Temmuz 2017 sonu itibariyle saklı-gizli hiçbir şey kalmadı.
Erdoğan ve AKP, Türkiye’yi bir “Din Devletine” dönüştürmek hedeflerini artık saklama zahmetine bile girmiyor! Her icraatlarıyla bunu bağırarak söylüyorlar.
Kim ki; “Ben görmemiştim, hayret hiç de anlaşılmadı” diyorsa bilin ki o da “Karşı Devrimin” muhafızıdır.
Bu sözlerim Türk Milleti önünde, Türk Tarihine not düşmek için yazılmaktadır ve hepimizi-sivil ve askeri bürokrasiyi-adli-yargı bürokrasisini- üniversiteleri-sivil toplum kuruluşlarını-aydınları- basın yayın organlarını son bir kez daha uyarmak içindir…
Şu sorulara herkes mertçe, kıvırmadan cevap vermelidir;
- Türkiye’de, kendilerine anayasa ile emredilen Lâik Cumhuriyeti-Demokrasiyi-Hukuk Devletini koruma görevini cesurca yerine getirecek bir tane olsun Cumhuriyet Savcısı-Cumhuriyetin Yargıcı var mı?
Yoksa korkularından sesini çıkarmayan FETÖ güçlüyse ona, AKP güçlü ise ona yaslanan hukukçu benzerleri mi var? - Türkiye’de, Genelkurmay Başkanı denen zat Türk Milletinin ve Atatürk’ün Milli ordusunun komutanı mıdır?
Yoksa üniformasını zabıta kıyafeti ile eşdeğer tutup, resmi üniforma ile sabah namazını kılmaya camiye giden, şeriat savunucularını evlerinde ziyaret eden, Cübbeli gibi şarlatanların elini sıkan irtica heveslilerinin komutanı mıdır? - Türkiye’de, tüm vatandaşları anayasa ve yasalar gereği eşit tutan, kişi hak ve özgürlüklerine saygılı Polis Müdürleri var mı?
Yoksa iktidarın yasa dışı emirlerine uyan, devletin silahlarını kim oldukları belirsiz kişilere dağıtan sonra da toplayamayan, cinayet işlemiş mafya bozuntularının emrine Polis eskortu vermekten utanmayan AKP tetikçisi Polis Müdürleri mi var? - Türkiye’de, seçimle iktidara gelen seçimle iktidardan gidecek demokrasiye saygılı bir iktidar var mı?
Yoksa iktidardan gitmemek için her türlü oyunu oynamaktan çekinmeyen, seçimde hile yapan, mühürsüz oy ve zarfları geçerli saydıran, açık oy-gizli tasnif yoluyla ve Seçsis denilen köpek dolabıyla oy kaydıran, boğazına kadar yolsuzluğa bulaşmış tüm dünya ile kavgalı bir iktidar mı var?
Son bir soru;
- Siz, 2019 da veya aniden yapılacak bir seçimde mevcut partilerden birisinin tek başına Erdoğan ve AKP’yi sandıkta yıkacağına inanıyor musunuz?
O zaman yapılacak tek yol kalıyor! Birleşmek! Kurtuluş Savaşında can pahasına birleştiğimiz gibi birleşmek! Sakarya Meydan Muharebesinde, savaş meydanından kaçan mandacıları ve hainleri tek başlarına bırakıp, Cumhuriyet için Demokrasi için Özgürlük için Türklük için Gerçek Müslümanlık için kalkınma ve zenginlik için b i r l e ş m e k…
Devlet Bahçeli ve yanında kalan üç buçuk MHP’li kaderlerini Erdoğan’a teslim ettiler. Bunlar seçimde utanmadan AKP listelerinden aday olacaklar.
Bahçeli istediği kadar yeni takım elbise diktirsin, Türk Milleti ona kefeni çoktan biçti. Tek başına gireceği seçim sandığının ona mezar olacağını en iyi o biliyor!
Demek ki İslam Devleti-Şeriat-Cehalet-Dikta-Manda taraftarları-sıfırlamacılar-bir yüzükten dünyanın en zengin sekiz siyasetçisi seviyesine çıkanlar-haram havuzunda yüzenler-hayırsever olarak Rıza Zarraf denen dolandırıcıyı tanıyanlar bir araya gelip, birleşme kararı almışlar!
O zaman yakında yapılacağını kuvvetle umduğum “Kuvayı Milliye” benzeri bir “Demokrasi ve Cumhuriyet Birliği” çağrısına hepimizin koşarak ve büyük coşkuyla katılmasını bekliyorum.
Zaman “parti çıkarları”, “kişisel beklentiler”, “siyasi hesaplar” zamanı değildir.
Önce Türk Milletinin sırtına yapışan bu çıban koparılıp atılacak!
Türkiye Devleti, yeniden hukuk ve demokratik standartlarda hesap sorabilir hale getirilecek, parlamenter sistem yeniden onarılacak, yeni anayasa, yani siyasi partiler kanunu, yeni seçim kanunu geniş bir uzlaşma ile gerçekleştirilecek, tüm hesaplar sonra görülecek…
Bu büyük mücadeleye önderlik edebilecek biri var mı?
Var. İyi ki var! Türkiye için her türlü fedakarlığı yapacak biri var.
Bekleyelim hazırlıklarını tamamlasın, kendi açıklasın. Bizlere düşen, hiçbir beklenti içine girmeden bu davaya destek olmaktır. Neyimiz varsa…
Rifat Serdaroğlu, 31 Temmuz 2017