İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısı sonrası, saldırının yöntemi ve saldırganların kimliğinin belirlenmesi ile İŞİD adı yetkililerce ilan edilse de Türkiye’deki tüm saldırılar gibi bu saldırı da örgütçe üstlenilmedi.
Dünya çapında çoğu uzman bu saldırı sonrası aynı soruya cevap vermeye çalıştı…
“İŞİD neden Türkiye’deki saldırılarını üstlenmiyor?”
Aslında çoğu kişi gerek konumu gerekse nezaketi dolayısıyla açık açık söyleyemiyor…
Günlerdir okuduğum uzmanlar iki sebebe dayandırıyor bunu;
- İŞİD Türkiye’deki sempatizanlarını üzmek istemediği için üstlenmiyor
- İŞİD Türkiye devletinden cihatçı geçişi,yaralıların tedavisi ve finansal birçok yardım aldığı için o konuda gri bölge oluşturup Türkiye ile çatışıyor görüntüsü vermek istemiyor…
Aslında iki tez de çürütülebilir.
İlkinden başlarsak, İŞİD dünyanın çoğu yerinde en vahşice eylemleri üstlenmekten çekinmeyen bir örgüt. Irak’ta taziye çadırına bombalı saldırıdan tutun Suriye’de camiye canlı bomba eylemine, 13 yaşındaki çocukların futbol oynadığı sahada onlarca kişiyi bombalamadan, ilkokuldaki öğrencileri öldürmeye kadar vahşi bir yelpaze çizen örgütün bu eylemleri Türkiye’deki sempatizanlarını rahatsız etmiyorsa Türkiye’deki eylemlerin rahatsız edeceğini sanmıyorum. Ayrıca Türkiye’deki sempatizanlarının geçmiş karnelerine bakılınca, otelde insanları diri diri yakma, mezhebi farklı olduğu için köyler ve şehirlerde çoluk çocuk demeden yapılan katliamlar ve domuzbağı vahşetlerinin olduğunu görebilirsiniz. Yani sempatizanları da pek sivil ölümlerini tasvip etmeyecek bir güruh değil. Kaldı ki Türkiye’deki çoğu eylemleri o sempatizanların “iyi oldu,ellerine sağlık” diyebilecekleri “öteki”leri hedefleyen eylemler. Yani Diyarbakır,Suruç,Ankara ve Dikilitaş eylemlerini kınamak bir yana destekleyen sempatizanları varken bu nedenle üstlenmemelerini iddia etmek komik…
İkinci teze gelirsek; Bir terör örgütü kendisini destekleyen ülkelerde eylemler yapmaz yapsa da üstlenmez savı, terör örgütleri hakkında sadece köşe yazıları kapsamında bilgi sahibi olanların öne süreceği bir tezdir. Terör örgütleri kendilerini destekleyen hükümetlerin olduğu ülkelerde de eylemler yapar hatta “destek”ten öte bir işbirliği söz konusu ise bazen o ülkelerde hükümetlerin amaçları doğrultusunda eylemler yaparlar. Tvlerde bu savı ortaya atan uzmanların çoğu aslında alışık olduğumuz diplomatik bir dille, Türk hükümetini, İŞİD ile arasında bir bağ olmadığı sadece geçmişte bazı aktivitelerin görmezden gelindiği alt mesajı ile aklamaya çalışıyor. Son eylemlere bakarak belki İŞİD’in Türk hükümetiyle ters düştüğü ve ona karşı eylemler yaptığını bu yüzden üstlenmediğini dile getirebilirsiniz ama önceki eylemlerde seçilen özel hedefler olmasına ve Türk hükümeti de faili İŞİD olarak belirlemesine rağmen yine üstlenilmedi.Zira İŞİD’in Türkiye eylemlerine baktığınızda çoğunun Türk istihbaratı tarafından sadece izlendiğini görürsünüz. Diyarbakır eyleminde herkesin tek tek aranarak sokulduğu meydana İŞİD’lilerin bombayla girdiği belli. Suruç eylemini yapan küçük kardeşin Suriye’den itibaren izlendiği hatta 3 gün önce Suruç Emniyetine haber bile verildiği ortada. Ankara Gar eylemini yapan büyük kardeşin izlenmesine rağmen dokunulmadığı da raporlarda mevcut.Ancak İŞİD o eylemleri bile üstlenmedi. Yani sadece Türk hükümetine mesaj niteliğinde eylemler olduğu için üstlenmediği tezi de havada kalıyor.
Peki İŞİD neden Türkiye’deki eylemleri üstlenmiyor?
Yukarda bazı uzmanların açık açık konuşamadığını belirtmiştim. Tam da burada ekleyeceğim şey şu, Türk hükümeti İŞİD’e göz yumuyor veya bir dönem İŞİD’i destekledi söylemleri yanlış, açık olarak ortaya konulması gereken şu; Türk hükümetinin İŞİD ile organik bir bağı var. Bu bağ sadece dış politikada ortak düşman ekseninde stratejik bir işbirliği değil, hem lojistik,hem ekonomik hem de stratejik bir işbirliği var. Ve bu bağ tüm bu eylemlere rağmen hala devam ediyor. Büyük bir suç ve ticaret ortaklığı olduğu için bağın kopması çok zor. Zaten halen çoğu eylemin üstlenilmemesinin sebebi de bu bağın henüz kopmamış olması.
Tüm bu üstlenmeme tiyatrosunun sebebi, İŞİD’in Türkiye’de kontrolsüz eylem istememesi!…
Bunu daha iyi anlayabilmeniz için İŞİD pratiğini biraz daha açık anlatmak lazım. İŞİD yeni dönem örgütü. Bilinen örgütlerin aksine formal bir yapıda değil. Eylemlerini hiyerarşik bir yapıda merkezi emirlerle gerçekleştirmiyor. Teknoloji nimetlerini inanılmaz derecede iyi kullanan örgüt, videolar ve sosyal medya mesajları ile hem hücrelerine, hem sempatizanlarına hem de ondan ilham alabilecek kişilere eylem perspektifi ve hedefleri sunuyor ve bundan sonuç çıkaran kişilerin yaptığı eylemleri üstleniyor. Yani bu örgüt sadece kendi militanları veya hücreleri ile eylem yapmıyor aynı zamanda bireylere de bir imkan sunuyor. Karısından boşanan,toplumdan dışlanan veya bir şekilde hayatından bıkan insanlara intihar yerine bir seçenek sunuyor. Bu tür kişilere, intihar etmek yerine, sunulan perspektif ve hedefler doğrultusunda yapacağı eylemler karşılığında cennette huriler ve sosyal medyada kahraman olmayı vaad ediyor. Orlando’daki saldırgan veya Paris’te polisin boğazını bıçaklayan psikopat da İŞİD ile bağlantısı olmayan ama bu perspektif ile eylem yapanlardan zaten.
İşte Örgüt bu özel dili kullandığı için Türkiye’deki eylemleri üstlenmiyor. Çünkü Türkiye’de bir psikopatın çıkıp kendini AVM’de patlatması veya başka bir manyağın öteki bir gruba canlı bomba eylem yapmasını istemiyor. Örnek olarak geçen gün ateşleyici mekanizması olmadığı için patlamayan Adana’daki psikopat gibilerinin eylem yapmasını istemiyor. Çünkü henüz Türkiye’de kaos istemiyor. Türk hükümeti olan bağından dolayı özel hedeflerin dışında bir yerin vurulmasını önlüyor bu üstlenmeme olayı ile…
Peki son bombalı eylemi ne anlama geliyor?
Aslında uzmanların tek doğrusu burada, örgüt bununla Türk hükümetine mesaj vermek istiyor.
Son zamanlarda ABD,Rusya ve batılı ülkelerin baskısı nedeniyle cihatçıların sınır geçişlerini disipline eden ve İŞİD ile ticaretini neredeyse minimum seviyeye indiren Türk hükümeti karşısında Raqqa’da sıkışan ve Menbiç gibi kritik bir yeri kaybetmek üzere olan İŞİD’in bir hamle yapması ve uyarı göndermesi gerekiyordu. Halihazırda kopmayan organik bağ nedeniyle yine hedef konusunda seçici davrandı. Görece daha az güvenliği olan iç hatlar yerine yüksek güvenlikli ancak kafirlerin ve ona hizmet edenlerin olduğu Dış Hatlar seçildi.
Örgüt bir şekilde “ben nefes alamazsam sen de alamazsın” mesajını yine de seçici davranarak veriyor. Bundan sonra da eylemlerine devam edecek ve mesaj alına kadar hedeflerde seçici davranacak. Basında yazılanlar gibi kürt,alevi veya başka azınlıkları hedef alacağını zannetmiyorum. Çünkü örgüt bu konuda da aslında hükümetle bağlantısını gösteriyor.
Şunu kendinize sorun; Neden İŞİD, Diyarbakır,Suruç ve Ankara eylemlerinden sonra Kürtleri hedef almadı hem de bu sürede Suriye’de ona en büyük bozgunları yaşatan Kürtler iken? Çünkü Türk hükümeti tank ve ağır silahlarla Kürt kentlerine yönelik operasyona başladı bu süreçte ve İŞİD’in onları hedef alan herhangi bir saldırısı tüm dünya kamuoyunun gözünü Türk hükümetinin operasyonlarına çevirebilirdi buradan da stratejik ortaklığı görebilirsiniz.
Bahsettiğim gibi muhtemelen İŞİD’in saldırıları, azınlıkları hedef almadan genel olarak yabancıları ve dindar olmayan kesimleri hedef alarak sürecek, bu süreçte her eylem sonrası Türk hükümetinin tepkilerini değerlendirecekler ve eğer o organik bağ tamamen koparsa o zaman eylemleri üstlenmeye başlayacaklar ki Türkiye için en kötü senaryo bu olur çünkü ülkede uyuyan hücreler ve sempatizanları düşünce kaos kaçınılmaz olur…
@jineazadi
(medium nokta com dan alınmıştır)