Geçmiş zamanda sahtekârın biri hoca kılığına girip, para karşılığında muska yazmaya başlamış. Defalarca hocaya gelen ve iki kese altın veren adam derdine çare bulamayınca, elinde son yazdırdığı muska ile Cami Hocasına gitmiş ve okutmuş. Muskada yazan şu imiş;
“Muska yazdım elin itine, tutsa da ipime tutmasa da ipime!”
“Muska yazdım elin itine, tutsa da ipime tutmasa da ipime!”
Adına önce “Cemaat” sonra “Camia” daha sonra “Hizmet” dedirten illegal gizli örgüt, Pesilvanyadaki CIA tutsağından onay aldıktan sonra Türk Kamuoyuna 11 maddelik bir “Muskalı Muhtıra” verdi.
Başbakan Yardımcısı Arınç; “Biz Hocaefendiyi severiz. O da bizi sever. Sayın Gül onu sever, o da Gül’ü sever. Sayın Erdoğan onu sever, o da Erdoğan’ı sever” diyerek aralarında dörtlü bir sevgi ilişkisi olduğunu açıklayarak “Muskalı Muhtırayı” aşk gemisine benzetti! Gül bu konuda konuşmadı.
Erdoğan ise, niçin ve ne yapmaya gittiği bilinmeyen Türkmenistan’da olduğundan konuşamadı ve “ben basın aracılığıyla konuşmam” dedi!
Muskalı Muhtıranın önemli birkaç maddesini sizlerle birlikte irdelemeden önce, evrensel demokrasinin olmazsa olmaz bir şartını paylaşmak isterim;
Demokratik bir rejim olduğunu iddia eden hiçbir devlet, gizli ve illegal yapılanmalara izin vermez.
Hem “Hizmet” olduğunu söyleyeceksin, hem milyarlarca dolarlık bir serveti yöneteceksin, hem yabancı istihbarat örgütleriyle kucak-kucağa olacaksın, hem siyasete-yargıya-emniyete dibine kadar müdahale edeceksin, hem de biz hiçbir şeye karışmıyoruz diyeceksin. Üstelik nafakasını zar-zor kazanan bakkala bile sürekli denetim elemanı gönderen devlete, tek kör kuruş vergi vermeyeceksin. PKK da milyarlarca dolar uyuşturucu parasını yönetiyor, o da gizli ve illegal, o da Amerika’nın emrinde, o da vergi vermiyor üstelik vergi topluyor.
Tam mafyoza tipi bir yapılanma gibi bunlar.
Gelelim Muskalı Muhtıra’da yazanlara;
*Muskalı Muhtıranın ikinci maddesinde;
Gezi eylemcilerini Hizmet’e yakın Savcı ve Hâkimler tutuklamayıp salıvermiştir, iddialarına karşın Hizmet Hazretleri şunu söylemektedir.
“Görevin ifası konusunda yanlışlıklar varsa sorumluluk Adalet Bakanlığı ve HSYK’ya aittir. Kaldı ki, son dönemde medyada sıklıkla yer alan bazı haber ve yazılar sayesinde Hizmet’e yakın olduğu iddia edilen yargı mensuplarının zaten tasfiye edildiği de kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.
“Görevin ifası konusunda yanlışlıklar varsa sorumluluk Adalet Bakanlığı ve HSYK’ya aittir. Kaldı ki, son dönemde medyada sıklıkla yer alan bazı haber ve yazılar sayesinde Hizmet’e yakın olduğu iddia edilen yargı mensuplarının zaten tasfiye edildiği de kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.
Yani Hizmet Hazretleri diyor ki, “Ey hükümet hem benim adamlarımı yargıdan temizlemeye çalışıyorsun, hem de bana suç atıyorsun.”
Bu, Türk Yüksek yargısında cemaat yapılanmasının, Hizmet Hazretleri tarafından kabulü ve açıklanmasıdır. Bu kabule göre, illegal ve gizli bir örgüt olan Hizmet Hazretleri(!) yıllardır iddia ettiğimiz bir acı gerçeği ikrar etmiştir.
Bunu bir vatandaş olarak ben görüyor ve ihbar niteliğinde yazıyorsam, görmeyen Adalet Bakanına, kör olmuş HSYK üyelerine ve Cumhuriyetin Başsavcılarına yazıklar olsun…
Bunu bir vatandaş olarak ben görüyor ve ihbar niteliğinde yazıyorsam, görmeyen Adalet Bakanına, kör olmuş HSYK üyelerine ve Cumhuriyetin Başsavcılarına yazıklar olsun…
*Muskalı Muhtıranın üçüncü maddesinde;
Hizmet’e bağlantılı polisler, eylemcilerin çadırlarını yakarak ve Gezi eylemlerine sert müdahale ederek eylemlerin büyümesini sağladı, iddiasına karşın Hizmet Hazretleri şunu söylemektedir;
Hizmet’e bağlantılı polisler, eylemcilerin çadırlarını yakarak ve Gezi eylemlerine sert müdahale ederek eylemlerin büyümesini sağladı, iddiasına karşın Hizmet Hazretleri şunu söylemektedir;
“”Müdahale talimatlarının hükümetten geldiği ve çadırları Belediye Zabıtalarının yaktığı daha sonra ortaya çıkmıştır. Başbakan Sayın Erdoğan da emniyet güçlerine talimatları kendisinin verdiğini ifade etmiş, emniyet güçlerine destek çıkan açıklamalar yapmış ve nihayet onları olaylardaki performanslarından dolayı ödüllendirmiştir.”
Dikkat ederseniz Hizmet Hazretleri hiçbir şekilde, “Bizim polis içinde ne işimiz var? Biz asla poliste örgütlenmeyiz. Biz sadece Hizmet için varız” şeklinde bir yanıt vermiyorlar. Aksine polisteki örgütlenmeyi kabul ederek, onlara sahiplenmekte ısrar ediyorlar.
Bu, Hizmet Hazretlerinin Türk Emniyet teşkilâtında illegal örgütlenmesinin kabulü ve ilanıdır.
Bunu bir vatandaş olarak ben görüyor ve ihbar niteliğinde yazıyorsam, görmeyen omuzdan kafalı İçişleri Bakanına, Haysiyet sahibi olduklarını söyleyen ve çoğunu tanıdığım üst düzey Emniyet görevlilerine, Cumhuriyetin Başsavcılarına bir kez daha yazıklar olsun…
Bunu bir vatandaş olarak ben görüyor ve ihbar niteliğinde yazıyorsam, görmeyen omuzdan kafalı İçişleri Bakanına, Haysiyet sahibi olduklarını söyleyen ve çoğunu tanıdığım üst düzey Emniyet görevlilerine, Cumhuriyetin Başsavcılarına bir kez daha yazıklar olsun…
*Muskalı Muhtıranın yedinci maddesinde;
“Sayın Gülen, AKP Hükümetinin Kürt sorununun çözümü konusunda bugüne kadar takip ettiği çizginin ilerisindedir” diye yazılmaktadır.
“Sayın Gülen, AKP Hükümetinin Kürt sorununun çözümü konusunda bugüne kadar takip ettiği çizginin ilerisindedir” diye yazılmaktadır.
İşte benim dediğim tam da budur. AKP’nin çözüm sürecinin bir adım ötesi parçalanma ve“Federe İslam Devletinin” kurulmasıdır. Hizmet Hazretlerinin planı Amerika+Vatikan+Barzani’nin planı ile bire bir aynıdır.
Yani sahiplerinin isteği ile Hizmet Hazretlerinin gönlündeki plan örtüşmektedir.
Yani sahiplerinin isteği ile Hizmet Hazretlerinin gönlündeki plan örtüşmektedir.
Değerli Okurlar;
İzniniz olursa, bir muska da ben yazayım ve yazıyı bağlayalım;
İzniniz olursa, bir muska da ben yazayım ve yazıyı bağlayalım;
“Ey CIA çocukları, ey Vatikan’da diz çöküp etek öpenler, ey El-Kaide liderinin dizinin dibine çökenler, ey gerçek İslam ve Hazreti Peygamberimizin düşmanları, ey uyuşturucu kaçakçıları katiller bu yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz.
Tüm bu yaptıklarınızı, Türk Milletine-Türk Tarihine yaptığınız ihanetlerinizi, Bağımsız Türk Yargısı önünde burunlarınızdan fitil-fitil getirtecek bir ekibi, iktidar yapmayan Türk Milletine de yazıklar olsun…”
Rifat Serdaroglu
(R.S. nun izniyle yayımlanmıştır)