilen,
Ama hadsizlere de haddini bildiren Cumhurbaşkanı olacağım”
demişti.
Eğer haddini bildirmek buysa…
Bir tane zaten var başımızda.
Kavga eden, küfürlü konuşan, hakaret eden CB istemiyoruz.
****
Seçim gecesi kaçırıldı diyenlere çok kızmış,
bu insanları “şizofreni” ile suçladı.
İnsanlar sizi merak etti,
50 bin avukatla YSK’dayım deyip yok oldunuz.
Herkeste heyecan dorukta,
Sadece tek bir tweet atıp, detay vermeden
Pazartesiye açıklama bırakmak oldu mu?
Saat başı veya her 2 saatte bir:
“Ben iyiyim, ekibim ve ben görevimizin başındayız,
sonuçlar kesinleşmeden açıklama yapmak istemiyoruz,
merak etmeyin, çalışıyoruz; büyük ihtimal yarın 12 de açıklama yapacağım. Gidin şimdi yatın, sabaha görüşürüz”
Demek çok mu zordu?
Sizi bilmem ama ben hayal kırıklığına uğradım.
Bel bağladığımız,
Hepimizi birleştirecek,
Ahlak, hak, hukuk, adaleti yerine getirecek,
Türkiye’yi medeniyete ve bilime taşıyacak
Cumhurbaşkanımız böyle mi yapmalıydı?
****
Bakınız Sayın İnce,
daha yolun başındayız.
Size ümit bağladık, sevdik.
Lütfen bu konulara dikkat edin.
Daha başlamadan bitmesin.
Biz çok yıprandık.
16 yıldır sinirlerimiz lâçka.
Alınganız, kırılganız.
Ruhumuz hasta.
Dikkat edin, kırmayın bizi.
Aykırı Amca