Bugün, sayıları şimdilik 312 olan AKP Milletvekillerinin tümüne seslenmek istiyorum.
Eyy AKP Milletvekilleri;
17/25 Aralık Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet operasyonunu hatırlıyor musunuz?
- 4 Bakanınız, dönemin Başbakanı Recep’in isteği üzerine istifa etmişlerdi!
- TOKİ Bakanı Bayraktar; “Ben niçin istifa edeyim. Ne yaptıysam Başbakan Recep emrettiği için yaptım, İstifa edilecekse önce Başbakan istifa etsin” diye NTV canlı yayınında konuşmuştu!
- Bakan arkadaşlarınızın çocuklarının yatak odalarında milyonlarca lira tutarında döviz yakalanmıştı!
- Evdeki ayakkabı kutularında milyonlarca avro-dolar bulunmuştu!
- Omuzdan kafalı Bakanınızın oğlunun evinin aylık kirasının 60 bin lira olduğu açıklanmıştı!
- Devletten iş verdiğiniz müteahhitlerden alınan avanta paralarla 630 Milyon Dolarlık bir haram havuzu oluşturulup, bu haram para ile gazeteler-televizyonlar alınmıştı!
- Dönemin Başbakanı Recep-oğlu Bilal-kızı Sümeyye arasında geçen konuşmaları dinlemiş ve bütün gece yapılan sıfırlama çalışmalarına rağmen, evde hala 30 Milyon Avro kaldığını işitmiştik.
- Kalan para ile Şehri-Zart Zurt Konaklarından 8 tane villa alınacağını öğrenmiştik.
- Bilal oğlanın vakfına, Arapların bir defada 100 milyon dolar (paraya bak be!) yatırdığını, banka hesap bilgi belgesi ile birlikte görmüştük!
Bunları ve daha yüzlerce çirkin-pis-alçakça olaylar serisini beraberce yaşamıştık.
Dönemin Başbakanı Recep ve istifa eden bakanlar tüm bu suçlamalar karşısında ne söylemişlerdi?
Tüm bunlar montajdır, dublajdır, iftiradır. Paralel Yapının hükümeti devirme gayretleridir. Ortaya dökülen ses kayıtları ise doğru değildir!
Buraya kadar tamam mı Sayın AKP Milletvekilleri?
Gerçi öne sürülen gerekçelere sizler de inanmamıştınız ama susmayı tercih etmiştiniz!
AKP Hükümetinin hallaç pamuğu gibi attığı devlet dairelerinden biri de
Adli Tıp Kurumu idi. Buraya da kendi adamlarınızı yerleştirdiniz!
İşte bu Adli Tıp Kurumunun ilgili dairesi, 17/25 Aralıkta dinlenen ses kayıtları ve bunların kâğıda dökümünün DOĞRU olduğunu rapor ile duyurdu!
Başka bir deyişle, yapılan hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet olaylarının gerçek olduğunu kanıtlamış oldu.
Eyy AKP Milletvekilleri;
Kaçacak-kıvırtacak yeriniz kalmadı. Her NAMUSLU-DÜRÜST-İNANÇLI insan için olduğu gibi, sizlerin de önünüzde iki yol var;
- Ya hırsızları oylarınızla Yüce Divana gönderip, onları Adalete teslim edeceksiniz,
- Ya da bu hırsızlıklara ortak olmuş olacaksınız…
Bir daha soralım; Sizler de hırsız mısınız?
SİZLER DE PKK’ LI MISINIZ?
Eyy AKP Milletvekilleri;
- PKK denen bela, bir Narko-Terör örgütü değil midir?
- PKK’ nın hedefi ayrı bir Kürt Devleti kurmak değil midir?
- PKK, bu hedeflerinden vazgeçtiğini, aldığı canlardan, verdiği ekonomik zararlardan dolayı PİŞMAN olduğunu açıklamış mıdır?
- 13 yıllık iktidarınız boyunca, PKK bölgede kendi mahkemelerini-vergi dairelerini-güvenlik güçlerini oluşturmadı mı? Türk Bayraklarını yakmadı mı, Atatürk büstlerini kırmadılar mı? Bu gerçeği daha geçen hafta Başbakan Ahmet açıklamadı mı?
- 6/8 Ekim olayları sırasında PKK’ nın emriyle 40 vatandaşımız öldürülmedi mi?
- Türkiye’nin her yerinde araçlar-dükkânlar yakılmadı mı?
- Elindeki silahı bırakmayan ve hala öldürmeye devam eden bir Narko-Terör örgütüyle müzakere yapılamayacağını bilmiyor musunuz?
Buraya kadar yazılanlar tamam mı Sayın AKP Milletvekilleri;
- Kiminle neyin müzakeresini yapıyorsunuz?
- Hükümetin bu konudaki programını, nereye kadar gideceğini biliyor musunuz?
- İkide bir, sizler Dersim olaylarını gündeme getirip Cumhuriyet Dönemini yerden yere vurmaktasınız! PKK’ lılar da, terörle mücadele sırasında işlendiği iddia edilen faili meçhul cinayetleri gündeme getirip TC Devletini suçlarsınız.
- Henüz 1,5 ay önceki olaylar sırasında öldürülen 40 vatandaşımızın katillerini niçin açıklamıyorsunuz? Niçin bu cinayetleri faili meçhul olarak kabul ediyorsunuz?
Yaptıkları çağrı ile olayların başlamasına ve 40 insanımızın ölümüne sebep olan PKK uşaklarını niçin yargıya teslim etmediniz?
Sizlere soruyorum; Sizler Türk Milletinin vekilleri misiniz, yoksa PKK’ lı mısınız?
Not; Cumhurbaşkanı Recep’ e bir kıyak da ben yapayım, Amerika’yı Müslümanların bulduğuna inanmayanların gözüne soksun!
Bir konferansta Amerikalı kürsüde şunu söylemiş;
Medeniyetin kurucuları bizleriz. Geçenlerde Amerika’da bir yeri kazdık, taa 200 metre derinine indik. Bir de ne görelim, her yer kablo döşenmiş.
Demek ki, telefonu Graham Bell bulmamış! Atalarımız yıllar önce telefonla konuşuyormuş…
Kürsüye Türkiye’den Badem Temel fırlamış ve;
Yalan söylüyor, medeniyeti biz bulmuşuz. Biz de Türkiye’de bir yeri kazdık, hatta 250 metre derine indik ama kablo-mablo bulamadık. Demek ki bizimkiler telsizi Marconi denen gâvurdan önce bulmuşlar. Atalarımız telsizle konuşuyormuş…
Yürü be badem, kim tutar seni!
Rifat Serdaroglu 20 Kasım 2014
