1 CHP’ye Açık Mektup

CHP’ye Açık Mektup

0

Sayın Kılıçdaroğlu,

2015 milletvekili seçimlerini kaybettiniz, kaybedeceksiniz… Önünüzde bir yıldan az bir zaman kaldı, ama hâlâ, size bundan önce seçimleri kaybettiren aynı hatalarda israrcı görünüyorsunuz.

Boş lafları geçip gerçekçi analize odaklanalım. Gelecek seçimlerde hedefiniz ne ? Haydi iktidar olamadınız ama olmazsa olmaz hedef, AKP’nin eline, dışarıdan alabilecekleri destekle birlikte 367 milletvekili vermemek değil mi ? Toplam milletvekili sayısı 550. 2011 seçimlerinde AKP 327, CHP 135, MHP 53 ve çakma bağımsızlar 35 milletvekili çıkarmıştı… Yani sizin hedef bu kez 184 milletvekili…

Seçmen sayı ve yapısı 2011’e oranla çok fazla değişiklik taşımayacak. Başka bir deyimle, bu 184 milletvekiline erişebilmek için sizin (bazılarını zaten kızdırdığınız veya küstürdüğünüz) klasik seçmenleriniz yetmeyecek, bundan önce diğer partilere oy vermiş seçmenleri ikna etmeniz gerekecek. Bunun için de bu seçmenlerin hangi nedenlerle bu partilere oy verdiklerini analiz etmeniz gerekmiyor mu ?

Siz “din odakli açılıma” yöneldiniz, ama bu hem gereksiz, hem de geleneksel seçmen kitlenizi hayal kırıklığına uğratıp küstürüyor. Dini nedenlerle AKP’ye oy verenlerin oranı Türkiye genelinde taş çatlasa % 20’yi geçmez; bu “çekirdek AKP seçmeninden de” zaten siz 2015 seçimlerinde oy alamazsiniz…

Erdoğan hayranlarina gelelim… Bunların çoğu zaten bu “çekirdek seçmen” grubunda, başka bir deyimle bu iki grubu toplasaniz % 30 bile etmez… Yani ikna etmeniz gereken, üzerine odaklanacağınız grup bunlar değil, diğerleri. Peki bu diğerleri kim ?

“Makarnaya oy satan”, “göbeğini kaşıyan adam” veya “çıkarı olanlar” değil…

İlk olarak bir şeyi hatırlayalım : seçmen grubunun önemli bir kısmı gençler. Bu gençler ise, küçük çocukluk dönemlerini göz önüne almazsak, AKP iktidarı ile büyümüs, yoğrulmus seçmenler. Yani hayata bizim korku veya komplekslerimizle adım atmamış kişiler. Başörtüsü, mahalle baskısı gibi unsurlar onların hayatının her döneminde olmuş. Bunlara sizin kadar hassas değiller. Ege’de mini şortlu kızla başörtülüsü aynı “beach club”e gidip beraberce, aynı masada eğlenebiliyorlar. Anadolu’da, üniversite açılışlarında buluşup öpüşüyorlar…

Bu gençler için “Çanakkale’de hayatlarını verenler”, “Tunceli olayları”, “Türküm, doğruyum, çalışkanım” andı, “dış politikanın çok kötü idaresi” veya “Atatürk’e ayyaş dediler” öncelikli konular değil. Onları ilgilendiren konular iş bulabilmek, rahat yaşayabilmek, geleceğe umutla bakabilmek.

Biraz daha az gençler ise, eğitim ve yasam seviyeleri Türkiye ortalamasinin üstünde olan kesim. Çifçi yapilan baraja bakip “eh, artik yazın bile tarlayı sulayabiliyoruz” deyip sizin bu baraja karsi olduğunuzu hatırlıyor. Genç köylü duble yolların yanındaki outletlerde iş bulmus, yüzü gülüyor ama sizin bu yollara da karşı olduğunuzu unutmuyor. Sanayici “ucuz elektrik” istiyor, ama sizin nükleer santrallere karşı olduğunuzu da hatırlıyor.

Siz “dış borç aldı başını gitti” diye yırtınıyorsunuz, ama bu borcu alıp istihdam yaratan yatırımcı “CHP gelirse dolar firlar, benim borcum ise dolar” diye size oy vermiyor. Girişimci bir mağaza açmıs, bugün geçiniyor, ama “CHP gelirse piyasa durur, ben zaten zar zor iki yakamı bir araya getiriyorum, belki batarım” korkusu ile size oy vermiyor.

Kararsızlar ise “CHP’nin ekonomik programı belli değil ki! Genelde her yeniliğe teklif AKP’den geldi diye karşılar” diyor… Haksız da değiller yani…

Uzun lafın kısası, ne olduğunuzu anlatmaktan vazgeçip ekonomide neler yapacağınızı, rakamlarla, inandırıcı olarak anlatmalısınız.

Sizin programınızın özü “istihdam, istihdam, istihdam” olmalı.

  • Özelleştirmelere karşı çıkmak yerine bu özelleştirmeler sırasında yapılmış olan yolsuzluklara odaklanmalısınız.
  • “Çalıyorlar ama iş de yapıyorlar” diyenlere kizmak yerine fezlekelerin peşine düşüp Millet Meclisinde aktif hale gelmelisiniz.
  • “Yap-İşlet-Devret” modeline karşı çıkmak yerine bu modelle yapılan işlemlerdeki yan rantların peşine düşmelisiniz.
  • “Duble yollara” karşi olmak yerine bu duble yolların nasıl olup da otoyol fiyatına bazi gruplara peşkeş çekildiğini anlatmalısınız.
  • Nükleer santrallere karşı olmak yerine bu elektriği nasıl sağlayacağınızı anlatmalisiniz.
  • Ve programinizin başına “istihdam, istihdam ve istihdam”ı koymalisiniz.

O zaman belki 2015 sizin için iyi bir sürpriz olabilir…

 

İbrahim Çakıroğlu,  24 Eylül 2014

 

 

yorum

Yorumlar kapalı.