Son günlerin modası: Sur’da, Suriye’de devletin arkasındayız! Tamam, hiçbir ülkede terör örgütlerinin hendek kazmasına, eline silah almasına izin verilmez; girer gereğini yaparsın. Tamam, düşman kapıya dayanmışken iç politika hesapları yapılmaz; vatan savunması herşeyden önce gelir. De durum böyle mi?
Yıllar boyu PKK iş makinaları ile sabotaj altyapısını hazırlarken, PKK’lıları belediye kadrolarına alırken, silah depolarken bunlardan haberi olmasına rağmen müdahale etmeyen bir hükümetten bahsediyoruz.
Mezhep kavgaları nedeni ile Türkiye’yi Suriye bataklığına sokan, nedenini kimsenin açıklayamadığı şekilde bir Rus uçağını gereksiz yere düşüren, Rusya ile savaşın eşiğine getiren bir hükümet söz konusu.
Hükümet öyle diyor diye Ankara’da patlayan bomba yüklü aracın YPG veya PYD işi olduğundan bile emin olmak imkansız, birçok unsur başka yeri gösteriyor. Bu hükümet şimdiye kadar o kadar çok yalan haber yaydı ki artık beyanatlarına güven duymak da mümkün değil.
E-ee, o zaman?
Ayak gangren olmuş, kesilmezse daha başka yerlere sıçrayacak, kesilmesi en doğru seçenek. Doktorun bu teşhisi, tedavi önerisi doğru… İyi de hasta hastaneye yattığında ayağında küçük bir yara ve enfeksiyon başlangıcı varmış. Aynı doktor yanlış ve baştan savma bir tedavi ile bunun gangrene dönüşmesine yol açmış. Şimdi de “kesilecek” diyor. Böyle bir doktora siz teşekkür mü edersiniz, yoksa mahkemelerde mi süründürürsünüz?
İçinde bulunduğumuz durum bu. Hükümet saçmalamış, sorunları gangren haline getirmiş. Simdi ben bu hükümetin arkasında mı duracağım?
Her konumda devleti korumak benim boynumun borcu, ama hükümete destek vermek hiç değil. Kimse bana “Tayyip Erdoğan” filan demesin. Bugünkü konumda, kanunlarımıza, anayasamıza göre idare ve iktidar hükümette. Davutoğlu sözünü dinletemiyor, geçiremiyorsa kimse elini tutmuyor, basar istifasını… Geldiğimiz yer basit bir politik kriz değil, iç savaş ve Suriye’de boğulma tehlikesinden bahsediyoruz. Daha ne olsun? Türkiye bu kadar ucuz bir yer mi?
Bugün sorumluluklarını yerine getirmeyen, görevini yapmayan, kişisel çıkarlarını ulusal çıkarlardan üstün tutanlara destek olmam söz konusu bile olamaz. Milli birlikmiş! Ne milli birliği yahu? Bir deliliğe ortak mı olacağım? Ayağımı gagren eden doktor müsvettesine bir de minnettar mı kalacağım?
Aklı başa almanın zamanı geldi, geçiyor… Milli birlik diye bu maceraya ortak olanlar bilsinler ki suça da ortak olmaktalar…
Kılavuzu karga olanın… Ben almayayım, kalsın…
İbrahim Çakıroğlu
