“Yobaz Kara Terör” kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi inanmayan hiç kimsenin yaşamasına olanak vermez.
İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahudi, ister Budist, ister Ateist olsun, isterse ateşe tapsın, bu sapıklar için karşı düşüncede olanların nefes alması bile haramdır ve öldürülmeleri şarttır!
Yobaz Kara Terör’ ün, gerçek İslam Dini ile de bir ilgisi yoktur. İsmi ister El-Kaide, ister El-Nusra, ister Müslüman Kardeşler, ister IŞİD, ister Boko-Haram olsun hepsi aynıdır.
Tarih boyunca yaşanan kanlı savaşların nedenleri incelendiğinde, yerel-bölgesel çıkarların yanında, savaşlardaki ortak noktanın “DİN” olduğunu görürsünüz.
Yakın tarihte, emperyalist devletlerin özellikle Güney Amerika’daki bazı rejimlere karşı “KİLİSE” ile işbirliği içinde çeşitli operasyonlar yaptıkları da bilinmektedir.
Amerika’nın aynı yöntemi, yani “İSLAMİ TERÖR ÖRGÜTLERİ” yaratıp bunları kendi siyasi amaçları için Afganistan- Pakistan- Irak-Suriye’de kullanması, taa Başkan Nixon’un’ un meşhur “YEŞİL KUŞAK” projesinden bu yana dünyanın malumudur.
İslam’da “RUHBAN SINIFI” olmadığı, yaratılan terörün sonradan kontrol edilemediği, iki tarafı da keskin bir bıçak gibi olduğu, kafasını yabancı istihbarat örgütlerine kiralayan bazı sapıkların kendilerini Mehdi-Halife-Din Ulusu diye tanıtıp, dünyanın başına bela olduğunu Amerika’ nın 11 Eylül’de anladığını sanmıştık. Fakat Amerika özellikle Ortadoğu’da bu Yobaz Kara Terör örgütlerini kullanmaya devam etti.
Gelelim Türkiye’ye;
2002’ de dış destekle iktidar olan AKP kendi kökünün kendi tıynetinin gereği, kuruluş aşamasından itibaren Müslüman Kardeşlerden- El-Kaide yöneticilerine, El-Nusra’ dan-İŞID’ e kadar ne kadar örgüt varsa bunlarla ilişki içinde oldu.
Hatta dönemin Başbakanı Recep, bu örgütlerin finansörü oldukları Birleşmiş Milletler kararı ile sabit olmuş kişilere kefil olduğunu televizyonlardan defalarca söyledi. Avrupa basını, AKP Hükümetlerinin özellikle IŞİD adlı terör örgütüne destek olduğunu defalarca yazdılar.
Bu terör örgütlerinin ne kadar acımasız olduklarını, Paris’teki son saldırıda tüm dünya bir daha öğrendi.
Paris katliamının çok daha ağırını biz 11 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’ da yaşadık.
Çocuk-Kadın 54 vatandaşımız öldü, 148 vatandaşımız yaralandı sakat kaldı. Neredeyse bir ilçe tümden tahrip edildi.
Terör ve istihbarat uzmanlarının görüşü, Reyhanlı katliamının “Yobaz Kara Terör” örgütlerinden IŞİD’in, AKP Hükümetine bir “tehdit” olduğu yönündedir.
Dünya, Reyhanlı katliamıyla elbette ki ilgilenmedi! Çünkü ölenler Müslüman idiler…
AKP yöneticileri, Türk Devletinin kuruluş değerlerine, Cumhuriyetin ilkelerine açıkça karşı olduklarından ve hedeflerinin “Federe İslam Devleti” olmasından dolayı bu örgütlere yakın tarikat-cemaatleri devletin en hassas birimlerine soktular.
Sadece seçim kazanmak uğruna, Türk Milletinin 54 bin canını almış bir Narko-Terör örgütüyle, silah bırakmamasına rağmen müzakere masasına oturdular. Ülkemizin bir bölgesinin hâkimiyetini PKK Narko-Terör örgütünün elemanlarına bıraktılar.
Aşağıda maddeler halinde yazılan ihanetleri bilerek ve planlı bir şekilde işleyerek Türkiye’yi tüm terör örgütlerinin açık hedefi haline getirdiler.
Bu suçların her biri tek başına Yüce Divanlık suçlardır;
- EMASYA Protokolünü iptal edip, Türk Ordusunun terörle mücadelesini yasakladılar! (Şimdi çok daha ağırını yasa olarak getirecekler)
- Güneydoğu bölgesinde, Vali ve Kaymakamları terör örgütüne danışarak atadılar! Terör örgütünün kendi Vali ve Kaymakamlarını atamasına izin verdiler.
- Yol kontrolü yapan örgütün, yargı ve vergi toplamasına göz yumdular.
- Askeri kışlasından, Polisi Emniyet binalarından çıkamaz hale getirdiler!
- Birleşmiş Milletlerin “Teröre Deste Veren Devletler” olarak kabul ettiği ülkelerle vizeleri kaldırma anlaşması yaptılar. Böylelikle Ortadoğu’daki tüm terör örgütlerinin elemanları ellerini-kollarını sallayarak ülkemize girdiler ve eylem için gerekli hazırlıklarını yaptılar!
- Suriye’den gelen göç dalgasıyla, her türlü kaçak-katil-it-uğursuz ve her çeşit silah ve bomba ülkeye sokuldu!
- Türkiye’nin güney sınırları, hükümetin talimatıyla Peşaver’ e döndü!
- Terör örgütlerinin özel hastaneleri şehirlerimizde kuruldu ve dünyanın gözü önünde militanlarına hizmet verdi. Sınırlarımız, sabah savaşa gidip, akşam dönen militanlar sayesinde yolgeçen hanına döndü!
- Terör örgütleriyle mücadelede uzmanlaşmış Polis Birimleri, 17/25 Hırsızlık olayı sebebiyle darmadağın edildi.
- Sınırların kontrol edilmemesi yüzünden Polisin “Kişiye dayalı istihbaratı” çöktü!
- Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi, Cemaatin özel işleri için kullanıldı!
- Milli İstihbarat Teşkilatı, Erdoğan ailesinin özel güvenlik şirketi gibi kullanıldı!
AKP Hükümeti sayesinde, Türkiye her türlü terör eylemine açık ve korumasız bir hale geldi. Ülkemizin her tarafında her gün Polislerimize yapılan saldırılar var, bazı bölgelerde roketatarlarla saldırı yapılıyor!
Bu durumdan öncelikle ve ilk olarak AKP Hükümetleri sorumludur ve hesap vermelidirler. Ayrıca, gerçekleri bildikleri halde bu badem takımına 12 senedir destek veren iş âlemine, medya gruplarına, sivil toplum kuruluşlarına, devletin bürokratlarına sormak isterim;
Reyhanlı’dan Paris’e atlayan Yobaz Kara Terörün tekrar ülkemize dönmeyeceğine ve dönerse engellenebileceğine inanıyor musunuz?
Durumdan memnun musunuz? Eserinizle iftihar edebilirsiniz!
Hadi şimdi yine beraber yürüyün o yollarda…
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Ocak 2014
Rifat Serdaroğlu