1. Çocuk için 300, 2. çocuk için 400, 3. çocuk için 600 TL verileceği açıklandı. Oooooo… Çok güzel çok güzel!
İlk bakışta kuruşa ihtiyacı olan insanlar için göz kamaştırabilir. Bir kereye mahsus verilmesi yeterli mi? Bu çocuğun geleceği, sağlık sosyal güvencesi, hakları ne durumda? Ülkemde her lise mezununa üniversite var. Her üniversite mezununa iş var mı?
Aile, çocuk doğmadan o paranın yerini hazırlamıştır zaten. Bir çocuk maması kaç lira bilir misiniz?
Çocuk yardımlarını alan aileler günlerce bu parayı harcaya harcaya bitiremezler.
Çocuk için teşvik ediliyor da; çocuk yaşamı boyunca, kışın sıcacık barınacağı bir yer, yazın sıcaktan pişik olmayacağı ve yaşı ilerledikçe daha huzurlu, sakin, güvenli bir ortama sahip olacak mı? En önemlisi geleceği için yatırım yapılacak mı? Çocuk doğduğu ülkede kendini güvende hissedebilecek mi?
Araştırmalar evliliğin ilk on beş yılının toparlanma yılları olduğunu gösteriyor. Çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için aileler, ev alma, araba alma, geleceğe yatırım yapabilme telaşı içindeler. İşte bu durum çocukların hayata borçlu başladıklarını gösteriyor. Yani çocuklar büyüdükleri aile ortamında hep borç içinde yaşıyorlarmış. Nasıl borçlu olunur? Nasıl birikim yapılır? Yaşam modeli ile kendi hayatlarına da borçlu başlıyorlarmış. Bebek yardımı ailelere müjde diye sunuldu. Yardım Avrupa’nın binde biri kadarmış. 300 lira bir yarım altın parasına denk geliyor. Zaten geleneklerimizde bu vardır. Aile büyükleri ve yakınları bebeğe altın takıyorlar. Mavi, pembe minnak giysilerinin üzeri nazar boncuklu altınlarla doludur.
Bir kereye mahsus verildi bu altın dengi para yardımı. Peki, ya sonra?
Bu para sadece 2 aylık bez parası. Ya da 1 aylık mama parası
Diğer çocuk yardımları kaynaklara göre aşağıdaki gibidir.
Devlet memurları 2015 Ocak çocuk yardımı memur maaş katsayıları belirlenerek aşağıdaki gibi olmuştur.
0-6 çocuk yardımı 39,65 TL
6 yaş üzeri çocuk yardımı 19,83 TL
Dünyada bebeklere yardım uygulaması nasıldır?
Uluslararası yardım kuruluşlarına göre dünyada anne olmak için en iyi ülke Finlandiya.
Finli bebekler 75 yıldır devlet tarafından ailelere verilen yardımın bir parçası olarak aynı tip yatakta büyüyorlar.
Finlandiya’da bebeklere doğum hediyesi Anneler bir bebek dünyaya getirdiğinde “annelik kutusu” denen bir paket alıyor.
Kökeni 1930’lara dayanan geleneğe göre tüm bebeklere yaşama eşit koşullara başlama şansı tanımayı amaçlıyor.
Bebek ölümlerinin çok azalmasında ülkenin ekonomik kalkınmasıyla birlikte sosyal refahın artmasının yanında bu yardım kutusunun da etkili olduğu düşünülüyor.
Kadınların sağlık durumları, eğitim düzeyleri, hamilelik döneminde ve sonrasında anne ve çocuğun sağlığı, ölüm riski ve beslenme gibi konuların belirleyici olduğu listeye göre Fin anneler en şanslılarmış…
Finlandiya’da devlet tarafından ailelere gönderilen yardım paketinde birçok yardım malzemesi bulunurken kutu daha sonra beşik olarak kullanılıyormuş.
Finli bebekler 75 yıldır devlet tarafından ailelere verilen yardımın bir parçası olarak aynı tip yatakta büyüyor. Doğum öncesi ailelere ücretsiz olarak hediye edilen yardım paketinde çocuk bezi, giyecek, battaniye, çarşaf, krem, pudra, oyuncak başta olmak üzere bebek yatağı da verilecek birçok ihtiyaç gideriliyor. Büyük bir kutu içerisinde gelen yardımlar açıldıktan sonra kutunun kendisi bebek yatağına dönüşüyor. 1930`lu yıllardan beri devam eden bu gelenek, uzun zamandır Finlandiya`nın bebek ürünleri harcama oranında en alt sırada tutuyor. Önceki yıllarda genel olarak yardıma muhtaç ailelere dağıtılan bu paket ilerleyen zamanda toplumun her kesimine yayılmış. Aileler hükümetin bu yardımını almak istemezlerse 140 Euro değerinde para yardımını da tercih edebilirler ama hediye kutusunun değeri daha çok olduğu için yüzde 95 bunu tercih ediyorlarmış.
Araştırmalar gösteriyor ki gelişmiş ülkeler beş ana temayı ele almışlar.
Refah, sağlık, eğitim, güvenli ortam, yaşam şekli ve yeri.
En önemlisi, çocukların özgür olduğu bir dünya.
Gelişmiş ülkenin çocuklarının yaşam standardını inceleyen UNICEF, Hollandalı çocukların diğer ülkelerde yaşayanlara göre, çok daha fazla bir refah içinde yaşadıklarını tespit etmiş.
Hollanda’dan sonra Finlandiya, Norveç gelirken, Hollandalı çocuklar dünyanın en mutlu çocuklarıymış. Daha doğrusu, mutlu olmamaları için hiç bir nedenleri yokmuş.
Dünyada en az ev ödevi Hollanda, Norveç ve Finlandiya ‘da veriliyormuş. Her cümlenin yanına kaç altın? Sorusunu koymak geliyor içimden…
Altın renginde Güneş’in çocuklarını gördüğümde mutlu olacağıma inanıyorum.
Çocukların, düşündüklerini özgürce söyleyebildikleri bir ortam, kaç altın eder acaba? Tatillerde öğrenci olmadığını hissettirmemenin karşılığı nedir? Ekmek almaya gittiğinde eve sağlıklı dönebilmenin paha biçilmez değeri nedir?
Çocuklar ellerini, kollarını sallayarak, deftersiz, kalemsiz, çantasız, bisikletlerine atlayarak güven içinde okula gittiklerinde, okullar ev gibi sıcak, oyun alanı gibi eğlenceli, her çocuğun özel olduğunu hissettireceği bir ortam olduğunda, çocuklarımız da mutlu olacak bizlerde. Bu ülkede çocuk olmak, mutlu olmak için yeterli olmalı diyebildiğim zaman, dünyalar benim olur.
Çocukların ebeveynleri ile büyüdükleri ortamlar sağlandığında çok daha sağlıklı bir nesil olacaklarına inanıyorum. Okulda geçen süre uzadıkça yorgunluklar, bıkkınlıklar ve aileye özlemle başlıyorlar hayatlarına.
Başarılı ve başarısız çocuklar diye ayrılmadığı bir ortamın ve her meslek değerlidir, düşüncesi doğrultusunda bu bilinçle büyüyen çocuklarımıza, bu düşünceyi hissettirmenin bedeli nedir? Oyun çocuğu besler… Oyuncakları ile gelecekte yaşayacakları şehirleri ve yuvalarını inşa ederler. Kırılacak oyuncakları var mı hepsinin elinde? Ailenin geliri ne olursa olsun, cinsiyet farkı olmadan 16 -17 yaşına geldiğinde iş sıkıntısı ile karşılaşmayan gençlerin yarım altına, tam altına ihtiyaçları var mı?
Masal kitaplarında gördüğüm top oynayan, ormanın patika yollarında koşarak mantar toplayan, kırmızı bisikletli, süt içen, şeker yiyen, renkli çoraplı, etekli kızlar, kısa şortlu, askılı pantolonlarla umarsız rengârenk uçurtmalarını uçuran, mutlu çocuklar var hayalimde. Dahası birbirini dinleyen, birbirine saygı duyan geleceğimi görmek benim de hakkım. “Altın Çağın” çocuklarına altın gibi bir gelecek diliyorum…
Sevgiyle…
Nezahat Göçmen
(Yazara ait bu yazı Önce Vatan gazetesinde yayımlanmıştır.)