Hayır artık çantada keklik olmasa da elinizi uzatsanız tutacağınız kadar yakın.
Ama elinizi uzatmanız da lazım.
AK Parti tarafından kendileri için yaptırılanlar da dahil tüm ciddi anketler hayırın önde olduğunu gösteriyor. Kararsızların oranı azalmış, tercihler artık belli sayılır. Bundan sonra en büyük etken katılım oranı, yani hayır tercihi kullanacakların ne kadarının oy vermeye gideceği.
Buradaki sorunu yine anketler gösteriyor. Hayır oyu vereceklerin ancak üçte biri hayır oylarının kazanacağına inanıyor.
“Mutlaka hile yaparlar”, “sistem güvenli değil”, “sandıklarda sorun çıkartırlar”, “hayır çıksa işin ucunu bırakırlar mı sanki” gibi nedenler en fazla ileri sürülen açıklamalar. Yani tehlike, tercihi hayır olan seçmenin “nasil olsa hayır kazanamayacak” düşüncesiyle gidip oy vermemesi.
AK Parti’nin elinde bundan başka oynayacak koz kalmadı. Bu hafta sosyal medyada “evet farklı önde” mesajlarını yoğunlaştıracaklar, seçim günü erken saatlerde kısmi sonuçları yayıp klakson ve bayraklarla ortalara çıkacaklar ve büyük illerde hayır diyecek son saat seçmenlerinin şevkini kırmayı hedefleyecekler.
Halbuki durum çok daha değişik. AK Parti seçmeninin bile en az %12’si bu kez hayır tercihini kullanacak. Bu kaybı MHP seçmenleri ile kapatmaları ise imkansız.
Bu referandumun genel seçimlere oranla başka bir özelliği var. Genel seçimlerde, hem baraj hem de uygulanan d’Hondt sistemi nedeni ile, örneğin %45 civarında oy almış bir parti Meclis’te sandalyelerin salt çoğunluğunu elde ediyordu. Bu referandumda baraj yok, d’Hondt metodu yok, verilen her oyun değeri aynı. Örneğin, bu metod nedeniyle Aksaray, Gümüşhane veya Bayburt gibi illerimizde tüm milletkilleri AK Parti’nin olmuş, burada diğer partilere verilen %30 civarındaki oylar boşa gitmişti. Bu kez böyle bir şey yok. Boşa gidecek oy da yok.
Hatırlayalım, son 1 Kasım 2015 seçimlerinde 317 milletvekili çıkartıp bunu büyük zafer olarak ilan eden AK Parti toplam %49,5 oy almıştı. Bu referandumda bu orana bile varamayacaklar, varsalar bile sonuç yine hayır olacak.
9 Nisan’da yurtdışında oy verme dönemi bitti. Türkiye geneli için direkt karşılaştırma yapmak tabii ki imkansız, ama yine de önemli bir işaret sayılır. Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde 1 Kasım seçimlerine katılım oranı minimum %40 (Almanya), maksimum %46,5 (Hollanda) arasında değişiyordu. Bu ülkelerin tamamında AK Parti çoğunluktaydı, en az %58,3 (Fransa) ve en fazla %69,6 (Hollanda) oy almıştı. Bu kez bindirilmiş kıtalar olarak oy vermeye götürülenlerde gözle görülür bir azalma var. AK Parti’lilerin bir kısmı, elleri hayıra gitmese bile oy vermemeyi tercih ettiler.
Türkiye genelinde de ayni konum söz konusu görünüyor. AK Parti kendi seçmenlerinin tamamını sandığa götüremiyor. Dolayısı ile ellerindeki tek şans hayır oyu vereceklerin de sandığa gitmemesini sağlamak.
Bu referanduma katılım oranı %86 civarında gerçekleşirse evet çıkması neredeyse matematik olarak imkansız. Katılım ne kadar yüksek olursa hayır oranı da o kadar yüksek olacak.
Uzun lafın kısası, hayır artık sizin elinizde. Yapmanız gereken tek şey, koşullar ne olursa olsun, gidip oyunuzu vermek.
Gerisi ile ilgilenmeseniz de olur. Tek, hiçbir şeyden etkilenmeden gidip oyunuzu verin.
Bu referandum, Türkiye’nin eğitimsizlik, kültürsüzlük ve başı eğikliğe mahkumiyetinden önceki son çıkış. Haydi dostum, oyunu, emeğini esirgeme. Buna el ele, gönül birliği ve inançla hayır diyelim.
İbrahim Çakıroğlu