Kürtlerden oy alırken “kardeşlerim”, oy alamadığında ise “PKK’lı” yaftası.
Karar ver artık, kardeşin mi, “PKK’lı” mı?
Durum tesbiti yapacak olursak;
Kürt mü yoksa PKK’lı mı bu noktaya doğru bakmak lazım.
Olmayan sorunu ortaya atıp “açılım” adı altında 6 senedir oyaladılar milleti.
Ortada eğer döndürülmek istenilen bir konu lazım ise sıkıştığında, sıkıntısı başka yerdeymiş gibi gösterilen ama dümeni kendisinde olan bir sorun yaratılır.
Ne zaman ki, medyada kendisi ile olumsuz bir gelişme gösterilse, bu gelişmeyi değiştirmek için, tutulur dümenin kolundan çevrilir.
Çark döner ve sorunu bizler başka yerde ararız. İşte Kürt sorunu da böyle bir sorundu.
Olmayan bir sorundu ama “algıda seçicilik” değil, “algıda yürütücülük” yapıldı.
Algımızı başka yere kaydırdılar. Gelişen süreçte ise, ne Kürtlerin hayatlarında değişiklik oldu, ne de bizlerde.
Bizim sorunumuz PKK ve onlara yardakçılık yapan insanlar, kurum ve kuruluşlarlaydı.
Kürtlerin bir kısmı destek vermiyor muydu? Evet, onlar da destek veriyordu ancak PKK yetiştiricisinin elinden tutup da alkışlattıran, “Türkiye seninle gurur duyuyor” nidaları attıran Erdoğan ve O’nun küçük uşağı Davutoğlu’ydu.
Barzani’ye sahip çıkan bir AKP vardı.
Bakalım kim vatan haini, Kürtlere sahip çıkan mı, PKK’ya sahip çıkan mı?
Hatırlayalım bakalım Barzani kimmiş?
- 2012’de, eski değil;
AKP kongresinde Barzani kürsüye çıktığı sırada, uzun süre “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı. - Erdoğan, Barzani’nin konuşması sonrasında yanına giderek elini sıktı ve kendisini tebrik etti.
- Barzani bir dönem AKP’yi tehdit ederek;
“içinizde 40 vekilimiz var” demişti de, AKP’nin gıkı bile çıkmamıştı.
PKK’lı teröristlerin elebaşlarından birisi olan BARZANİ’ye sahip çıkan, yanında duran, onu tebrik eden, eli kanlı adamın elini sıkan kişi de ancak O’na benzeyen kişi olabilir. - 2009’da, PKK’lı teröristleri Türkiye’ye teslim etmesi istendiğinde Barzani; “Türkiye’ye bir Kürt kedisi bile vermem” demişti.
Unuttunuz değil mi? - AKP Hükümeti Barzani’nin “kaçakçılığa da çanak tutan” mallarını Mersin Limanı’ndan ücretsiz olarak taşımasına, Irak’ın Kuzeyini imar etmesine rağmen Barzani 2003 yılından beri AKP hükümetini fırçalıyor. Akıl veriyordu. Tehdit ediyordu.
Bunu da unuttunuz.
Gerçi hiç hatırlamadınız ki, yol yaptı çünkü o size.
- Barzani, terör örgütü olan PKK’yı yıllardır koruyor ve kolluyor.
Heeyy, size diyorum, uyudular yine. - Barzani babanızın düşmanıdır, o düşmanı da dost kabul eden Erdoğan’dır.
- Davutoğlu da bu oyuna piyonluk eden gölge vezirdir.
- Barzani Büyük Kürdistan(Büyük İsrail) için Suriye, İran ve Türkiye’den toprak istemişti.
Peki Barzani ile dost olup bu ülkelere karşı düşman olan ülke lideri kim?
Cevabı gayet basit: Erdoğan.
- Saddam rejiminden sonra Kuzey Irak ve Türkmen bölgelerinde baskıyı arttıran, kurşuna dizen lider, Amerika’nın uşağı Barzani’dir.
- Barzani ile gurur duyanlar, Barzani’nin işlediği insanlık suçları ile de gurur duyuyorlar demektir.
- Şimdi çıkıp da Türkiye adına Erdoğan yandaşçılığı yaparak övünüp dövünenler, ya bilerek ya da bilmeyerek teröre destek verdiğinizi de görün ve yolunuzun rotasını bir kez daha düşünün.
- Orhan Pamuk 2005 yılında; “Türkler, bu topraklarda 30 bin Kürdü ve 1 milyon Ermeni’yi öldürdü” dediğinde AKP Orhan Pamuk’a sahip çıktı.
- Biz de Barzani ile gurur duyan bu alçaklar ile aynı havayı teneffüs etmek zorunda kaldığımız için UTANIYORUZ.
Neticede; tutmayan bir oyun; “Kürt sorunu” denildi, “açılım” denildi.
AMA “PKK SORUNU” DENİLMEDİ
Amaç; Kürt’lere PKK muamelesi yaptığımızı düşündürtmekti.
Bu oyunun bir nev-i parçası olmuşlardı.
Uyutulan milletimin gözü biraz geç de olsa, azıcık açıldı. Ortada sorun yoktu, neticede 6 senedir süregelen açılımda bir adım bile atmayan PKK vardı ve Kürtler hep aynı yerinde sayıp durdular.
Hayatlarında değişen bir şey olmadı. 2011’de makarnaları oldu, 2015’de ise hiçbir şeyleri olmadı.
2011’de dağıtılan makarnanın 2015 yılında 80 kuruş olduğunu öğrendiler.
Kısacası kardeşim;
80 kuruşa satılmışlardı. Oyuna geldiklerini anlayanlar çark ettiler ve inandıkları kişiye verdiler oyunu.
Millet tutturmuş gidiyor, taktik meselesiymiş de bilmem neymiş.
Kardeşim bütün illerdeki adamlar; “haydi beyler gidiyoruz, taktik yapacağız” mı dedi?
Topyekûn hep beraber organize mi çalışıyor bunlar?
Peki, bir taktik vardı diyelim. O halde CHP yanlısı insanlar, neden HDP’ye oy verdi.
Böyle düşünüyorsanız eğer; HDP’ye vereceğine CHP’ye oy vermek daha iyi olmaz mıydı?
CHP dururken HDP’ye oy vermek hangi mantığa sığar. CHP garantörü yerine kimse gidip de HDP riskini göze almazdı. Ya meclise HDP giremeseydi. En az yarısını da AKP alırdı.
5 milletvekili varsa, 5’ini de CHP kazanırdı olur biterdi. Birilerini suçlamaya yer arayanlar daha da komik duruma düşüyorlar.
Sonuç belli.
Neden sadece doğuda HDP aldı, CHP’li seçmen sadece doğuda mı var? Batı’daki CHP seçmeni neden HDP’ye oy vermedi. Oy çoğunluğu neden sadece doğuda vardı?
Bunun cevabını, seçim kampanyalarında, korkudan hangi yöne çark edeceğini şaşıran, “biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” dedikten sonra, birden “milliyetçi” olan, sözde Kürt sorununu yaratıp sonrasında “kürt sorunu yok” diyen Davutoğlu ve Erdoğan düşünsün.
Daha doğrusu hala 80 kuruşluk makarna kadar değeri kendisine layık gören, diğer seçmenler düşünsün.
PKK liderine destek veren, gizli Müslüman Erdoğan ve yardakçıları düşünsün.
Saygılar,
Hasret GÜMÜŞ
hasretgumus@hotmail.com
www.selcukhaber.com da yayımlanmıştır.