Taçlandırmak;
Bir işi, bir projeyi başarıyla tamamlayıp sonuçlandırmak ve o işin başarılmasında rolü olanla paylaşarak, onurlandırmak.
Tüy Dikmek;
Krallık Fransa’sında saraylarda bile tuvalet yoktu. Rivayet edilir ki, Kral veya Kraliçe istedikleri yere kakalarını bırakırlar, arkalarından gelen adamlarından biri, kakanın üzerine tüy diker, diğeri de güzel koku sıkarmış.
Böylelikle “Mavi Kanlı” denen asillerin kakasının, diğerleriyle karışması önlenirmiş. “Tüy Dikmek” sözü bu uygulamadan kalmıştır.
Başbakan Erdoğan, Cumartesi günü Barzani’yi Diyarbakır’da ağırlayıp, çözüm sürecini “Taçlandıracağını” , taçlandırma işini de Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses’in yapacakları düet ile gerçekleştireceklerini tüm dünyaya ilan etti.
“Çözüm Süreci” denen illeti, Barzani-Perver-Tatlıses üçlüsüyle taçlandıracağını söyleyen Erdoğan, gerçekten bir zafer mi elde etti, yoksa Türkiye’nin birliğini-bütünlüğünü-üniter yapısını- ulus devleti tehlikeye atarak, yapılan işin üzerine tüy mü dikti?”
Dünyanın en büyük ve önemli iki ülkesindekinden örnek vererek, gerçeği arayalım.
*Amerika Birleşik Devletleri;
Resmi dil, İngilizcedir. ABD vatandaşı olabilmek için İngilizce bilmek şarttır. Okullarda her sabah “Milli Yeminlerini” okuma zorunluluğu vardır.
Federal Kamu dairelerinde ve Federal Yargıda sadece ve sadece İngilizce konuşulur.
*Rusya Devlet Başkanı Putin, geçen ay Parlamentoda yaptığı konuşmasında;
“Burası Rusya, burada Rus’lar yaşar. Devletin her kurumunda sadece Rus’ça konuşulur. Azınlık kavramına sığınıp kimse bu kuralın dışına çıkamaz.
Rus’ça konuşmak istemeyenler, derhal Rusya’yı terk edebilirler.”
-Bugünkü dünya gerçeğinde Amerika ve Rusya’nın onayı olmadan veya bu ikisinden birinin kabul etmediği bölgesel bir işi yapacak devlet var mı?
-Dünyanın bu iki süper gücü, aptal mı? Niçin kendi dillerini korumakta bu kadar özen gösteriyorlar?
-Niçin çocuklarını, kendi devletlerine bağlı olarak yetiştirmek istiyorlar, bunlar faşist mi, buralarda demokrasi yok mu?
-Amerika ve Rusya’nın sınır komşuları olan bir devlette, kendilerinden toprak kopartmak ve yeni bir devlet kurmak isteyen silahlı güç bulunsa ve bunlar, ABD ve Rusya’ya saldırıp, bu ülkelerin on binlerce insanını öldürseler- yaksalar- yıksalar, Amerikan ve Rus Devletleri acaba ne yaparlardı?
– O terörist grupları ülkesinde barındıran-besleyen- silahlandıran birini ABD veya Rusya’ya davet edip, “Onur Konuğu” yaparak, ülkelerinin parçalanmasını “Taçlandırma” olarak mı gösterirlerdi?
Ne yaparlardı, ben size deyivereyim;
-Bir kere hemen sınırlarının yanında böyle bir silahlı gücün oluşmasına imkân vermezlerdi.
-İlk silahlı saldırıdan ve vatandaşlarının ölümünden sonra hem o silahlı güçlerin tamamını, hem de onları barındıran-besleyen-silahlandıran o komşu devleti yeryüzünden silerlerdi. Hem de çoluk-çocuk, suçlu-suçsuz demeden yaparlardı.
Bir de bize bakalım;
-Ülkenin belli bölümünde Türkçe konuşulmaz oldu. Türkçe bilenler, üniversite eğitimini Türkçe alıp Doktor-Avukat-Mühendis olanlar dahi adliyelerde “Kürtçe” konuşmak istediklerini, başka dil bilmediklerini ısrarla söylüyorlar ve buna devlet tarafından izin veriliyor!
-Ülkenin belli bölümünde Türk Bayrağını taşımak, Türk Milleti demek, suç haline getirildi.
-Televizyonlardan Türklüğe-Türk Milletine-Atatürk’e-Lâik Cumhuriyete-Cumhuriyetin Kurucularına hakaret etmek serbest hale geldi.
Bölücüsü-Şeriatçısı-Sadaka Dolandırıcısı ne kadar sapık varsa, “programcı” olup, her gün zehir saçmaya devam ediyorlar. Ödlek medya patronları da bu yıkımın taşeronluğunu gönüllü olarak yapıyorlar.
-TC yasak, Ne Mutlu Türküm Diyene yasak, Atatürk yasak, Türk Bayrağı yasak…
Kürdistan serbest, Kürtçe Ant okumak serbest, Öcalan-Şeyh Said-Derviş Memed- Kandildeki çıyanlar- İngiliz Fransız uşakları serbest- El Kaide serbest-El Nusra serbest- Müslüman Kardeşler serbest-Kimyasal silah serbest…
Dış Politikadaki, ekonomideki, devlet yönetimindeki rezillikler ve yolsuzluk olayları ise biraz aklı, vicdanı ve vatan sevgisi olan her kişiyi ciddi olarak rahatsız etmektedir.
Erdoğan, Diyarbakır’da “Taçlandıracak mı” yoksa “Tüy mü Dikecek”, karar sizlerindir. Eğer kendinizi bu vatanın sahibi olarak görüyorsanız, lütfen ona göre davranın. Bizde sabır taşı çatlamak üzere!…
Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Kasım 2013
Rifat Serdaroğlu