Gaziantep’te 30’u çocuk olmak üzere 54 vatandaşımız, yakınlarının düğününde eğlenirlerken, IŞİD adlı terör örgütüne mensup bir sapık canlı bomba tarafından öldürüldüler…
Erdoğan TV de açıklama yapıyor. Dediği özetle şu;
“FETÖ-PKK-DAİŞ” üçü de aynıdır. 15 Temmuz’da milletimizin kahramanca duruşu sayesinde bastırılan darbe girişimi olayını çekemeyen FETÖ, diğer örgütlerle birlikte bu terör eylemini gerçekleştirmiştir!”
Bu üç aşağılık örgütün de hedefi Türk Devleti ve Türk Milletidir, bu doğrudur.
Ama bu üç örgüt birbirinden çok farklıdır ve bunların her biriyle farklı yöntemlerle mücadele edilmelidir. Türk Milletinin bilmesi gereken önemli bir gerçek ise, Emperyalist Devletlerin istihbarat örgütlerinin dışında, bu üç örgütle de yakın geçmişte ilişkide olan, onları muhatap alıp konuşan tek siyasi parti Erdoğan’ın AKP’sidir…
- FETÖ’nün, 12 yıl boyunca Türk Devletinin en hassas birimlerine sokulmasından, polis-adliye-ordu ve idarede örgütlenmesine izin verilmesinden Erdoğan’ın, siyasi sorumluluğu yok mudur? (Kendi itirafı var)
- PKK Narko-Terör örgütünü Türk Devletinin muhatabı yapan, örgütün vergi toplayacak, mahkemeler kuracak, kendi güvenlik güçlerini oluşturacak, kilometrelerce tünel ve barikat inşa edecek hale gelmesinden, Türkiye’nin bomba ve silah deposu haline gelmesini sağlayan olaylardan Erdoğan’ın haberi yok mudur? (Valilere verilen emirler ve Oslo-Kandil zabıtları-şehir savaşları-100 günlük sokağa çıkma yasakları)
- IŞİD militanlarının Türkiye’nin belli yerlerinde konumlanmalarından, para toplamalarından, bunların otobüslerle Suriye’ye gönderilmelerinden, yaralananların Türkiye’de bedava tedavi edilmelerinden Erdoğan’ın haberi yok mudur?
O, istediği kadar inkâr edip, başka yönlere çekmeye çalışsın gerçek budur.
Peki, Erdoğan ne yapmak istiyor?
Erdoğan, terör örgütlerinin güçlerini olduğundan büyük gösterip, halka korku salmak, bundan yararlanıp, devleti “Devlet Memurlarından” temizleyip, kendi devletini yavaş-yavaş kurmak istiyor.
Kendince zamanı geldiğinde de, bir gecede kendi darbesini yapıp “Federe İslam Devletini” kurmak istiyor. Tabii ki bu federal yapının bir bölümü de “Kürt Devleti” olmak üzere.
Bu iddialarım sebebiyle Erdoğan’ın benim hakkımda şikâyetçi olup, dava açmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Mahkemede yapacağım savunma ve sunacağım belgeler, bazılarının gerçek yüzünün çok net olarak anlaşılmasına sebep olacaktır…
15 yıldır “TEK BAŞINA” iktidar olan bir fani, terörü bitirmek istese şöyle davranmalıydı;
-PKK Narko-Terör Örgütü; AKP iktidara geldiğinde bitme nokrasında bir terör devralmıştı. PKK terörünü bitirmek isteyen bir yönetici, bu tavrını net ve kesin olarak ABD’ye bildirmelidir.
Siz, bölgemizdeki 22 ülkenin sınırlarının değişmesine, milyonlarca insanın ölümüne sebep olacak bir ABD projesine eşbaşkanlığı gönüllü olarak kabul eder ve bununla övünürseniz, ABD sizi dinlemez bile!
PKK Terörünü bitirmek isteyen bir yönetici Barzani denen eşkıyaya şunları söylemeli ve gereğini yerine getirmelidir; “PKK, Türkiye’ye senin topraklarından geçip öyle saldırıyor. 1 Hafta sonra, senin topraklarından bir tane PKK’lı geçerse, oturduğun sarayı senin kafana yıkarım!
Ama siz, Barzani’yi “Onur Konuğu” yaparsanız, bununla yetinmeyip, akrabalar üzerinden ticari ortaklıklar kurarsanız, ağzınızı bile açamazsınız!
FETÖ;
Siz, Fethullah Gülen’in gerçekten Türkiye’ye getirilmesini mi istiyorsunuz?
ABD’ye söyleyeceğiniz şudur; “1 haftada bu örgüt liderini bana vermezseniz, Türkiye’deki, tüm üslerde yeni bir yapılanmaya gideceğim ve NATO üyeliğimi TBMM de tartışmaya açacağım!”
Ama siz Gülen’in Türkiye’ye getirilmesini istemiyorsanız, “İdam cezası önüme gelirse anında onarım” derseniz kimse size Gülen’i vermez!
IŞİD;
Suudiler ve Katar ile ilişkilerinizi şeffaf hale getireceksiniz. Bu ülkelerin liderlerinin otel odalarına “velinimetiniz” gibi koşmayacaksınız. Başta Müslüman Kardeşler (İhvan) olmak üzere El-Kaide ve türevleri terör örgütleriyle ilişkinizi keseceksiniz. Onların dizlerinin dibine çökmeyeceksiniz!
Ve en önemlisi;
Hiçbir yabancı istihbarat örgütünün elinde sizi zora sokacak bilgi-belge olmayacak!
Tüm bu konuşmaları da, iç politika malzemesi yapmadan, şova kaçmadan, basından gizli olarak, TBMM’deki liderler ile paylaşarak, ekonomik dengeleri sarsmadan, diplomatik kanalları kullanarak yapacaksınız.
Sonuç alınca da kamuoyu ile paylaşacaksınız…
Gelelim Erdoğan’ın kafasındaki devleti kurup kuramayacağına:
Asla muvaffak olamaz. Buna ne kendi kapasitesi ne de hala ortaçağda yaşayan Bademlerin kapasitesi yeter. Derhal bu hayalden vazgeçilmelidir.
Aksi, hem ülkemiz hem de kendileri için çok kötü olur…
Rifat Serdaroğlu, 23 Ağustos 2016