Cuma günü öğleden sonra telefonum çaldı. Arayan kişi, adının Hilmi olduğunu söyledi, sonra sordu:
“Soyadımı söylemesem olur mu?”
“Olur elbette, buyurun nasıl yardımcı olabilirim” dedim; sonra aramızda aynen şu konuşma geçti:
***
“Ben bir AK Parti seçmeniyim. Hatta seçmenden de öte üyeyim. Yazılarınızı gazetenizin internet sitesinden okuyorum.”
“Ne mutlu bana… “
“Biliyor musunuz; sizin hiçbir fikrinize katılmıyorum.”
“Memleket sevdasında bile mi?”
“Onda bile… Sizim memleket sevdanız benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Benim için din kardeşlerimin yaşadığı her yer memleketimdir…”
“Ya insan sevdası?”
“Yaratan da ötürü tüm yaratılanları seviyoruz biliyorsunuz… Ama bir dinsizi ya da başka dinden olan birini elbette din kardeşim kadar sevmiyorum.”
“Din kardeşiniz hırsızsa, yalancıysa, zalimse…”
“Bütün bunlarla benim dinime hizmet ediyorsa; hepsi sevaptır.”
“Nasıl yani, çalıyorsa, bu da mı sevaptır.”
“Dinimizin ve din kardeşlerimizin refahı için, inanmayanlardan alınan paralar, asla çalıntı değildir.”
“Sanırım siz sırf bu yüzden vergi vermeye de sıcak bakmazsınız… Ne de olsa, anayasasında ‘laik’ olduğu yazılı olan bir devlette yaşıyorsunuz…”
“Evet; vermek zorunda kaldığım dolaylı vergiler dışında vergi vermemek için elimden geleni yapıyorum.”
“Askerlik?”
“Çürük raporu aldım.”
“Ama aslında sağlamsınız değil mi?”
“Elbette ama bu anlayışta bir orduya hizmet etmem.”
“Peki Atatürk? Yurdu birlikte düşmandan kurtardıkları, bağımsız bir devlet kurdukları dava arkadaşları?”
“Atatürk için ne düşündüğümü elbette tahmin edebilirsiniz? Hilafeti kaldıran biri benim ‘Ata’m değildir. Dini bütünlere yaptığı baskılar, koyduğu yasaklar ortadadır…”
“Siz Başbakan’ı gerçekten çok seviyor olmalısınız. Onun, belediye başkanı seçilmeden önceki hali gibi konuşuyorsunuz. Bunların hepsinin yalan olduğu ortada.”
“Yalan değil; ayrıca Başbakanımızı seviyorum tabii…”
“Peki; son çıkan ‘tape’leri nasıl karşılıyorsunuz?”
“Başbakanımız dedi ya; dublaj, montaj hepsi…”
“Dublaj mı, montaj mı?”
“Kimi dublaj, kimi montaj olmalı…”
“Ya doğruysa?”
“Hiç önemli değil!”
“Anlamadım… Onca parayı nasıl kazanmış olabilir ki bir Başbakan?”
“Nasıl kazandığı önemli değil. Önemli olan nede harcadığı ve harcayacağı… Ezilen din kardeşlerimize gidiyorsa o para; haram sayılmaz ki… Hem Başbakan’ımızın ve ailesinin nasıl yaşadıkları ortada: Herhangi bir lüksleri yok. Demek ki çok paraya ihtiyaçları da yok. Eğer evlerinde tuttukları bu kadar bir para varsa; onun mutlaka dinimiz için kullanılacağı bir yer vardır.”
“İyi de Başbakan, bu ülkenin Başbakanı… Her şeyinin yasal olması, bu yüzden de o paraların kaynağını açıklaması gerekmez mi?”
“O, kanunu bir mecburiyet. Dini bir mecburiyet değil.”
“İyi de bu yasalara aykırı!”
“Ne anladıysanız, o…”
“Çok şey anladım. Peki; beni neden aradınız?”
“Açık söyleyeyim mi?
“Lütfen…”
“Sinir etmek için!”
“Bakın bunu anlamadım.”
“Hani ortaya paralel devletçilerin attığı kasetler var ya… Onlara çok güvenip Ak Parti’nin iktidardan düşeceğini sanıyorsunuz. Ama böyle bir şey asla olmayacak. En azından Başbakanımız yaşadığı sürece olmayacak… Bunu görün artık!”
“Peki; görelim de… Bugün ‘paralel devlet’ dediğiniz tarikatçılara daha düne kadar ‘hizmet’ diyordunuz. Nedir bu değişikliğin nedeni?”
“O zaman dine çalışıyorlardı, şimdi ABD’ye ve CHP’ye çalışıyorlar.
“Partide bir göreviniz var mı?
“Var. Ama söylemem… Yeterince sinir oldunuz, benim işim bitti.”
“Durun, daha yeni başlamıştık. Nereye…”
***
Son sözümün bitmesini bile beklemeden kapattı telefonu…
Peki; bu garip konuşmayı neden mi yazdım?
Hani ikide bir “Bu partiye oy veren insanlar bu kadar mı cahil?” diye sorup duruyorsunuz ya…
Cehalet değil bu; daha da ötesi…
İşte; bunu artık görmenizi istedim.
Mustafa Mutlu
http://www.ilk-kursun.com/haber/172100
Yorumlar4 yorum
O patates beyinliye bir de şunu sorsaydınız ya; Hadi başçalan milyarlarca doları müslümanlar için çaldı. Peki o 4 tane şerefsiz bakan ve oğulşarı ne için çaldı o paraları???
kendi uydurduğunuz yalanlara kendiniz inandığınız için işte bu haldesiniz.
akp ye oy verenlerin hepsi size göre cahil, okumamış, aptal insanlar . dünyanın tek akıllısı sizlersiniz…..
oysa bi aynaya bakın ülke 70 cent e muhtaçken bugün gelişmiş halde. siz bunada inanmıyosunuz demi.
devletin bile kasasında 80 milyar euro yokken tayyibin kasasında bu kadar para nasıl olsun. üstelikte 80 daireyi doldura bilecek bir miktarı nasıl saklasın.. bu yalana bile inanıp birbirinizi gaza getiriyorsunuz. yok yok size bu ülkenin kalkınması fazla geliyor. çok vatan seversiniz ya gösterilerde masum insanların mallarına zarar vermek devletin mallarına zarar vermek.. değişik bir vatan sevgisi…. kim inanır…… tabloyu halen okuyamıyor insanlara en ağır küfürleri yaparak iktidara geleceğinizi sanıyorsunuz. oysa oy istediğiniz kişilere küfrettiğinizin farkında bile değilsiniz… bu kfürlerden sonra onların size nasıl oy vermesiniz beklersiniz…. aptallık bu olsa gerek. bilmem aptalın kim olduğunu anladınızmı…. ha bu arada ben o beğenmediğiniz lise mezunu cahil diye adlandırdığınız tiplerden değilim. iki üniversite bitirdim.
belli belli , ama yetmemiş sanırım sen birkaç tane daha üniversite oku bence…
cahillik üniversiteler bitirmekle olmuyor ali kardeş…cahillik dinle alakası olmamasına rağmen işlerine nasıl geliyorsa onu dine yontarak kısaca din ile kandırarak yol olanlara inananlara denir…