Bize ne anlatılıyor? Suriye’de DAEŞ Esad rejimine karşı cihat açmış durumda, Suudi Arabistan ve Katar bize paralel görüşte, PYD ve YPG bizim düşmanımız, Suriye’deki kan kardeşlerimize yardım bizim boynumuzun borcu ve daha yığınlarca hikaye. İşin doğrusu bu mu, yoksa yarın birileri yine “kandırıldık” deyip işin içinden çıkmaya mı çalışacak?
Afganistan’da Amerika taktik operasyonlar için Afganları özel olarak eğitmiş ve kendilerine Amerikan ordusunda bile ancak bazı timlerin kullandığı silahlardan vermişti. Oldukça başarılı sonuçlar elde ettiler. Şimdi aynısını Suudilerle yapıyorlar.
2015 yazından beri binlerce Suudi asker Amerika’nın güney-batısında eğitildi. Bunlardan bir kısmı şimdiden Suriye’de. Adları “Özel Arap ve Asya Stratejik Gücü”. Asya denildiğine bakmayın, Suudiler ve Israilliler. Yanlış okumadınız, Suudi askerler ile İsrail askerleri yanyana, beraberce. Zaten Körfez Kooperasyon Konseyi, yani bizim Müslüman dostlarımız, İsrail’in yeni silah araştırmalarını da finanse etmişlerdi.
Bu kadar mı? I-ıh! YAT adındaki anti-terorist birliklerde YPG Kürtlerinin yanında yine Suudi askerler var. Yine beraber operasyonlar düzenliyorlar.
Rusya’nın Esad’a tam desteğinden sonra neler denildi, bir hatırlayalım. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ile ortak bir askeri güç için adım atıldığını belirtmemiş miydi? Suudi Arabistan Suriye’ye asker yollayacağını bildirmemiş miydi? Bu uygulanmaya konulmaya başlandı bile. Tank, top, zırhlı araçlardan bahsetmiyoruz, uçak filan da yok ortalıkta. Ama binlerce özel eğitilmiş asker. Bunlar Suriye’ye nereden geçtiler ve bundan sonra da geçecekler biliyor musunuz? Türkiye üzerinden…
Bir dakika, kafalar daha da karışmadan biraz toparlayalım. Kadim dostumuz Suudi Arabistan, saman altından İsrail ve Amerika ile birlikte hareket ediyor. Amerika’nın Suriye’de güvendiği, silahlandırdığı güçler ise PYD ve YPG. Bu özel eğitilmiş güçler Türkiye’den, MIT’in, yani meşhur külliyenin haber ve onayı ile Suriye’ye geçiyor. Ama Amerika’nin derdi Esad filan değil, DAEŞ’i bitirmek ve Rusya’nın egemenliğini geciktirmek. Bunun için de Kürtlere Suriye’de bağimsiz bölge sözü vererek!
Perhiz? Lahana turşusu? İçerde üfleyince mangalda kül bırakmayanlar, Suriye’ye gelince Amerika’nin dikte ettiği plani paşa paşa uyguluyorlar! Maliyeti sınırlarımızda bağımsız bir Kürt devleti oluşması olsa bile…Hani PYD düşmandı? Hani bırakalım bağımsız Kürt devletini, Fırat’in batısı bile kırmızı çizgiydi? Hani Suudiler dostumuzdu? O zaman YPG’nin yanında ne arıyorlar?
Uzun lafın kısası, ya biz artık ne yaptığımızı bilmeyecek hallere gelmişiz, ya da birileri iç piyasaya palavra beyanlar verip, kabadayılık oynayıp dışarıya çıkınca süt dökmüş kediye dönüyor. Çünkü Suriye konusunda ipleri Amerika’ya vermişiz, ne derlerse yapıyoruz. Demek ki milli çıkarlardan önce başka çıkarlar birilerine daha önemli görünüyor herhalde.
İbrahim Çakıroğlu