Sayın Cumhurbaşkanım, sizden bir istirhamım olacak. Zor bir şey de değil haa, sizin gibi yol köprü yaptırmış, Marmara’yı su altından geçmiş biri için çok kolay : şöyle birkaç aylığına bir tatile filan çıksanız…
Türkiye’nin başına kötü bir şey gelmez valla, yani nasıl olsa daha kötüsü olmaz. Ne yani, zaten Suriye’de ne yaptığımız belli değil, sizsiz de devam ederler. Nasıl olsa oralarda buralarda bombalar patlıyor, bunu günlük olaya çevirecek halleri yok ya! Bir bunu yapmamıştık, artık dost ülkelerin büyükelçilerini de vuruyoruz, daha kimi vuracağız?
Milli seferberliği ilan ettiniz, daha ötesi yok. Patlamalar PKK, TAK filan; sizsiz beceremezlerse yanına DAEŞ veya El-Nusra’yı ekler, durumu idare ederler. Zaten olup bitenler belli, hep FETÖ, haydi o da olmadi dış mihrak, o da yetmedi üst akıl, reçete hazır. 6 aydır başka suçlu bulunamadı, bundan sonra da bulunmasa değişecek fazla bir şey yok.
Oturup bir düşünün. Avantajı da yok değil hani! Siz olmadan nasıl olsa Türkiye kurtulamaz. Dolar almış başını gidiyor, yabancı ülkelerde saygınlığımız sıfırlanmış, bugün müttefik dediğimize yarın sırt çevirmeyi adet haline getirmişiz, milli irade olduğu yerde sayarken milli olmayan irade yurt dışına kapağı atmaya hız vermiş, Silivri eli kalem tutanın ikinci ikamet adresi olmuş, bunları kim düzeltecek!
Yooo, hiç merak etmeyin, sizin danışmanlar grubu günde 25 saat çalışsa sizin çizmenize gelemez, elinize su dökemezler. Bakanlar Kurulu? Şakayı bırakalım, benden iyi biliyorsunuz, o da olmaz. Ortalık aynı şekilde çalkalanır, duvara biraz daha yaklaşırız amaaa… dönüşünüz muhteşem olur doğrusu. Kurtarıcı olarak döner, muhtarlara konuşmayı filan bırakıp direk milli iradeye talimatlarınızı verirsiniz. Millet sizsiz hayattan o kadar korkmuş olur ki siz pat dersiniz, biz küt diye uygularız.
Başkanlık maşkanlık, uğraşmaya bile gerek kalmaz. Sizin tatilin son haftalarında hepimiz “yetmez ama evet” diye zaten oylarımız elimizde bekler hale geliriz. Düşünün, olacak şey mi şimdi Türkiye’yi sizsiz hayal etmek? Allah yazdıysa bozsun; söz, valla Bilal’i, Sümeyye’yi, Emine’yi bile özleriz…
Birkaç aylık tatil, atla deve değil. Sayılı günler çabuk geçermiş… Bir tek siz evet deyiverin, isterseniz biz organize ediveririz. Bana sorarsanız Türkiye’de kalmayın, hergün kapınızı aşındırırlar, rahat edemezsiniz. Avrupa sizi açmaz, sizi çekemeyen kamyon dolusu devlet adamı var oralarda. Amerika’yı da tavsiye etmem, aranız pek iyi değil galiba. Rusya? Putin sağlam ayakkabı değil, gerçi siz de öyle yapıyorsunuz ama ara sıra, bugün yanağından öptüğünü yarın başka şekilde öpüyor. Suudi Arabistan, Yemen zaten yan gelip tatil yapma yerleri değil. Mısır’ı da unutalım, son dönemlerde onlarla da kavgalı olduk ne de olsa.
Bakın Malezya olabilir, fena yer değil. Müslümanı, AVM’si, son model gökdelenleri çok. Singapur’a da pek uzak sayılmaz. Hani şu hiçbir ülkeye banka sırlarını vermeyen ülke.
Bu kadar badire atlattık, bu kadar dert yaşadık. Biraz dinlenmek 7 Haziran? Brrrr, içimiz titredi valla. Ya 15 Temmuz? Demek istediğim, tatil bizlerden çok sizin hakkınız. Bir tatile çıkın, valla da billa da o hakkınızı size helal edeceğiz.
İbrahim Çakıroğlu