Anayasa değişikliğini Meclis’de paketleyip kurdelasını da ekledik ya, şimdi referandumda evet dersek her şey düzelecekmiş!
Bu adamlar seni de beni de ahmak zannediyor, ama galiba evetçileri biraz daha koyu dangalak yerine koyuyorlar.
Ekonomi diz çökmek üzereyse, Türkiye’de huzur kalmadıysa, terör cirit atıyorsa, PKK gemi azıya almışsa, işsizlik tırmanıyorsa, dolar hergün rekor tazeliyorsa 15 yıldır iktidarda kim vardı? Bugünlere gelinmesinin nedeni bu anayasa mıydı ki cumhurbaşkanını partili başkan yapınca her şey yoluna girecekmiş? Tam tersine, birçok şey daha da kontrolden çıkacak.
Bak evetçi kardeşim, evet demeden önce bir kez daha düşün, yarın iş işten geçtiğinde sana “aldatıldık” deme hakkı tanınmayacak, son pişmanlık para etmeyecek.
Evet dediğinde özet olarak Türkiye’de tek yetkili adam Erdoğan olacak. Üstelik “sınırlı sorumlu” olarak filan da değil, “sinirli sorumsuz” olarak. İstediğini milletvekili yapacak, bakanları, başkan yardımcılarını Meclis dışından da atayabilecek ve yaptıklarının hesabını hiçbir zaman vermeyecek. Sen bu kadar yetkiyi en yakınına, haydi diyelim karına veya kocana verir misin? Sen çalışıp eve zar zor ekmek getirmeye uğraşıyorsun, karın veya kocan “şu halıyla televizyonu satıp kurban kesip biraz hava atalım” diye tutturuyor. Bir defa evet demişsin, itiraz hakkın yok. Sesini mi çıkarttın, bu kez de tokadı basıyor, yine boynunu eğeceksin!
Bak evetçi kardeşim. Gelecek yıl Sümeyye cumhurbaşkanı yardımcısı, Bilal de eğitim bakanı olursa hiç şaşma. Seçilmeden, millet iradesi kılıfıyla, partililerin şakşaklarıyla. Ve cumhurbaşkanı yardımcısı sıfatıyla Sümeyye örneğin Genelkurmay başkanına emir yağdıracak, aklının ermediği mercilere atamalar yapacak! Bu mu istediğin?
Sakın “bu kadarını da yapmaz” diye düşünme. Bundan önce yapmış olduklarının yanında bu çerez kalır. Örnek mi istiyorsun? Enerji bakanı Berat Albayrak kim? Milli damat… Babası ise işe minibüsçülükle başlamış, sonra özelleştirmelerde devlet bankalarından aldığı kredilerle Sümerbank Ereğli Tekstil, Balıkesir SEKA, Trabzon Limanı gibi yerleri kapatmış ve ihaleye fesat karıştırmaktan mahkumiyet yemiş biri. Minibüscülükten milyaderliğe, çıraklıktan bakanlığa. Aklın yatıyor mu?
Bugünkü İstanbul AKP milletvekili ve Meclis Milli Eğitim Komisyonu üyesi Ahmet Hamdi Çalık kim? Erdoğan’ın eski şöförü! Hey gülüm hey, direksiyon tutmak meğer ne kapılar açarmış!
Örtülü ödenek… Hani şu harcamaları milyarları geçen ama kimseye hesabı verilmeyen paralar… Bugün bunu kim idare ediyor? Maksut Serim. Erdoğan İstanbul belediye başkanıyken, şube müdürü olduğu Vakıfbank’ta belediye adına sahte hesap açıp resmi evrakda sahtecilikten mahkum olmuş zat.
Yer yok, listeyi uzatmayayım. Erdoğan’ın karakteri bu. Kendisine biat etmeyeni yarı yolda bırakmak, biat edeni, suçu paylaşanı kapasitesinin çok üstündeki makamlara atamak. Beraber yola çıktıkları kimler kaldı etrafında? Hepsini harcamadı mı? Seni haydi haydi harcar…
Sen evet deyip evin anahtarını bu kişiye mi vereceksin? Erdoğan’ın derdi başka. Bugün zaten istediği kanunu çıkartamıyor mu, istediğini yaptıramıyor mu? Onun derdi başkanlık filan değil, kefesi o kadar dolu ki istediği hiçbir zaman yargılanmamak.
Şu başkanlığı bir geçirsin, ne diplomasızlığı, ne de kaynağı belirsiz dudak uçuklatan mal varlığı, hiçbir şeyden hesap vermeyecek hale gelecek.
Bugün buna çanak tutanlardan çok daha ehilleri varken, yalnızca Erdoğan’ın yaptıklarını örtüp kenardan nemalanmayi hedefleyenleri kabul edecek misin? Sen dişin ağrıdığında berbere, evin tutuştuğunda taksiciye, belin tutulduğunda araba tamircisine mi gidiyorsun?
Bir düşün. Referandumdan evet çıkarsa her şeyin düzeleceği filmini sana 7 Haziran seçimlerinden sonra da göstermemişler miydi? Tek partili iktidar, eşittir istikrar… Gelinen yer belli.
Erdoğan’ın başkanlık adı altında elde etmek istediği hükümdarlık bildiğin, parçası olduğun Türkiye’nin sonunun başlangıcı. Ve bundan sen de sorumlu olacaksın…
Zaman varken…
İbrahim Çakıroğlu