Bize saygı duyana, hürmet edene biz de aynı şekilde saygı duyar, hürmet ederiz.
Bize saygı duymayana, hasbelkader devlet gücünü eline geçirip, milletin hizmet için verdiği güçle, bize haksızlık yapanlara saygı duyarsak onurumuzu kaybederiz.
Bizler tebaa değiliz. Allahtan başka hiçbir kimseye ve güce kulluk etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tapusunun 78 milyonda 1 hissesine sahip, özgür bireyleriz.
Bize bir adım gelene, biz on adım gideriz. Bizi salak sanıp kumpas kurmaya kalkanların kafalarına o kumpası geçirir, onları tepe üstü yere dikeriz…
Bizler anayasa ve yasalara saygılı davranacağız, bu ülke için çalışıp üreteceğiz, işyerlerimizde insan çalıştıracağız, vergi vereceğiz, devlet çağırdığında asker olup vatan için can vereceğiz, kimsenin namusuna-malına yan gözle bakmayacağız ve bize saygı duyulmayacak ve televizyonda hakaret edilecek!
Eline silah alıp, çoluk çocuk demeden Türk insanını öldüren, yıkan-yakan-yok eden PKK çıyanları ile Cumhuriyet ve Türk düşmanı ortaçağ kafalı cemaat-tarikat artıkları el ele verip devleti ele geçirecekler, sonra menfaat için birbirine girecekler, bir de bizleri tehdit edip susmaya zorlayacaklar ha!
Ellerinden geleni artlarına koymasınlar!
Korkan-sinen-devlet ve millet düşmanlarıyla uzlaşanlar bizden değildir…
Makamı mevkii ne olursa olsun, bu sözlerimiz TC Devletinin tüm sivil- askeri yöneticilerine ve AKP’nin maaşlı tetikçileri olan gazeteci müsveddelerinedir.
Seçim sonuçlarına saygı duymalıymışız! Niçin saygı duyacakmışız?
- 7 Haziran’da yapılan seçimde ortaya çıkan iradeye siz saygı duydunuz mu?
- 7 Haziran’da milli iradeyi gasp edip, hükümet kurdurmayarak ülkeyi seçime hukuksuz olarak zorlamadınız mı?
- Can güvenliğinin bile olmadığı bir ortamda, seçim yaptırmadınız mı?
- 7 Haziran’dan bu yana, verilen şehitlerimizin, ölen gençlerimizin sorumluları AKP Hükümetleri değil mi?
- Ülkeyi kan ve terör ortamında seçime zorladınız. “Bizimkilere söylerim, oradan 3-5 füze sallarlar” diyen sizler, bu kargaşa ortamını yaratmış olamaz mısınız?
- Seçim öncesi, insanların mallarına şirketlerine el koymadınız mı?
- Gazetecileri tutuklatıp, hapse attırmadınız mı?
- Devletin parasını-memurlarını tüm imkânlarını AKP için kullanmadınız mı?
- Basın organlarına el koymadınız mı?
- Televizyonlarda AKP’ye 100, CHP’ ye 10, MHP’ye 3, HDP’ye 1 birim ayırarak tek taraflı propagandalı seçim yapmadınız mı?
- Seçimler adil-eşit-şeffaf olarak mı yapıldı?
Değerli Okurlar:
Eğitim seviyesi belli düzeyde olan insanları Güvenlik mi, yoksa Demokrasi mi ikilemi ile karşı karşıya bırakır ve devlet organlarıyla da zorlarsanız, orada elbette ki güvenlik öne çıkar ve demokrasi boğulur.
Hele bir de bu insanlar, boğazlarına kadar borca batırılmış ve yardıma muhtaç hale düşecek kadar fakirleştirilmişlerse!
Bu çirkin ve çılgın yöntemler özellikle Güney Amerika ve Güney Asya devletleri tarafından geçmişte denendi. Bu kişiler, birkaç dönem %50-60-70 oy alarak iktidar oldular. Çaldıkları paraların bir kısmını fakir fukaraya dağıttılar ve iktidarlarını sürdürdüler.
Fakat bir müddet sonra olayların gerçeğini gören halklar tarafından alaşağı edildiler. Hem de parça, parça edilerek… Bunları bir gün yazar, anlatırız.
- Siyaset millete hizmet edip, milletin refahını arttırmak, milleti güvenlik içinde zenginleştirebilmek ve ülkenin demokratik standartlarını yükseltmek için yapılır.
- Siyaset, siyasetçilerin zenginleşme aracı değildir.
- Siyaset, tehdit-korkutma-sindirme aracı değildir.
Tekrar ederek, yazıyı noktalamak istiyorum;
Siyaset korkakların, bırakıp kaçanların, küsenlerin işi değildir.
AKP’ye oy veren kandırılmış insanlara kızamayız. Mücadele ederek onlara doğruları anlatmak zorundayız.
Gidene, yazmayı bırakana, nefesi tükenene güle güle demekten başka sözümüz olamaz. Biz Türk Devleti, Türk Milleti ve Türk Demokrasisi için mücadeleye her platformda devam edeceğiz…
Rifat Serdaroğlu, 06 Kasım 2015
