Cumhurbaşkanı, Dündar ve Gül konusunda AYM’nin verdiği karar hakkında esmiş, gürlemiş:
“Bu karara uymuyorum saygı da duymuyorum”
(Anayasa mahkemesi, Dündar ve Gül için suçlu veya suçsuz demiyor, sadece TUTUKSUZ yargılanmaları gerektiğini söylüyor).
Bu lafı söyleyen bir ülkenin en tepesindeki, ülkeyi temsil eden, anayasayı, cumhuriyeti, hakkı, hukuku herkesten çok koruması gereken bir adam!
Üstelik bu mevkiye gelmeden önce, cumhurbaşkanlığının görevlerini ve şartlarını yerine getireceğine namusu ve şerefi üzerine and içmiş, yemin etmiş bir kişi!
Ne diyor bu Cumhurbaşkanlığı yemini?
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Eyyy Cumhurbaşkanı!
İlk önce halka, bize, bana karşı sorumlusun! Bunu hiçbir zaman unutma!
Öyle aklına estiği gibi laf edemezsin! Her söylediğin, sadece seni değil, koskoca Türk milletini, Türkiye Cumhuriyetini bağlar!
Burası senin babanın çiftliği değil! Asırlardır, dünyada devletler kurulmaya başladığından beri var olan bir ülkenin, senin gibi yüzlercesinin gelip geçtiği, bazılarının şerefle, bazılarının nefretle anıldığı devlet idarecilerinin bizlere hizmet etsin diye getirildiği bir makam! Sen o makamda kiracısın, gelip gidicisin, ama senin geçici olarak oturduğun makamın sahibi olan ülke, ilelebet burada olacaktır!
Kıymetini bil, önemini kavra!
Biz ne senin teb’anız, ne senin emrindeyiz, ne de sen tek yetkilisin!
Sadece seni biz seçeriz görevini yapasın diye, beğenmezsek de seçtiğimiz gibi indiririz! Haddini iyi bil!
Gelelim konuya:
Olay Can Dündar’ın kişiliği değil.
Can Dündar’ı severiz veya sevmeyiz, hiç önemli değil. Can Dündar suçlu da olabilir, onun kararını yargı verir. Önemli olan, Can Dündar’ın da, Erdem Gül’ün de birer birey, vatandaş olarak hakları vardır. Bu haklara saygı duymak herkesin boynunun borcudur! Herhangi bir kişiyi, gerek mesleğini, gerek insani görevini yerine getiriyor diye onu insani haklarından mahrum etmek değil senin, kimsenin haddine değildir.
Her gelişmiş ülkede yargı temel kurumdur.
Bugün kanunlarına uymak istemediğin bu yargı herkese lazım olacaktır. Yarın-öbürgün, bu kanunsuzluklarının hesabını vermek için yargı karşısına çıkarıldığın gün, senin de hakkını, hukukunu bu yargı koruyacaktır. Senin insani haklarını, yaşama hakkını gene Can Dündar gibileri, halk, biz ve ben koruyacağız. En adil şekilde yargılanmanı ve eğer varsa, sadece hak ettiğin cezayı (fazlasını değil) alman için göğsümüzü siper edeceğiz!
Bugün yaptığın haksızlıkların hesabı sorulacaktır, ancak bu hesap sorulurken senin gençlere önerdiğin gibi KİN değil, adalet ve insaniyet duygusu ön planda olacaktır.
Seni UYARIYORUM:
Haddini bil, görevini idrak et ve üstüne düşeni saygınlıkla yap! Senden fazlasını beklemiyoruz, sadece GÖREVİNİ kurallara uygun olarak yapmanı bekliyoruz.
Yeter artık, bizi bütün medeni dünyada rezil ettin! Seni, ülkemizi layıkıyla temsil etmen için uyarıyorum.
Kendine gel, halka ve hukuka saygı göster!
Ömer Demir
Bu karara uymuyorum, saygı da duymuyorum!
Cumhurbaşkanlığı Yemini
