Yukarıdaki başlıktan Başbakan Erdoğan’ın Anayasa’ya-Hukuk Devletine inandığını ve öyle davrandığını zannetmeyin. Erdoğan, gelmiş geçmiş Başbakanlar içinde, Anayasa ve Hukuku en fazla çiğneyen kişidir. Bu özelliğini belirtmek için Tayyibin Yüksek Yargı Koridorlarındaki adı “Anayasa Tayyip”tir!
Tarih ve Hukuk Cahili Tayyip Bey, önünde mikrofon görünce ramazan topu gibi atmaya devam ediyor.
“-Cumhurbaşkanlığı seçiminde zafer Allah’ın olacaktır.
-Cumhurbaşkanı seçilirsem şantiye- şantiye dolaşacağım. Cumhurbaşkanı metro-viyadükle uğraşmaz mı? Ben uğraşacağım.”
Anayasa Tayyip’e sormak lazım;
-Zafer Allah’ın olacaksa, çok büyük ihtimal olan mağlubiyet kimin olacaktır? Türkiye nasıl bir Lâik Devlettir?
-Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Hukuk Devletidir, Bakatalı Tayyip’in babasının aslı yok yaylasındaki “Çadır Devleti” değildir.
-Cumhurbaşkanı’nın görevleri Anayasamızın 104. Maddesinde açık olarak yazılmıştır. Burada yazılanlardan başka bir şeye karıştığı zaman, “Hukuk”, hooop ağır ol da molla desinler diye karşı çıkar. Cumhurbaşkanı şantiyeleri dolaşıp, yandaş müteahhitlerle içli-dışlı olamaz. Tüm bu işleri yapmak görevi onun Başbakanına ve Bakanlara aittir.
Zaten o müteahhitler kendilerine ihale verebilecek kişinin peşinde koşarlar.
Anayasa Tayyip, Cumhurbaşkanlığı kampanyasını Türk Milletinin sırtına yükleyip, devletin uçağı, devletin olanaklarıyla gezerken, kendince 12 senenin hesabını da verdiğini sanıyor!
-Yaptığı duble yollarla övünen Başbakan’ın görevi, duble yol yapmak kadar yapılan yolları açık-güvenli tutabilmektir. Yapılan yolları PKK terör örgütünün piçleri istedikleri zaman kapatıyor, araçları yakıyor, insanları dağa kaçırıyorsa, sen de Başbakan olarak sadece bakıyorsan, eksik olsun senin yaptığın yol…
-PKK Terör örgütü Türkiye’de kendi hukukunu işletirken, kendi mahkemelerini kurarken, kendi vergilerini toplarken, yürürlükte olan Anayasamızın 42. Maddesi YASAK dediği halde bölgede Kürtçe Eğitim verilirken, “Ben başarılı bir Başbakanlık yaptım” diyen birinin ihanetinden ciddi-ciddi şüphe edilir.
-Ortadoğu’daki terör örgütlerinin tamamının alay konusu olan biri
TC Devletinin başına geçmemelidir.
-IŞİD’e terör örgütü diyemeyen, İstanbul’da ve ülkenin çeşitli yerlerinde gençlerin IŞİD’e katılmalarını engelleyemeyen, aksine IŞİD’e silah-para gönderen bir hükümet, ihanet tuzağına düşmüş demektir.
-Ülkenin belli bir bölgesinde, insanlar elektrik parası ödemedikleri için, elektrikler kesilince, dağıtım şirketine saldırıp yakıp-yıkıyorsa, yol kesiyorsa “Ben Başbakanım” diyebilecek birinin bu yapılanların bir açıklamasını yapması gerekir…
– Askeri Birliğin içindeki Türk Bayrağı indirilince, ülkenin Başbakanı “Bayrağımızı Paralelciler indirdi” dedi. Bu açıklamadan dört gün sonra MİT “Bayrağımızı Arap kod adlı PKK militanı indirmiş ve dağa kaçmıştır” diye kendi Başbakanını yalanlıyorsa, o Başbakandan değil Cumhurbaşkanı, kır bekçisi bile olmaz, olmamalıdır…
Sağlık ve başarı dileklerimle
10 Temmuz 2014
Rifat Serdaroğlu
