Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, akıl-izan-sağduyu-devlet adamlığı sorumluluğu susmuş, söz-fikir duyulmuyor, sesler yüksek çıkıyor. Bağıran bağırana!
Atama ile İçişleri Bakanı yapılan Efkan Ala’yı TBMM kürsüsünde izleyince hayretler içinde kaldım!
Bir Bakan, hele-hele İç Güvenlikten sorumlu, Devletin silahlı gücü olan Jandarma ve Polise emir verme yetkisine sahip bir Bakan, nasıl böyle konuşabilir!
Yüzüne bakınca çok sinirlendiğini, kendini kaybettiğini ve içindekileri söylediğini görünce, kendi kendime “Yazık, Bakan aklını kaybetti galiba” dedim…
Efkan Ala’nın, soyadı olan Ala’nın kelime anlamını biliyordum ama adının anlamını öğrenmek için sözlüğe baktığımda, “Istırap ile haykırma, bağırıp çağırma” demek olduğunu gördüm!
Adamcağız, boşuna bağırmıyormuş demek ki! Adının gereğini yapıyormuş!
Ne diyor Efkan Ala (TC Devletinin İçişleri Bakanı)
“Anayasa, millet iradesini gasp ettiği için, ben bu anayasayı tanımıyorum!”
Öyle mi? O zaman;
- Mevcut Anayasayı tanımıyorsanız, ona uyacağınız ve koruyacağınız için namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin etmeyecektiniz!
- Anayasayı tanımıyorsanız, Anayasal bir kurum olan Bakanlar Kurulunda yer almayacaktınız.
- Siz, Milli İrade ’nin temsilcisi değilsiniz. Sizi o makama atayan kişinin temsilcisisiniz. Önce Türk Milletinin önüne gideceksiniz, seçileceksiniz, Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu Türk Milletinden alacaksınız, sonra konuşacaksınız.
- Bakan olarak siz Anayasayı tanımazsanız, emrinizdeki Vali, Kaymakam, Polis ve Jandarmanın Anayasa ve Yasalara uymalarını nasıl sağlayacaksınız?
- TC Devleti, Ortadoğu’nun çadır devletlerinden biri mi ki, Anayasa ve Yasa tanımazlığınızı tüm dünyaya ilan ediyorsunuz?
Türk Milleti sizi nerelerden tanıyor biliyor musunuz?
- Diyarbakır Valiliğiniz sırasında, PKK Narko-Terör örgütüne olan yasa dışı desteğinizden, Diyarbakır’ın meydanlarının-sokaklarının PKK paçavralarıyla donatılmasına izin vermenizden tanıyor!
- 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet Operasyonunu saptırmak için İstanbul Emniyet Müdürüne, “O Polislerden birini Fizan’a, diğerini de Hizan’a süreceksin” diye görev yapan devlet memurlarını sürdürmenizden tanıyor!
- Aynı operasyonda, Cumhuriyet Savcısının, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürünü ifadeye çağırması üzerine, Emniyet Müdürüne;
“Hayır kardeşim, ifade mifade yok kardeşim, tamam mı?
Sizi tanımıyoruz kardeşim tamam mı, aynen böyle tanımıyoruz. De ki Savcıya, gönderirim emniyetten adamları, seni alır getiririm, çete kurdunuz diye”
demenizden, yaptığınız kanunsuzluktan tanıyor! - 17/25 operasyonu sırasında, evindeki paraları sıfırlamaya çalışan Bilal Oğlanın konutunun önündeki polislere; “Eve yaklaşan olursa ateş açacaksınız, Polis bile olsa ateş açacaksınız. Size vur emri veriyorum” diyerek, yasalara aykırı olarak ölüm emri verecek kadar kendinizi kaybetmenizden tanıyor!
Sayın Ala;
İçişleri Bakanlığı Makamı, böylesine kanunsuzluğu, yasa tanımazlığı, kendini kaybedip “Vur Emri” verecek kadar çılgınlığı kaldırmaz. Hem kendinizin, hem de Türk Milletinin başını belaya sokmadan istifa etmeniz gerekmektedir.
Sizin bu halinizle, bir de “İç Güvenlik Yasası” dediğiniz “Sivil Sıkıyönetim” yasası TBMM tarafından kabul edilirse, Türkiye’de kimse yarınından emin olarak yaşayamaz.
Ben, bundan böyle sizin başında olduğunuz bakanlığınızın personelinden yani Vali- Polis-Jandarmadan gelecek her konuya şüphe ile bakacağım.
Çünkü sizin yapınızdaki birine hiç, ama hiç güvenmiyorum.
Yalnız şu gerçeği asla unutmamanızı öneririm;
Siz ne kadar bozmaya çalışsanız da, TC Devleti bir Hukuk Devletidir. Anayasa ve yasalar sizi de hepimizi de bağlar. Kimse Anayasa-Yasa ve Türk Milletinden üstün değildir ve herkes yaptığı kanunsuzluklar için mutlaka hesap verecektir.
Bakalım o zaman patronunuz sizi kurtaracak mı?
Rifat Serdaroğlu, 05 Mart 2015