Cumhurun Başı Recep, Merkez Bankası Başkanı için “Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle, ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur” dedi ve “Bağımsızım diyorsun, bize karşı bağımsızsın ama kimlere bağımlısın” diye tamamladı!
Cumhurun Başı Recep’in, lafın nereye gideceğini düşünmeden, her aklına geleni söylemesine ve sabah başka, akşam başka konuşmasına yıllardır alıştık.
Bu konularda yüzlerce örnek vermek mümkün!
Fakat bu defaki sözleri, esas hedefinin Merkez Bankası Başkanı değil, doğrudan Başbakan Davutoğlu olduğunu göstermesi bakımından çok ilginçtir.
Nedenine gelince;
Merkez Bankası Başkanı, kendi başına karar verebilen, istediğini kimseye danışmadan yapabilen bir konumda değildir. 1211 Sayılı Kanun, Merkez Bankası Başkanı ve yönetim kademelerinin görev ve yetkilerini açıkça yazmıştır.
Herkes bu kanun çerçevesinde hareket etmek zorundadır.
Bağımsız olan TC Merkez Bankası kanununun 3. Maddesinin (a) bendi şöyle der;
“Banka, Hükümetin mali ve ekonomik müşaviri, mal, ajansı ve haznedarıdır. Bankanın Hükümetle ilişkisi BAŞBAKAN aracılığıyla sağlanır.”
Yasa böyle diyor. Ayrıca her biri konunun uzmanı olan ve tamamı AKP Hükümeti tarafından atanmış, Merkez Bankası Banka Meclisi, Yönetim Kademesi ve Para Politikaları Kurulu da, Merkez Bankasının politikalarını belirlemekte söz sahibidirler.
Merkez Bankası politikaları ile ilgili olarak Cumhurbaşkanının hiçbir YASAL YETKİSİ yoktur.
Devlet İşleyişinde, “Haftalık Olağan Görüşme” denen bir sistem vardır. Cumhurbaşkanı, söyleyeceklerini bu görüşmede Başbakan’a iletir.
O kadar! Bunun dışında başka bir yetkisi yoktur.
Gerisi, siyasi sorumluluğu omuzlarında taşıyan Başbakan’ın bileceği iştir.
Cumhur’un Başı Recep’in aklına estiği gibi, uluorta, bilgiye, belgeye ve ekonomi bilimine dayalı olmayan konuşmaları SUÇTUR. Gerek Bankalar Kanunu, gerekse Merkez Bankası Kanunu konuşmasına engeldir. Ama Cumhur’un Başı; “Yemişim sizin kanununuzu, onlar bana işlemez. Benim astığım astık, kestiğim kestiktir. Ben istediğimi, istediğim zaman konuşurum” diyorsa, o başka!
Cumhur’un Başı, yasa tanımıyorsa, hem kendisi hem de bulunduğu makam çok büyük yara alır ve ülkede illegalite başlar ki, bunun sonucu iç savaşa kadar gider…
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası politikalarında Cumhur’un Başı gibi düşünmüyor!
Başbakan Davutoğlu da Cumhur’un Başı gibi düşünmüyor!
Merkez Bankası Başkanı-Meclisi-Yönetim Komitesi- Uzman Kurulları da onun gibi düşünmüyor!
Yani Türkiye’deki bu konudaki yetkililer ve uzmanlar Mersin’e giderken, Yiğit Bulut ve Cumhur’un Başı Tersine gidiyor!
Bu nasıl devlet yönetimidir ki, ülke ekonomisinin bıçak sırtında gittiği bir anda ve çok önemli bir konuda Cumhur’un Başı-Hükümetin Başı-Ekonominin Başı- Merkez Bankasının Başı anlaşamıyorlar.
Kim daha fazla bağırırsa onun sesi duyuluyor!
Cumhur’un Başı, kendi seçtiği ve anayasayı çiğneyerek AKP Kongresine gidip oy kullandığı Davutoğlu’na ve yardımcısı Ali Babacan’a güvenini kaybetmiştir.
7 Haziran’da yapılacak Genel Seçimlerde AKP Milletvekilleri Adayı olacak kişilerin tamamını kendisi belirlemek istemektedir.
Bir Lider, kendi çalışma arkadaşlarına güven duymazsa, o lider yolun sonuna gelmiş demektir. Onu kimse kurtaramaz.
Gelelim yazının başlığındaki soruya;
Cumhur’un Başı Recep, kendisinin ısrar ettiği para-faiz politikalarını uygulamayan Merkez Bankası Başkanını “Vatanı Satmakla, ihanetle, bir yerlere bağlı olmakla” suçluyorsa, bu ağır ithamlara rağmen Merkez Bankası Başkanı ve AKP Hükümeti Ekonomi Yönetimi yerinde duruyorsa, Başbakan Davutoğlu “Durun, siz doğru yapıyorsunuz. Ben de sizin gibi düşünüyorum” dediği içindir.
Peki, Cumhur’un Başı neden böyle saldırıyor?
-Birincisi, ekonomik tehlike süratle krize dönmeye başladı. Ekonomik krizin, önümüzdeki seçimi etkilemesi, onun uykularını kaçırıyor. Tutunacak ve suçu üzerine atacak yer arıyor. Paralel masalı sıktı artık!
-13 senedir aynı ekibin yönettiği (Ali Babacan ve ekibi) ekonomik politika sonunda gelişen tablo şudur:
1980-2002 arası (22 Yıl) Ödenen Faiz tutarı: 135 Milyar TL.
2003-2014 arası (11 Yıl) Ödenen Faiz tutarı: 598 Milyar TL.
Cumhur’un Başı Recep, bu ekonomik leşi, Davutoğlu ve Merkez Bankası Başkanının üzerine yıkıp, kendini kurtarmak istiyor. Bağırması bundandır!
O zaman bir daha soralım; Türkiye’yi uluslararası tefecilerin önüne atıp, vatanı kim sattı, ha kim sattı?
Rifat Serdaroğlu, 03 Mart 2015