1 Stratejik rezalet

Stratejik rezalet

0

17 Aralık’tan Bu yana en sık duyduğumuz iki kelime “devletin bekası”  ve “devletin selameti” idi. AKP savunma doktrini bu yönde kurmuştu. Dünkü skandal sonrası işin boyutu yolsuzluktan da öteye gitti. Ortada sağlıklı bir devlet var mı, varsa ne kadarı bize ait. İşte bizim için önemli olan soru budur artık.

Sahi kime kızmalı şimdi, kimdir asıl suçlu: Devletin en gizli planlarını haince sızdıranlar mı, yoksa devlet sırlarını görüşürken dinlenebileceklerini aklına getiremeyen basiretsizler mi?

Hangisi daha vahimdir: Ortada bir sebep yokken Suriye’ye savaş başlatma planları yapan bir Dışişleri Bakanı mı, yoksa böyle bir sebebi yaratmak için  “4 adam gönderirim oraya, 8 tane füze attırırım” diyebilen MİT Müsteşarımızın olması mı?

Ya kendi askerine bile bile saldırı düzenlenecek olmasını serinkanlılıkla dinleyen Genelkurmay İkinci Başkanı’na ne demeli? Süleyman Şah Türbesi’ndeki görevli askerlerin aileleri o kayıtları dinleyince ne hissetmişlerdir acaba?

İzahı yok, neresinden tutsalar ellerine kalacak bir rezalet bu. Stratejik derinlik diye yutturdukları şey önce stratejik çılgınlığa, şimdi de stratejik rezalete dönüştü.  Devletin olasılık güvenlik senaryoları için yapıyorlarmış falan filan. İyi de siz daha kendi güvenliğinizi sağlamaktan acizsiniz, devletin güvenliğini sağlamak size büyük gelmez mi?

12 yıl devletin kurumlarını yönet, devletin mekanizmalarıyla oyna dur, sonra gel masumları oyna. Hainler, alçaklar de kurtul. Yok öyle. Daha kaç devlet sırrı bakalım kimlerin elinde, bilen var mı? Şahsen ben dün o kayıtları dinledikten sonra devletim adına irkildim. Dışişleri Bakanının devlet şu anda sağlıklı çalışan birkaç kurumun üzerinde gidiyor sözünden sonra derin bir endişe duydum.

Nasıl bu hale geldik, devleti nasıl bu hale getirdiler şimdi bunun hesabını vermeliler. Paralel devlet yapılanması diyorlar, paralel dedikleri bunları yapabilecek güçteyse bu duruma göre asıl paralel kim oluyor? Her taşın altından onlar çıkıyorsa sen ne işe yarıyorsun?

Hem bu saatten sonra paralel devlet teorisi de hükmünü kaybediyor. Zira, cemaatti, paralel devletti, bi yere kadar. Bu durum artık bunlarla açıklanamaz. Sen on iki sene devleti yöneteceksin ve devletin içinde senden daha aktif birileri olacak. Telefonlarını dinleyecekler, attığın her adımdan haberleri olacak ve hatta en gizli sırların bile onların elinde olacak. Ondan sonra paralel yapılanma deyip sıyrılacaksın.

Hainlik ve ihanet kısmına gelecek olursak, evet bu bir ihanet. Devletin sırlarını ortaya dökenlerin hain olduğundan hiç şüphem yok. Ama devletin bekası dediğiniz şey zaaf kabul etmez, gevşeklik kabul etmez. Devlet sırlarına sahip çıkamayan bir hükumet hainler ise kadar suç işlemiş sayılır. Dışişleri Bakanının, hatta MİT müsteşarının bile dinlenebilir hale gelmesi bize devlet içindeki zafiyetin ulaştığı boyutu anlatmaya yeterli.

Ve an itibariyle ortaya çıkmıştır ki; devletin bekası için en büyük tehdit, her türlü ihanete geçit veren bizatihi AKP’nin kendisidir.

28 Mart 2004

Haluk Temel

http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/stratejik-rezalet-54713

 

yorum

Yorumlar kapalı.