1 İçimizdeki Akılsızlara…

İçimizdeki Akılsızlara…

0

Kur’an’da Musa peygamberin sözü olarak geçen bir ayet var: “İçimizdeki akılsızlar yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım?”

Siyaseti teslim alan akılsızlık bütün bir ülkeyi felakete sürüklüyor. Bu nedenle içimizdeki akılsızlara bir çift sözüm var.

İktidar mensuplarına…

Suriye politikasında uyaranları dikkate almadınız. “Savaşa taraf olmayın. Ateşe odun taşımayın. Yanlış yapıyorsunuz. Bu savaş büyürse sadece Suriye’yi değil, bütün Ortadoğu’yu yakar” dediğimizde bize “Esadcı”, “Diktatör sevici” gibi ipe sapa gelmez laflar ettiniz.

Sonuç ortada. Bir geldiğimiz duruma bakın, bir de o uyarıları yapanlara ettiğiniz hakaretleri hatırlayın.

Barış sürecinde de benzeri oldu. Aklı başında herkes “Gerekli adımları atmıyorsunuz, bu hesaplı tavrınızı PKK istismar ediyor. Bu iş böyle giderse büyük felakete sürükleneceğiz” diye yazdı, uyardı. Uyaranlara “Vatan haini”, “Kandan beslenenler” gibi insanlıktan yoksun suçlamalar yönelttiniz.

Geldiğimiz durum ortada. Binlerce insan öldü. Yüz binlercesi evsiz kaldı.

Ergenekon davası sürecinde, Cemaat’le ittifak meselesinde ve daha bir çok konuda “Böyle yapmayın” diyen herkese ‘düşman’ gözüyle baktınız.

Son olarak benzer endişeler, uyarılar milletvekili dokunulmazlıkları için yapıldı.  “Dokunulmazlıkları kaldırmayın, siyasetin önünü tıkamayın, şiddete davetiye çıkarmayın, Kürt hareketinde şiddeti yol olarak görenlerin elini güçlendirmeyin” diyenlere “Terör sevici”, “PKK’lı,” “Vatan haini” gibi ipe sapa gelmez laflar ettiniz.

Yine kimseye kulak vermediniz. Yine bildiğinizi okudunuz.

Daha kaç kere yanılacaksınız? Bu körlükle nereye kadar devam edeceksiniz?

Derdimiz HDP’liler değil, Türkiye. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Daha önce de dokunulmazlıklar kaldırıldı. Kime yaradığı ortada.

Böyle yaparak şiddeti tek yol gören PKK’nın ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Çocukları ölüme gönderiyorsunuz. Ülkeyi felakete sürüklüyorsunuz. Sorunları içinden çıkılmaz hale getiriyorsunuz. Bu akıldan yoksun tavrı daha ne kadar sürdüreceksiniz?

‘Bir adam’ kendi kişisel siyasi hesapları için ülkeyi ateşe atıyor. Daha ne kadar destekçisi olacaksınız?

Ülkenin bütün sorunlarını, daha da içinden çıkılmaz hale getirmek pahasına, kendi amacına ulaşmak için kullanıyor. Bunu ne zaman anlayacaksınız?

Böyle olmasa bütün politikaları iflasla sonuçlanır mı?

Üç beş iktidar tetikçisi dışında herkes dokunulmazlıkları kaldırmanın yanlış olduğunu söyledi. Buna rağmen, ‘Bu insanlar niye bu kadar feveran ediyor’ diye zerre kadar düşünmediniz. Tek bir gün ‘İtiraz edenler de en az bizim kadar bu ülkeyi seviyor’ diye düşünmek, uyarılara kulak vermek aklınıza gelmiyor mu?

Ne oldu size? Aklınızı mı kaybettiniz? Ne oldu da ‘bir adam’ bunca kötülüğüne sizi ortak edebiliyor? Aklınızı aldı. Ona itaat etmeyi marifet sanıyorsunuz.

Ne oldu da siz de o ‘bir adam’ gibi ülkeyi gözden çıkardınız? Ne oldu da o ‘bir adam’ın geleceğini, çocuklarınızın geleceğine tercih ediyorsunuz?

Siyaset devre dışı bırakılırsa şiddet artacak. Şiddet artarsa sizi de çocuklarınızı da yakacak. Bunu göremiyor musunuz?

Terörü şiddetle bitireceğinizi mi sanıyorsunuz? 35 yıldır bitmemiş 14 yıllık iktidarın ilk 10 yılında bitirememişsiniz. Şimdi mi bitireceksiniz?

Gemisini yüzdürmek için “Bitti bitiyor” diye sizi kandırıyor. Anlayamıyor musunuz?

Ülkeyi, sizin de çocuklarınızın geleceğini düşünerek; “Yapmayın, etmeyin” diyenlere ‘vatan haini’, kendi çıkarı için ülkeyi ateşe atana ‘vatansever’ muamelesi yapıyorsunuz.

İktidar bu kadar mı gözünüzü kör etti?

CHP’ye…

Ülke üç dört yıldır adım adım otoriterliğe gidiyor. Bağırmaktan, slogan atmaktan, kınamaktan, eleştirmekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Engelleyemediğiniz gibi şimdi o tek adam rejimine giden yolun taşlarını döşemeye yardım ediyorsunuz.

Güya ana muhalefetsiniz. Kendi politikanız yok. Stratejiniz yok. Akıllıca bir hamleniz yok. Erdoğan bir şey yapsın sizi de onu kınayasınız. En iyi yaptığınız şey bu.

Ülkenin aleyhine olan, sadece Erdoğan’ın işine yarayan dokunulmazlıkları kaldırma meselesine niçin ortak oldunuz? Hani dokunulmazlıklar kalkmayacaktı? Hani bir stratejiniz vardı? Hani bir bildiğiniz vardı?

‘Başkaları bize ne der?’ endişesiyle politika üretiyorsunuz. Sizin kendi imajınızı oluşturacak, kendi sözünüzü etkili kılacak bir aklınız, bir gücünüz yok mu?

Topluma, dokunulmazlıkları kaldırmanın şiddet isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek olduğunu anlatamaz mıydınız?

Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü istediğiniz için, daha fazla çocuğun ölmesini istemediğiniz için, PKK’nın ekmeğine yağ sürmemek için, sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirmemek için dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı olduğunuzu anlatamaz mıydınız?

Erdoğan’ın, geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılmasının ülkeye ne kadar zarar verdiğini anlatan konuşmaları var. Bu konuşmaları topluma gösteremez miydiniz?

Bugün kendisinin aynı şeyi yapmasının altında, siyaseti devre dışı bırakıp ‘tek adam rejimi’ kurmak olduğunu anlatamaz mıydınız?

En başından beri niçin doğru yerde durmadınız da son anda referanduma gitmektense geçmesi daha sağlıklı gibi iki yanlıştan birini seçmek zorunda kaldınız?

Erdoğan elinize bir ip veriyor, döne döne kendinizi o iple bağlıyorsunuz.

Sonra da kalkıp “Elimiz kolumuz bağlı ne yapabiliriz ki?” gibi çocukça bahanelere sığınıyorsunuz.

Söyler misiniz Allah aşkına ülkenin gidişatıyla alakalı herhangi bir konuda tek bir stratejiniz var mı? Eliniz bağlı olmasaydı bu gidişatı hangi stratejiyle durduracaktınız?

Varlığınız Erdoğan’ın işlerini kolaylaştırmaktan, toplum nezdinde meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramıyor, farkında mısınız?

HDP’ye…

Eleştirilere, uyarılara kulak tıkama konusunda iktidardakilerden pek farklı değilsiniz. “Demokrasi olmadan barış olmaz. Özgürlükleri kısıtlayarak otoriter bir sistem kurmaya çalışan birinden Kürtleri memnun edecek bir adım gelmez. Boş hayale kapılmayın, daha sahici, daha kalıcı politikalar üretin” diyenleri görmezden geldiniz.

Ülke demokrasiden uzaklaşırken, otoriterliğe kayarken Kürtlerin demokratik haklarına kavuşacağı hayaline kapıldınız. Kürtlerin kaderinin Türkiye’nin kaderine bağlı olduğunu bir türlü anlamadınız.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi otoriterliği pekiştirmek için başlatılan savaşa PKK’nın bu kadar teşne oluşuna birkaç cılız itirazdan başka esaslı bir tepki göstermediniz.

PKK’nın HDP’yi zora sokan fakat Erdoğan’ın işine yarayan savaş politikasına esaslı bir tepki vermediniz. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi savaşın başladığı, ülkenin diktatörlüğe sürüklendiği bir dönemde özerklik taleplerine destek oldunuz.

Çatışma ortamında özerklik, hendek gibi, iktidarın şiddetini toplum nezdinde daha da meşrulaştıran adımların esasında ne kadar yanlış olduğunu siz de biliyordunuz. Fakat bunu topluma açıktan söyleyecek yürekliliği gösteremediniz.

Erdoğan sizi saf dışı bırakmak için her yolu denedi. Siz de bunu kolaylaştırdınız. Hendek saçmalığına destek, canlı bombaya taziye gibi akıl almaz işler yaptınız.

Ağzınızı her açtığınızda “Bak ayrılırız ha” türü cümlelerin size dair kuşkuları artırdığını, toplumun farklı kesimlerini sizin yanınızda durmaktan alıkoyduğunu bir türlü göremediniz.

Bugünlere gelmemizde Erdoğan kadar savaşı seçenek olarak gören Kandil’in ve Kandil’e yeterli tepki vermeyen sizin de katkınız var.

Olan oldu. Dokunulmazlıklar kaldırıldı.

Şimdi önünüzde iki yol var: Ya buradan ideolojik bir kazanç çıkarma derdine düşeceksiniz ve bunun sonunda hep beraber kaybedeceğiz, ya da size yapılan bu haksızlığı herkesi yanınıza toplayacak bir demokrasi mücadelesine dönüştüreceksiniz ve sonunda hep beraber kazanacağız.

MHP’ye…

Ülkeyi herkesten daha çok sevdiğinizi iddia ediyorsunuz. Fakat ülkenin tek bir yarasına merhem olacak tek bir politika üretmiyorsunuz. Bu, yıllardır böyle.

Dışlamaktan, ötekileştirmekten, slogan atmaktan başka hiçbir şey yapmıyorsunuz. Sorunların çözümüne dair bir fikriniz de yok.

Güya ülkeyi çok seviyorsunuz. Kendi partinizdeki insanları, yol arkadaşlarınızı, dava kardeşlerinizi bile mahvetmeye uğraşıyorsunuz.

Nasıl bir zihniyet bu? Gerçekten merak ediyoruz.

Siyasete egemen olan bu akılsızlığa bakınca insan hakikaten de “İçimizdeki akılsızlar yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” demekten kendini alamıyor.

yorum

Yorumlar kapalı.