Farkına vardın herhalde, köy kahvesinde damada kazandığın için ayni kurallarla oynandığını zannedip Suriye’de satranç masasına oturdun. Sonuç: Millet seni parmağının ucunda oynatıyor!
Suriye’de olup biteni ya görmüyorsun, ya da görmek işine gelmiyor. Yanına çapsız, tarih bilmeyen, diplomasiye aklı ermeyen danışmanları aldın; zaten kendi kafanın dikine gitmeyi çok seviyorsun, geldiğin yer belli.
Rusya, Suriye’ye yerleşti. Esad kalmış, Esed gitmiş, bir şey değişmiyor. Bundan sonra Rusya Suriye’de. Rusya’nın ilgisini çeken Suriye/Irak siniri, Suriye’nin petrolü, Şam’ın şekeri veya Arap’ın yüzü değil, sıcak denizde, hani su senin White Sea diye tercüme ettiğin Akdeniz’de kalıcı bir askeri üs ve kendisine göbekten bağlı bir iktidar.
Bunun için Rusya’nın Esad karşıtlarını sindirmesi, tepelemesi lazım. Gördün işte, adamlar son aylarda 1100 sorti yaptı, 120 tanesi IŞİD’e karşı, gerisi rejim karşıtlarına… Rusya IŞİD’le olan hesaplaşmayı şimdilik PYD ve diğer Kürtlere bırakmış. Amerika’nın istediği de IŞİD’den kurtulmak, Suriye zaten Amerika’nın arka bahçesi değildi, dolayısı ile Rusya’nın Suriye’ye gelip IŞİD’i tepelemesi Amerika’nın da isine geliyor. Ama Amerika bu kadar is yaptıktan sonra Irak’ın da tamamen elinden gitmesini, Iran yörüngesine girmesini de istemiyor. Irak’ta güvenebileceği tek unsur Kürt unsuru. Peşmergenin sırtı sıvazlanıyor, silahlandırılıyor ve haydi aslanlarım cepheye.
Rusya’nın Suriye’de yaptığı çok farklı değil. ISID’e karşı savaş sahada piyadeler olmadan kazanılmayacağı ve Rusya’nın da buraya asker gönderemeyeceği için yine sırtı sıvazlananlar Kürtler. Sen PYD de, ne dersen de, yükselen değer Suriye’de de Kürtler.
Sen ne yapıyorsun? ISID senin derdin değil; aslında koruman gereken Türkmenler dahil, elindeki tüm olanakları PYD’ye karşı kışkırtıyorsun. Olan da tabii Türkmenlere, Türkiye’ye güvenenlere oluyor. Rusya tepelerine bomba yağdırıyor, sen uçaklarını bile Suriye sınırına yaklaştıramıyorsun. Bugün bu kadar rahat bir şekilde feda ettiğin insanlar aslında gelecekte sana çok lazım olacak insanlar, ama sen olup biteni göremediğin için umurunda değil.
Tutturmuşsun sen “PYD’nin Fırat’ın batışına geçmesi kırmızı çizgilerimizdir!” Çok gördüler bu kırmızı çizgileri. İlkbaharda PYD Fırat’ın batışına geçmiş olacak. Ne yapacaksın o zaman? Suriye’ye mi gireceksin yoksa Rusya’ya savaş mı ilan edeceksin?
Biraz daha duvara gidersen tehlikeyi sana şöyleyim. Kürtler denize çıkış istiyor. Sen de güya bunu engellemek için Fırat’ın batisi kuru gürültüsünü çıkardın. Kürtlerin Akdeniz’e çıkısı ne Amerika’yı, ne de Rusya’yı endişelendiriyor. Bir farkla: Rusya bu çıkışın üsleri bulunduğu, neredeyse Suriye/Türkiye sınırındaki Lazkiye’den olmasını istemiyor. Eh, Kürt halkının oralarda olmaması nedeniyle daha güneyden de çıkış olamayacağına göre kala kala daha kuzeyi kalıyor. Yani bizim Hatay!
Olmaz deme. Sen eğer Suriye’ye müdahale edersen bu gerçek bir tehlike. Buralarda haritayı değiştirmek isteyenler için ise sen ideal kişisin. Çünkü senden başka kimse Türkiye’yi savaşa sokmaz. Sana gelince, kendini kurtarmak için feda edemeyeceğin şey yok. Türkiye’nin savaşa girmesi ise hem Rusya’nın, hem de Amerika’nın isine geliyor, seni buna sürüklüyorlar. Dimyat’ta pirinç filan kalmadı, bari evdeki bulgura göz dikenleri gör.
Son tavsiye. Sakın NATO’ya filan güvenme. Senin yarattığın Türkiye için hiçbir bati ülkesi kilini bile kımıldatmaz, orada da açıkta kalırsın.
Orta-Doğu’da padişahlığa soyundun, durum ortada. Rusya’ya “bizi Şangay Birliğine alin” diye yanaştın, sonuç belli. Amerika seni zaten süpürmedi, kullanmaya devam ediyor. Bir Batı ülkeleri kalmıştı, onlar da artık seni uzak durulacak adam sınıfına soktular… Çüş yani. Yahu İmam Hatip de bile böyle karne getireni direkt çaktırırlar.
İbrahim Çakıroğlu
