Bu yazı, Ermeni Sorunsalı adındaki bir yazı dizisinin parçasıdır. Daha önce yayımlanan yazıları okumak için yukarıdaki ana menüden DOSYALAR ve ERMENİ SORUNSALI başlığını seçiniz veya https://turkiye.net/dosyalar/ermeni-sorunsali/ linkine tıklayınız. |
SOYKIRIM SAVININ İRDELENMESİ
Türk vatandaşlarının hiçbiri, Türk Ermenileri de dahil, Ermenistan’ın I. Dünya savaşından beri “Büyük Ermenistan” gibi bir hayalinin peşinde olduğunu bilmez, buna inanmaz, hatta gülüp geçer! Ben de ilk başlarda böyle düşünenlerden biriydim. Çünkü bizim kuşağımıza ne Ermenistan hakkında, ne de Ermenileri kötüleyen herhangi bir eğitim ve bilgi verilmedi.
Ancak, ortaya çıkan acı gerçek şu ki Ermenistan’ın Türkiye karşı çok ciddi, düşmanca, karanlık hedefleri, misyon, vizyon ve projeleri vardır. Bunlar “Dört T Planı” olarak belirlenen “Tanıtım, Tanınma, Tazminat ve Toprak” ilkelerine dayanır. Bu plan kapsamındaki iddiaları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
- Osmanlı devleti “Batı Ermenistan” (Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bitlis ve Kars) denilen bölgeyi işgal ederek Ermenilerin topraklarını ellerinden almıştır.
- 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından itibaren Ermeniler sistemli olarak katledilmiştir.
- 1915 yılından itibaren Ermeniler planlı şekilde soykırıma uğramıştır.
- Talat Paşa’nın bu konuda telgrafları ve gizli emirleri vardır. (Andonyan Belgeleri)
- Soykırımda hayatlarını kaybedenlerin sayısı 1,5 milyondur.
İmdi bu iddialar sırasıyla ele alalım;
ERMENİSTAN TOPRAKLARI
Her şeyden önce Türkler Anadolu’ya ayak bastıklarında bağımsız bir Ermenistan devleti yoktu. Ermenistan’ın varlığını tarih öncesine kadar götürmeye kalkışmak, Tufan öykülerinden, Sasonlu Tavit (Davut) gibi ne üdüğü belirsiz çakma destanlardan medet ummak, Urartuların Ermeni olduğunu iddia ederek Ermenistan’ın varlığını neredeyse tarihin başlangıcına oturtmaya kalkışmak ciddiye alınması mümkün olmayan siyasal hezeyanlardır.
Zira bunun, Sümerlerin Türk olduğunu iddia edip, “Araplar Sümerlere ait Mezopotamya’yı işgal ederek Türklerin topraklarını ellerinden almıştır, topraklarımızı geri isteriz” diye tepişmekten hiç bir farkı yoktur! Buna açıkçası siyasal hödüklük ya da magandalık denir!
Öte yandan, hem 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, hem I. Dünya Savaşı, hem de İstiklal Savaşı sırasında planlı ve örgütlü şekilde isyan çıkartanlar, bölge halkını terörize ederek “Batı Ermenistan” dedikleri Doğu Anadolu’yu işgal etmeye kalkışanların kim olduğunu bir kere daha anımsatmak isterim.
SOYKIRIM SAVI GERÇEK Mİ, YALAN MI?
Apriori, her savaş, her boğazlaşma, her etnik çatışma, her katliam “soykırım” olarak tanımlanamaz. Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesi, soykırımı şöyle tanımlar:
Ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir öbeğin tümünü ya da bir bölümünü yok etmek amacıyla
(a) Öbek üyelerinin öldürülmesi,
(b) Öbek üyelerinin bedensel veya ruhsal bütünlüğüne ciddi zarar vermek,
(c) Öbeği, bedensel varlığını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaşam koşulları altında bulunmaya zorlamak,
(d) Öbek içi doğumların engellenmesi amacıyla yaptırımlarda bulunmak,
(e) Öbekte bulunan çocukların zorla başka bir öbeğe aktarılması eylemlerinden herhangi birinin işlenmesi “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” kapsamındadır.
Bu nedenle, sorunsalı şöyle koymak gerekir: Osmanlı’nın amacı bu muydu? Yani, 1915 Tehcir uygulaması sırasında Osmanlı hükümeti, Ermenileri yok etmek amacıyla, Ermenileri öldürmek, onların bedensel veya ruhsal bütünlüğüne ciddi zarar vermek, varlıklarını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaşam koşulları altında bulunmaya zorlamak, doğumları engellenmek, çocukları zorla başka öbeklere aktarmak mı istiyordu?
Görünen o ki Osmanlı devlet yapısı dine dayalı olmasına rağmen hiçbir zaman Nazi Almanya’sı gibi ırkçı-faşist bir kimliğe bürünmemiştir. Öyle olsaydı Harem’deki kadınlar başta olmak üzere, devlet kademelerinde, orduda ve Meclisi Mebusan’da Rum, Ermeni, Yahudi, Arap, Kürt, Arnavut, Çerkez, vs kökenli kişilere, bürokratlara, paşalara ve milletvekillerine izin verilir miydi?
1914-1918 Meclisinde 11 Ermeni milletvekili İstepan Çıracıyan, Aram Medetyan, Vartes Serengülyan, Artin Boşgezenyan, Bedros Hallacıyan, Kirkor Zohrap, Onnik İhsan, Garabet Tomayan, Agop Hırlakyan, Kegam Dergarabedyan, Dikran Barsamyan’ın yanı sıra; 4 Rum, Halil Menteşe, Emanuel Emanelidis, Taki Midis, Yorgo Yuanidis; ve 2 de Yahudi, Sasun Eskail, Emanuel Karaso, milletvekili vardı.
1908-1912 Meclisi ise çılgın bir Babil Kulesi’nden farksızdı: 60 Arap, 25 Arnavut, 23 Rum, 12 Ermeni, 5 Yahudi, 4 Bulgar, 3 Sırp, 2 Romen, 1 Süryani milletvekili vardı! Türk olmayan bu 134 milletvekiline karşılık 142 Türk milletvekili vardı! Çoğunluğu sağlamak bıçak sırtındaydı yani!
Prof. Dr. İlber Ortaylı tehcirin olduğu tarihteki Bakanlar Kurulu’nda 3 Ermeni Bakan olduğuna, ayrıca orduda da Ermeni kökenli komutanlar olduğuna dikkat çeker. [1]
Üstelik, ekonomik hayatta, özellikle İstanbul Ermenileri çok etkindi. Osmanlı’nın “tebayı sadıka” (sadık halk) olarak özel bir konum tanıdığı yıllarca Türk komşularıyla birlikte yaşamış olan Ermeniler, 19. yüzyıl sonlarında neden silahlı terör örgütleri kurarak isyan etmişler, neden kan dökmüşlerdi? Bu sorunun asimetrik benzerini işgalci Yunan ordusunu “Zito Venizelos” söylemiyle coşkuyla karşılayan İzmir Rumlarına, terör örgütü başını “Serok Apo” sloganıyla alkışlayan Kürtlere de sormak gerekir sanırım!
Yasalara göre vatana ihanet suçu kapsamına giren eylemlere karşı savaş koşullarında alınan önlemler ne zamandan beri soykırım olarak kabul ediliyor? Bu tür önlem ve yaptırımların soykırımla damgalanarak önemsizleştirilmesini dünyada hangi ülke kabul eder?
Osmanlı Devletinin Ermenileri soykırım yaparak tamamen ortadan kaldırmak gibi bir amacı olduğunu iddia etmek mantıksız bir savdır. Zira, o zaman 6-7 Eylül olayları da mı soykırımdı? Ya da Fransız direnişçilerin 1940-41 yıllarında Nazi işgaline karşı düzenledikleri eylemler soykırım kapsamına girebilir mi? Burada, soykırım, kırım, katliam, gibi sözcüklerin anlamlarını iyi belirlemek ve kelime oyunlarına başvurmamak gerekir. Sözcük cambazlıkları yapmaya kalkışılırsa bu iş Habil-Kabil olayına kadar gider!
Ancak, kuşkusuz tüm bunlar göç sırasında yaşanan kırımları ve acıları haklı göstermez. Nakil sırasında Ermenilerin “varlıklarını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaşam koşulları altında bulunmaya zorlanmış oldukları” ileri sürülebilir. İyi de amaç “Ermeni ırkını yok etmek” değildi: daha güvenli bölgelere gitmelerini sağlamaktı. Eğer savaş bölgesinde kalmış olsalardı yine varlıklarını sona erdirecek savaş koşulları altında kalmış olmayacaklar mıydı?
[1] Ancak, 1.ci bölümde söz ettiğim gibi o 3 milletvekili savaş çıktıktan sonra terör örgütlerine katılmışlardır. Ermeni komutanlara gelince araştırabildiğim kadarıyla bunlardan biri Çanakkale savaşında Osmanlı ordusunda gemi kaptanı olarak görev almış Yüzbaşı Sarkis Torosyan’dır. 1918 yılında Torosyan ordudan ayrılarak İngilizlerle anlaşmış ve Osmanlıya karşı savaşan Arap ordularında görev yapmıştır. Subay olarak Osmanlı ordusunda çeşitli tarihlerde görev yapan bazı askeri personel: Kalust Sürmenyan, Ohannes Sahakyan, Artin Tevletyan, Avetis Çepeçyan, Benjamin Şekeryan, Albay Bogos Tatyan, Ferdi Tercümanyan Paşa, Gabriyel Sevanyan Paşa.
Erdağ Duru
(Yazının devamı: İkinci Bölüm: İNSAN KAYIPLARI
https://turkiye.net/tarih/turk-tarihi/ermeni-sorunsali-2-b-insan-kayiplari/
Bu dizide yer alan bütün yazıları görmek için şu linke tıklayınız:
https://turkiye.net/dosyalar/ermeni-sorunsali/
veya sitenin menü sisteminden DOSYALAR – ERMENİ SORUNSALI yı seçiniz.)
________________________________________________________________
Referans:
1. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, 1992
2. Davranışlarımızı Kökeni, Dr. Erol Teber, Sorun Yayınları, 1975
3. Din Devletleri, Prof. Dr. Aysel Ekşi, Ümit Yayıncılık, 1995
4. Emperyalizm Kıskacında Türkler Ermeniler Kürtler, Yazıcı Yayınevi, 2003, Ersal Yavi
5. History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, Stanford J. Shaw, Cambridge University Press, 1987
6. History of the Western Civizilation, Bertrand Russell, Unwin University Books, 1971
7. İnternet kaynakları: Timeturk Haber, Vikipedia, Agos Gazetesi, Al Jazeera ve Ermenistan ile ilgili çeşitli web siteleri
8. Osmanlı İmparatorluğunun Yükseliş ve Çöküş Tarihi, Dimitri Kantemir, Cumhuriyet Yayınları, 1998
9. The Encyclopedia Americana International Edition, Americana Corp., I-XXX Volumes, New York, 1977
10. The Reader’s Digest Great Encyclopeadic Dictionary, Oxford University Press, 1964
11. The Turkish Labyrinth, James Pettifer, Viking Penguin Group, 1997
12. Théma Larousse, Tematik Ansiklopedi, Cilt 1-2, Larousse 1993 Milliyet 1993-1994
13. Türk Devrimini Temelleri ve Gelişimi, Doç. Dr. Ahmet Mumcu, A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları, 1976
14. Türkiye Cumhuriyeti Çökerken, Vural Savaş, Bilgi Yayınevi, 2004
15. Türkiye’de Etnik Gruplar, P. Alford Andrews, Ant Yayınları, 1997
16. Türkiye Neden Feda Edildi? Merdan Yanardağ, Destek Yayınevi, 2013
17. Türklerin Tarihi, Doğan Avcıoğlu, Tekin Yayınevi, 1985
18. Ulusal Kültür Savaşı, Atilla İlhan, Bilgi Yayınevi, 1998