Söz, darbe girişimine katılan, destek veren, aktif rol oynayanlara değil. Bunlar kaç kişi? O kadar yok ama on bin diyelim. İşten el çektirilenler, işyerlerine el konulanlar, mal varlıkları Hazine’ye devredilenler? Bunun dört beş misli. Kıyağımı unutmasınlar, müjde onlara…
Hemen avukatlarınıza söyleyin, demokrasi, artık hukuk kuralları filan diyoruz ya, eğer doğruysa yırttınız.
Hukukda kanunlar önünde herkesin eşit şekilde yükümlü olduğu, eşit sekilde yargılanacağı prensipleri var. Benim işlediğim bir suçu eğer bir başkası da işlemişse, benim aldığım ceza ile onun aldığı ceza aynı olmasa bile birbirine yakın olmalı. Benim yaptığım eğer suç teşkil ediyorsa, benim yaptığımı yapmış olan da hakim önüne çıkmalı. Ben içerdeyken diğeri dışarıdaysa bu hukuk olmaktan çıkar, keyfiyete göre yargılamak olur.
Tutuklanan yazarlar, okul sorumluları, işyeri sahipleri, size söylenilen ne? FETÖ’ye ait olmak, yardakçılık yapmak, bu örgütle ilişkide bulunmuş olmak? Önüze konulan kanıtlar neler? Finansmanınızın fetocular tarafından sağlanmış olması, Fethullah Gülen’e düzdüğünüz methiyeler, okullarda fetocu eğitim vermiş olmanız…
İşler burada karışıyor. Bunlar suç mu? Olması lazım ama suç mu?
Bunlar eğer suç teşkil ediyorsa sizin yaptıklarınızın birkaç mislini yapmış olup haklarında suç duyurusu yapılmamış, soruşturma açılmamış birçok kişi var. Davutoğlu’ndan başlayın, Gökçek’de mola verin, Arınç’a geçin, Topbaş’a kadar ilerleyin. Öyle büyük bir araştırmaya bile gerek yok, hepsinin beyanları, düzdükleri methiyeler tarih ve yerleri ile internette. Avukatınız biraz çaba gösterirse FETÖ’cü diye kapatılan işyerleri ile yakın ilişkisi olan AKP teşkilat ve milletvekillerinden uzun bir liste çıkartabilir.
Sizin yurtlara el kondu. Aynısını Bilal’in TÜRGEV vakfı yapmıyor mu? Şüpheli finansman mı? Onlarınki daha da şaibeli, Suudi Arabistan’dan 100 milyon dolar var.
Fetoculara malî destek mi? Şu anda aklıma gelmiyor ama birisi “ne istediler de vermedik ki“ dememiş miydi?
Fetocu yazılar mı? Mmmm, bugün iktidar yandaşı olan gazetecilerin arşivleri yine ortada, neler demişler neler! Yalnız köşe yazılarına da bakmasın sizin avukatlar, fetocu organizasyonlarda mikrofon alıp yağcılık çıtasını yukarıya taşıyan epey AKP ağır topu bulacaklar.
Kişisel çıkarlar mı? Bugün devletin en yüksek makamlarında olan kişilere bakın, ceplerinde para yokken çocukları yabancı ülkelerde kimler tarafından okutulmuş? Doğru yaa, birden aklıma geldi, Erdoğan’ın çocuklarının Amerika’daki eğitim masraflarını kim üstlenmişti?
Peki bunlara karşı niçin soruşturma açılmamış? Biri aldatılmış, diğeri ahmakmış, bir diğeri işin vehametini daha yeni anlamış! Eh, siz de bu işin sonunun darbe olacağını bilmiyordunuz. Darbeciler bunu en yakınlarından sakladıklarına göre herhalde size söylemiş olamazlar. Siz de “yanıldık, aldatıldık, üstünüze afiyet, biraz da ahmakmışız“ savunmasına geçiverin.
Ne olursa olsun, artık kapı gibi bağımsız, ona perhiz buna turşu demeyecek hakimlerimiz var ya, gelip açıklasınlar bakalım niye sizin yaptıklarınızın on mislini yapanlar dışarıdayken siz tutuklanmış, hakkınızda kesinlesmiş bir mahkeme kararı olmamasına rağmen suçlu ilan edilmişsiniz, bazılarınızın mallarına el konmuş!
OHAL filan diye de korkmayın haa, kanun hükmünde kararname bile olsa bunlar ancak gözaltı süresi, kolluk güçlerine tanınan yeni hak veya verilen yeni yetkilerle ilgili; ceza kanununun size uygulanacak maddeleri değişmedi.
Üstelik hukuğun ana prensiplerinden biri, yeni çıkan kanun eskisinden daha ağır ceza öngörüyorsa bu geriye dönük olarak uygulanamaz; suçun işlendiği tarihte kanun ne ise o geçerlidir. Suçlu olsanız bile suçun işlendigi tarihte ona el koy, bunu hemen işten at, şurayı derhal tasfiye et diye birşey var mıydı? Yoksa yırttınız.
Uzatmayayım, bakın eski fetoculardan çarşaf çarşaf ilanlar, özür yazıları filan. Onlar durumu anlamış durumda, soruşturmaya girmeden işin içinden sıyrılmak istiyorlar. Sizin şansınız yaver gitmemiş veya biraz fazla sivrilmişsiniz.
Gidin şimdi “bizden daha fazla bu işlere bulaşmışlara yalnızca AKP teşkilatında oldukları için soruşturma bile açılmamışken bizim tutuklanmamız, mal varlığımıza el konulması hukuğun eşitlik prensibine aykırıdır“ deyin, kanıtlarını mahkemeye sunun, gerekirse suç duyurusunda bulunun. Bundan önce yapilan şikayetlerde, AKP teşkilatındakilerle ilgili epey “soruşturmaya yer yoktur“ kararı çıkmış, avukatınız bunlari mahkemeye örnek karar olarak sunsun. Bizim mahkemelerde olmasa bile, eğer o zamana kadar bu çok bilmişlerimiz AB ile ilişkileri koparmamışlarsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mutlaka kazanırsınız.
Siz fetoculuğu yüzünüze gözünüze bulaştırdınız, bunlar da şimdi AKP yara almasın diye hukuğu yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar… Eee, ne yapalım, böyle başa böyle tarak…
İbrahim Çakıroğlu