(Önceki yazı: https://turkiye.net/spor/guney-amerikada-turk-denizcileri )
14 Aralık 2015 Marina Punta del Este, Uruguay…
Bizim Atlantik geçişi yaptığımız dönemde, hemen bizden sonra aynı rotada geçiş yapan, ancak okyanusun ortasında direkleri kırılan, binbir zorluk ve mücadele ile Brezilya sahillerine ulaşan bir ekip vardı.
Cahil Cesareti, Maral ve Uğur. Teknelerinin ismi “Blue Belle”. Bizim Anadolu topraklarından genç kardeşlerimiz. Hakikaten deniz ve yelken konusunda minimum bilgi ile başlamışlar, kervan yolda düzülür diyerek çıkmışlar yola. Başlarına gelenler ve yaşadıkları film gibi. Daha da umut kırıcı olanı, denize açılmadan önce pek çok denizci üstadın onları cesaretlendireceği yerde, “yapamazsınız, batarsınız, o iş o kadar kolay mı sanıyorsunuz, çocuk oyuncağı mi bu” demesi… Ama o kadar istekli ve azimliler ki, hiç bir şey onları yıldıramamış.
Uğur 38 yaşında, Bandırmalı. Kaş gibi dünya güzeli bir cennette yamaç paraşütü hocalığı yapmış uzun yıllar. İşi profesyonelleştirip şirket kurmuş bir zaman sonra. Ve bir gün Maral yamaç paraşütü ile atlayış yapmak için gelmiş Kaş’a. Maral’da benim hemşerim, Sivas’lı, çıtı pıtı bir Ermeni kardeşim. Birlikte atlamışlar yamaçtan, boşluğa ve aşka. Birbirlerini çok seven bu iki güzel insan, birlikte başka dünyalara yelken açma sevdalarını da gerçekleştirmişler. 4 yıldan beri özenilesi hayat arkadaşı olmuşlar birbirlerine. Ne mutlu onlara.
İki yıl önce çıkmışlar yola, 10 metrelik tekneleri Blue Belle ile… Önce Akdeniz geçişi, sonra Atlantik… Başlarına, tekne hayatında gelmeyen kalmamış ama onlar her olaydan bir ders çıkarmışlar, aynı hatalara ikinci kez izin vermemişler. Bardağın hep dolu tarafını görmüşler. Şimdi ikisi de zehir gibi denizci ve yelkenci olmuş. O kadar ki Uğur arada, “hımm rüzgar kuzey batıdan esiyor, tam seyirlik…” şeklinde mırıldanıyor farkında olmadan 🙂
Bize 30 km uzaklikta Priapolis Marina’da bağlı tekneleri, biz de Punta del Este’ye bağlanınca, onları ziyarete gittik araba kiralayıp. İki gün boyunca birlikte 700 km yol yaptık. Önce başkent Montevideo, ardından buraların en güzel tarihi küçük kenti Colonia’yi gezdik… Bayıldık her iki yere de…
Maral, Ekrem, Uğur ve önde Fırat
Maral ve Uğur’un çok güzel hayalleri var. Çocuk yapmak ve hayatlarını mesut bahtiyar devam ettirmek. Ekrem abimin onlara şiddetle tavsiyesi şu oldu. “Afedersiniz Ermeni dediler” zihniyetine sahip, kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştiren bir ülke yerine, insanca yaşama, çalışma ve çoğalma istediğini davetkârca kabul eden, tüm imkanlarını vatandaşlarının refahı için kullanan, insanlık ihlallerinin olmadiği bu güzel ülkeye yerleşin. Geleceğinizi buralarda güvenle kurun… Onlar da bu fikre oldukça yakınlar, Uruguay bu konuda liste başında olan bir ülke. Ama öncesinde Patagonya ve Şili’yi de görmek istiyorlar. Ha bir de Paraguay’ı. Biz adını az duysak da, bu kıtanın en muhteşem insanlarına sahipmiş Paraguay.
Hayallerinin peşinde koşan iki insanı görünce, aklıma çocuğunu ekmek almaya gönderdikten sonra beceremeyecek kaygısı ile 5 defa cepten arayan anne babaları düşünüyorum. Evli barklı çocuklarının 5 günlük tatile gidişlerinden dönüşlerine kadar günde 3 defa rapor isteyen anne babaları…
Öyle dev bütçelere de sahip değiller bu gezi için. Hani “param olsa ben de yaparım ne var” denilecek bir durum değil. İkisi de yetenekli, sokak muzisyenliği yapıyorlar, yerel muzik festivallerine katılıyorlar. Buradan kazandıklari para ile yola devam… Onlar da minimal bir yaşam sürüyorlar, kapitalizmin dayattığı tüketim çılgınlığından uzak duruyorlar. Biz, okuduğumuz kitapları onlara götürdük, onlar da bize verdiler okuduklarını. Güzel kitaplar geldi doğrusu 🙂
Mazeretsiz, ama’siz bir hayat kurmuşlar kendilerine. “Yaşam herkes için bir kez var ve heba edilemeyecek kadar değerli” yi çok iyi anlamışlar ve hakkını da veriyorlar doğrusu.
İyiki tanıdık bu iki güzel insanı. Onlarla biraz daha zenginleşti dünyamız. Bizlere dile getirilmeyen dersler verdiler doğrusu 🙂
Cesaretlerine hayran kaldım, üstelik kimse “cahil” de diyemez artık…
Yolunuz açık olsun güzel kardeşlerim, rüzgarınız kolayınıza olsun, selametle gidin hayat yolculuğunda istediğiniz yerlere… Ve hep huzurla bağlanin birbirinize, sevdiklerinize…
Onları takip etmek isterseniz:
cahilcesareti.org
Fırat Şahin
(Fırat Şahin, Ekrem İnözü ve Cemile Yıldız ile Anouk adlı yelkenli tekneleriyle dünyayı dolaşıyorlar. Bu yolculuk, Ekrem İnözü’nün Anouk ile ikinci dünya seyahati)
Blue Belle hakkında bilgi: Blue Belle, Hülya & Derek Leigh çiftinin kendilerinin yaptığı bir Bruce Robert tasarımı Spray ketch. Onlar bu tekne ile daha önce Atlantik’i geçip “Intercoastal water way” denilen nehir yolu ile Amerika’nın doğusunu güneyden kuzeye dolaşmışlardi. Daha sonra Naviga bu seyahati Hülya’nin kaleminden “Okyanusta bir Türk kızı” adıyla kitaplaştırdı. Derek muthiş bir teknisyen, iyi bir denizci idi ve Naviga’da “tekne doktoru” köşesinde okur sorularını cevaplardı. Maalesef bir kaç yıl sonra Derek’i İngiltere’de bir böbrek ameliyatı sonrası hastane mikrobu nedeniyle kaybettik. Hülya da tekneyi Maral & Uğur çiftine dünya turu yapmak istedikleri için sattı (Erol Kepenek’ten).