Milli İstihbarat Teşkilâtı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en önemli kurumlarından biridir.
Günlük siyasetin, kişisel hesapların, hele kanunsuzluğun asla girmemesi, sokulmaması gereken bir yerdir. MİT’ in çizgisinden çıkıp, herhangi bir Siyasi Partinin, bir Cemaatin, bir Tarikatın, bir grubun emrine girmesi, Türk Devletinin felaketi olur…
Eğer böyle bir olay olursa, bundan Cumhurbaşkanı-Başbakan-Genelkurmay Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu Üyeleri birlikte sorumludurlar.
Bu sorumlulukları, 2937 Sayılı MİT Kanunundan kaynaklanır.
2937 Sayılı MİT Kanununun 4. Maddesi: MİT’ in Görevleri;
“Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, ANAYASAL DÜZENİNE ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yönetilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında Milli Güvenlik İstihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı-Başbakan- Genelkurmay Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterine ulaştırmak…”
Son üç gündür Türkiye ve Türk Milleti şimdiye kadar hiç görülmemiş bir sahtekârlığa şahit oldu!
Sahtekârın biri veya birileri, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, Müsteşar Yardımcısı olarak MİT’ te işe alınma tarihi olan 17 Nisan 2010’ ı, tüm Haber Portallarında 17 Nisan 2009 olarak değiştirdi! Yani, tam BİR YIL öne çekti!
Niçin böyle bir sahtekârlık yapıldı? Böyle bir organizasyonu kim veya hangi güç yapabilir? Arkasına devlet gücünü almayan birileri bu sahtekârlığı yapmaya cüret edebilirler mi? Cumhuriyetin Savcıları bu sahtekârlığı da görmezden mi gelecek?
MİT Kanununun 14. Maddesini hatırlayalım;
“ MİT fiili kadrosuna atanan personelden, bu teşkilattaki göreve başladıkları tarihten itibaren 5 (BEŞ) YIL geçmeden istifa edenler ve istifa etmiş sayılanlar, görevle ilişkilerinin kesildiği tarihten itibaren, 5 (BEŞ) YIL geçmeden DEVLET MEMURLUĞUNA ALINAMAZLAR.”
Hakan Fidan’ ın MİT Müsteşar Yardımcısı olarak atandığı tarih: 17 Nisan 2010
Hakan Fidan’ ın Mit Müsteşarı olarak atandığı tarih: 25 Mayıs 2010
Hakan Fidan’ ın AKP Milletvekili olmak için ayrıldığı tarih: 07 Şubat 2015.
Hangi tarihi alırsanız alın, Hakan Fidan’ ın MİT’ te 5 (BEŞ) YILINI doldurmadan istifa ettiği bellidir.
Bu kişinin tekrar MİT Müsteşarlığı görevine atanması, hem Devlet ve MİT geleneklerine, hem Anayasamızın 6. Maddesine (Kaynağını Anayasa’dan almayan yetki kullanmak), hem MİT Kanununun 14. Maddesine, hem 657 Sayılı Kanunun 97. Maddesine, hem de 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri hakkındaki Kanuna aykırıdır.
Cumhur’un Başı Recep’in “SIR KÜPÜM- KARA KUTUM” dediği bu kişinin, özelliği nedir ki, TC Devletini yönetenler göz göre-göre, bilerek ve isteyerek kendilerini Yüce Divan’a götürecek bu kanunsuzluğu yapmak zorunda kaldılar?
Binlerce yıllık Devlet Geleneğine sahip Türk Devleti içinde, bu görevi yapacak kişi kalmadı mı ki, suç işlenerek Hakan Fidan tekrar atanıyor?
Cumhur’un Başı Recep’ in, Serok Ahmet’ in Türk Milletine zerre kadar saygıları kalmadı mı ki, Anayasa ve Yasaları çiğniyorlar? Yoksa yukarıda yazılanlar kanun değil de, damla sakızı mı ki, şaklata-şaklata çiğneniyor?
Devletin tepesindekiler yasaları çiğnerlerse, vatandaşa kim “Kanunlara uy, uymazsan cezalandırılırsın” diyebilecek?
Gelelim Hakan Fidan’a;
Hakan Bey, “Müsteşar” demek “Kendisinden bilgi alınan, danışılan” yani akıllı kişi demektir. Devletin en üst bürokratik makamında oturuyorsunuz.
Siz, Astsubay olarak bu devletin ve ordumuzun yıllarca ekmeğini yediniz.
Çok az insana nasip olacak MİT Müsteşarlığı görevinde bulundunuz.
Türk Milletinin size verdikleri yetmedi mi ki, bu kanunsuz atamayı kabul ettiniz? Niçin istifa ettiniz ve niçin kanunsuz atamayı kabul edip geri döndünüz?
Tehdit mi edildiniz, yoksa önünüzdeki bir aylık süreyi dahi planlamaktan
aciz misiniz?
Her iki durumda da, vah Türkiye’ye! Vah ki ne vah…
Önünüzde iki yol var;
1) Ya, Türk Milletine “Benim atanmam, Anayasa ve Yasalara uygundur, işte belgelerim” diyecek ve beni yalanlayacaksınız.
2) Ya da, Türk Devletinin bu şerefli makamını derhal terk edeceksiniz…
Yoksa MİT Müsteşarlık Makamı, siz o koltukta kanunsuz olarak oturduğunuz sürece, benim gibi düşünenler için “YOK HÜKMÜNDEDİR…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Mart 2015
Rifat Serdaroğlu