1 Ortak Vatanda Fitne

Ortak Vatanda Fitne

0

Ülkeyi yönetenlerin ihanete varan yanlış politikaları, Siyasi Parti Genel Başkanlarının görmezden gelmeleri, Türk Ordusunu ve Türk Güvenlik Birimlerini yönetenlerin akıl tutulmaları yüzünden bu FİTNE Türkiye’yi bitirecek.

Kimse Türk Milletine gerçekleri açık-açık olarak anlatmıyor, öğretmiyor!

Bu yüzden, gerçeklerden habersiz- fikirsiz insanlar tek yönlü propaganda sonucu şu noktaya getiriliyorlar;

“Vallahi ben Selahattin’e güveniyorum. Diğer partilerde böyle bir Genel Başkan olsa oyum direkt onun. Bir şans da ona verelim!”
Oldu canım, nesini beğendin Selahattin’in? Yakışıklılığını mı, konuşmasını mı, saz çalmasını mı, ha nesini beğendin? Peki, Selahattin’le beraber biraz PKK, biraz uyuşturucu, biraz kan, biraz ölüm ve bölünme versek yine alır mısın?
Ya da Selahattin’den daha yakışıklı, daha iyi konuşan, üstelik hem saz çalan hem de türkü çığıran bir IŞİD imamı versek. Daha karizmatik olmaz mı?

Türkiye’deki kadar, Azrail ile oyun oynamaya hevesli insanı dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız. Ya tamamen ve bilinçsizce kapılırlar, ya da korktuklarından teslim olurlar. Deveye sormuşlar; İnişi mi seversin yoksa yokuşu mu, diye. Deve; Yahu bunun düzü yok mu, diye cevap vermiş. Deve bile yolun düzünü biliyor da, biz niye bilemiyoruz?

Vatan söz konusu olunca, herkes gerçekleri araştırıp ona göre yerini belli etmelidir. Yoksa ya AKP’nin sahibinden ve PKK’dan korkularına, ya “Aman düzenimiz bozulmasın”, ya “Bana ne yahu, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” korkaklığından, fitne her gün mesafe alır.

Böyle giderse, yakın zamanda ne “Ortak” kalacak ne de “Vatan”!

Kendi öz vatanımızda, Türklüğümüzü gizleyerek parya gibi yaşamak zorunda kalacağız. Son bir haftadır, yurdun her yerinde PKK saldırılarında, yakılan iş makinelerini, yol kesmeleri, adam kaçırmaları, cinayetleri kimse görmüyor mu?

Ortak Vatan” ifadesinin sahibi Öcalan’dır.
Öcalan 26 Ağustos 2009 yılında avukatlarına, “Çözüm için Türkiye Modeli” adı altında verdiği sözüm ona yol haritasında bu ifadeyi kullanmıştır.

Öcalan’a göre “Ortak Vatan” nedir, bilir misiniz?
Kürdistan dedikleri bölge Kürtçülerin, geri kalan yerler ise hepimizin, yani
“Ortak Vatan!” Tabii ki şimdilik…

Türkü Bar sazcısı Demirtaş ne diyor, dikkatlice dinleyen var mı?
-HDP Ortak Vatan paydasında tüm partilerle buluşacak! 17 Mart 2015
-Bu topraklar “tüm halkların” ortak vatanıdır! 21 Mayıs 2015…

Bu densizin dediklerine Türk Devletini yönetenlerin söyleyecek tek sözleri yok mu?

Cumhur’un Başı- Başbakan- Genelkurmay Başkanı-Bakanlar-Yüksek Yargı Başkanları-Üniversiteler-Barolar-Sivil Toplum Örgütleri neredeler?

En azından şunu söyleyecek bir vatansever yok mu;
“Bu vatan kendisini Türk Milletinin bir ferdi sayan 80 milyonun, bu vatan uğruna can veren atalarımızın ve gelecek nesillerimizin ortak vatanıdır. Türk Bayrağını tanımayanların, İstiklal Marşımızı protesto edenlerin vatanı değildir!

“Halklar” diyerek bölünmeye yol açtığını görmediğimizi mi sanıyorsun.
Aklını başına devşir, şapşik!”

HDP’nin terörle bağını kesmesine fırsat verilmeli, HDP’ yi Kandil’in kucağına atmayalım, diye düşünen iyiniyetli insanlarımıza da şunu hatırlatalım;

“HDP zaten PKK’ nın çocuklarından biridir. Patron ve Baba Öcalan ve Kandil’dir. Yani silah kimin elinde ise onun sözü geçer.
PKK ve KCK için yaptıkları mücadele bir SAVAŞ olarak kabul edilir, Demokratik haklar vs ise, gerçeği örtmek için kullanılır. Cumhuriyetin ilanından önce İngiliz-Fransız destekli silahlı isyanların sebebi “Demokratik Haklar mı idi?” Güldürmeyin insanı!
Savaş esnasında emre itaat etmeyenler, örgüt tetikçileri tarafından anında infaz edilirler. HDP yetkilileri, Öcalan’ın veya Kandil’in karşı çıkacağı bir harekete, bir eyleme geçtikleri an başlarına ne geleceğini çok iyi bilirler! PKK’ya karşı direnen binlerce Kürt kökenli vatandaşımızı infaz edip, bir de suçu Türk Askerinin üzerine atmaya kalkanları Türk Devleti bilmiyor mu sanıyorsunuz?

Bu iyiniyetli insanlarımız sadece şu soruma yanıt versinler, tüm yazdıklarımı yutmaya hazırım!

  • Diyarbakırlı, Hakkârili, Şırnaklı bir vatandaşımız, Türkiye sınırları içinde istediği her yerde, istediği her işi yapabilir mi?
    Elbette, güven ve gönül huzuru içinde yapar ve hiç yabancılık çekmez!
  • Bir İzmirli veya Trabzonlu bir Berber, Hakkâri’de bir dükkân açabilir mi?
    Tekirdağlı bir genç, Şırnak’ta bir işte çalışabilir mi?
    Mümkün değil, yaptırmazlar. Yapar diyen ya hiç bölgeye gitmemiştir, ya da yalancıdır…

Peki, televizyonda Kürtçülük propagandası yapan veya köşelerinde Öcalan methiyesi düzen gazeteciler, Diyarbakır’a gidip sadece şunu söyleyebilirler mi?
“PKK, uyuşturucu kaçakçısı bir terör örgütüdür. Derhal silah bırakmalıdır…”
Var mı böyle bir yürekli basın mensubu? Yok değil mi?
O zaman hangi ortak vatandan bahsediyorsunuz? Neresi ortak?
Senin malın benim malım, benim malım yine benim malım! Oh ne âlâ!
Bugün Bölgenin tamamına yakınında Türkçe konuşmak yasak hale geldi.
HDP’li Belediyeler Pazar yerlerindeki etiketleri bile Kürtçe yazdırmaya zorluyorlar. Böyle giderse 10 veya 20 sene sonra, Kürtçe bilmeyen bir TC Vatandaşının bölgede yaşaması, anlaşması mümkün değildir. Ya Kürtçeden başka bir dil bilmeyen Kürt kökenli gençlerimiz nerede iş bulacaklar?
İşte size Ortak Vatan…

1975 yılında Faşist Franko’nun ölümünden sonra 1978 yılında İspanya Demokratik Rejime geçmişti. Bugün bize “Demokratikleşme” adı altında dayatılan emperyalist tuzaklar İspanya’ya da dayatılmış ve çoğu kabul edilmişti.
İspanyol Sosyalist Filozof Fernando Savater geldikleri durumu şöyle özetliyor;

“Özerklik isteyen iki bölge vardı. Biz 17 ye çıkarttık. Yerelleşmeyi, yerel yönetimlere yetki devrini demokrasinin olmazsa olmazı sayıyorduk. Ama bugün egoizmi beslediğini, eşitlik ve dayanışma duygularını tahrip ettiğini, neredeyse demokrasi ve özgürlüğün düşmanı olduğunu gördük. Kamu yararı, ortak refah, ortak değerler ve ortak aidiyeti yitirdik. Ayrılıkçılık, bölgecilik ve bölgesel milliyetçilik fırsatçı bir hastalığa dönüşerek, zayıflayan organizmalara saldırıyor. Koskoca İspanya’yı mahvettik. Bundan nasıl kurtulacağız, bilmiyoruz…”

Bu kişi, İspanya’nın yaşanan en ünlü filozofudur ve tüm dünya onun bilgisine ve dediklerine, saygı ile yaklaşır…

Basit bir soru ile yazıyı tamamlayalım;

  • Sizce, PKK gibi bir silahlı narko terör örgütü, Meksika’da konuşlansa idi.
    Oradan komşusu Amerikan topraklarına saldırıp, sivil-resmi insanları öldürseydi. Amerika Devleti bu terör olayını, bize önerdiği gibi anlayışla mı karşılardı, yoksa hem o örgütün, hem de örgütü topraklarında barındıran Meksika’nın altını üstüne mi getirirdi?

Not1:
Bu satırların sahibi olarak durduğumuz yer bellidir. Türk Devletine bağlı, Türk Bayrağına ve Atatürk’e saygılı, kendisini Türk Milletinin bir ferdi sayan herkes bizim başımızın tacıdır. Etnik kökeni, inancı, dili, kültürü hepimizin saygı duyduğumuz ortak değerlerimizdir. İhanet şerbetinden ve haram havuzundan su içenler elbette ki, bizden çok uzak olacaklardır…

Not2:
Değerli Yazar ve Devlet Adamı Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun yazısından yararlandım. Kendisine sağlık dileklerimle teşekkürlerimi sunarım…

 
Rifat Serdaroğlu, 13 Temmuz 2015

 

 

yorum

Yorumlar kapalı.